Bugün toplumumuzun en büyük problemi birlik ve beraberliktir.
Pek çok platformda tartışılan ve çözümü aranan bu temel mesele, günümüzde temenniden öteye geçememiştir.
Birliğin 3 ana unsuru vardır. Ve bir toplumun birbirine kenetlenebilmesi için bu 3 unsurda anlaşması esastır.
Bunlardan birincisi inanç birliğidir. Tarih boyunca, insanları bir araya getiren ana unsur din birliği olmuştur. Hatta diğer unsurlar bu inanç birliği üzerine şekillenmiştir.
Bu noktada fertlerin "inandım" dediği şeyler arasında birlik olması gerekir. Sorulduğunda "inandım" denmesi, gönül boyutuna inmiş bir inancın ifadesi tek başına olamaz.
İnancın doğru olabilmesi için o dinin peygamberini doğru tanımak ve anlamak gerekir.
Hz. Muhammed (sav)'i adım adım, satır satır bilmek, anlamak, bütünleşmek Mü'min için olmazsa olmaz şarttır. O, neye ve nasıl inandıysa ve hayatını nasıl geçirdiyse, biz de hayatımızda O'nu örnek almalıyız.
Böylece, inanç birliği Resulullah'ın (sav) şahsında, O'nun önderliğinde gerçekleşecektir.
Birliğin 2. örneği, kültür birliğidir. Kültür, inancın bir devamıdır. Onunla şekilleneceği için, inançtan ayrı düşünülemez Hıristiyanlık, bir Avrupa kültürü olarak tüm dünyada hakimiyetini göstermektedir.
Bizim yapmamız gereken de budur. Müslümanların kültürü ile dini farklı bir boyuttadır. Batı kültürü her sahada yaşamımızı kucaklamışken, dinimiz İslam bir kenarda bırakılmıştır.
Bu durum, imanını zaten tam manasıyla yaşayamayan Mü'minin, kendi kültüründen uzak bir dünyada inanç mücadelesi vermesinden başka bir şey değildir.
Bugün, inancımız istikametinde bir kültürü hayata geçirmeliyiz.
Birliğin 3. unsuru da, güç birliğidir.
İnanç ve kültür birliği, varlığını devam ettirebilmek için güce mecburdur.
İnanç ve kültür birliğimizin olduğu devletlerle bu tür uluslararası birlikteliklere gidilmelidir.
İslam dünyası, Türkî Cumhuriyetler ve Türk-İslam alemi bu noktada diğer birlik unsurlarıyla da örtüşen devletlerdir. Türkiye'nin başkanlığında gerçekleştirilen İSADAK toplantısı bu noktada güzel bir örnektir. Bu tür çalışmaların devamını bekliyoruz.
Türkiye, içinde bulunduğu her badireyi aşabilir. Yeter ki, önce içte birliğini temin etsin, daha sonra uygun devletlerle bölgesel veya uluslararası birlikteliklere yönelsin.
ABD veya AB değil; inanç ve kültürünü paylaşabileceği çevrelerle yapılacak anlaşmalar, Türkiye'nin geleceğini şekillendirmelidir.
Pek çok platformda tartışılan ve çözümü aranan bu temel mesele, günümüzde temenniden öteye geçememiştir.
Birliğin 3 ana unsuru vardır. Ve bir toplumun birbirine kenetlenebilmesi için bu 3 unsurda anlaşması esastır.
Bunlardan birincisi inanç birliğidir. Tarih boyunca, insanları bir araya getiren ana unsur din birliği olmuştur. Hatta diğer unsurlar bu inanç birliği üzerine şekillenmiştir.
Bu noktada fertlerin "inandım" dediği şeyler arasında birlik olması gerekir. Sorulduğunda "inandım" denmesi, gönül boyutuna inmiş bir inancın ifadesi tek başına olamaz.
İnancın doğru olabilmesi için o dinin peygamberini doğru tanımak ve anlamak gerekir.
Hz. Muhammed (sav)'i adım adım, satır satır bilmek, anlamak, bütünleşmek Mü'min için olmazsa olmaz şarttır. O, neye ve nasıl inandıysa ve hayatını nasıl geçirdiyse, biz de hayatımızda O'nu örnek almalıyız.
Böylece, inanç birliği Resulullah'ın (sav) şahsında, O'nun önderliğinde gerçekleşecektir.
Birliğin 2. örneği, kültür birliğidir. Kültür, inancın bir devamıdır. Onunla şekilleneceği için, inançtan ayrı düşünülemez Hıristiyanlık, bir Avrupa kültürü olarak tüm dünyada hakimiyetini göstermektedir.
Bizim yapmamız gereken de budur. Müslümanların kültürü ile dini farklı bir boyuttadır. Batı kültürü her sahada yaşamımızı kucaklamışken, dinimiz İslam bir kenarda bırakılmıştır.
Bu durum, imanını zaten tam manasıyla yaşayamayan Mü'minin, kendi kültüründen uzak bir dünyada inanç mücadelesi vermesinden başka bir şey değildir.
Bugün, inancımız istikametinde bir kültürü hayata geçirmeliyiz.
Birliğin 3. unsuru da, güç birliğidir.
İnanç ve kültür birliği, varlığını devam ettirebilmek için güce mecburdur.
İnanç ve kültür birliğimizin olduğu devletlerle bu tür uluslararası birlikteliklere gidilmelidir.
İslam dünyası, Türkî Cumhuriyetler ve Türk-İslam alemi bu noktada diğer birlik unsurlarıyla da örtüşen devletlerdir. Türkiye'nin başkanlığında gerçekleştirilen İSADAK toplantısı bu noktada güzel bir örnektir. Bu tür çalışmaların devamını bekliyoruz.
Türkiye, içinde bulunduğu her badireyi aşabilir. Yeter ki, önce içte birliğini temin etsin, daha sonra uygun devletlerle bölgesel veya uluslararası birlikteliklere yönelsin.
ABD veya AB değil; inanç ve kültürünü paylaşabileceği çevrelerle yapılacak anlaşmalar, Türkiye'nin geleceğini şekillendirmelidir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hüseyin Kibarlı / diğer yazıları
- Başlıksız... / 19.01.2003
- Küreselleşme milliliği bitirir / 17.01.2003
- Kıbrıs'ta milli bütünlük dini bütünlükten geçer / 16.01.2003
- Asıl hedef başka / 15.01.2003
- Ekonomide kalıcı çözüm için / 11.01.2003
- Türkiye güçlü olmaya mecburdur / 09.01.2003
- Türkiye, savaşı önleyebilecek güçtedir / 08.01.2003
- Yabancılara el açmaktan kurtulmalıyız / 24.11.2002
- Türkiye yol ayrımında / 23.11.2002
- IMF ile bu iş olmaz / 19.11.2002
- Küreselleşme milliliği bitirir / 17.01.2003
- Kıbrıs'ta milli bütünlük dini bütünlükten geçer / 16.01.2003
- Asıl hedef başka / 15.01.2003
- Ekonomide kalıcı çözüm için / 11.01.2003
- Türkiye güçlü olmaya mecburdur / 09.01.2003
- Türkiye, savaşı önleyebilecek güçtedir / 08.01.2003
- Yabancılara el açmaktan kurtulmalıyız / 24.11.2002
- Türkiye yol ayrımında / 23.11.2002
- IMF ile bu iş olmaz / 19.11.2002