Türkiye tarımında yeni bir dönem daha başlıyor. Meskenlerde kullanılan içme suyu saati uygulaması, tarla sulamalarında da kullanılacak. Üretici kullanmış olduğu suyun bedelini ödeyecek, ödemez ise icra yoluyla tahsil edilecek ve bir daha su kullanımına izin verilmeyecek.
Yıllardan beri ar belasına, çaresizce zararına da olsa üretim yapıp topraktan kopmak istemeyen çiftçi milleti yeni bir darbe ile karşı karşıya. Üreten kesim desteklenmesi gerekirken adeta cezalandırılıyor. Yani anlayacağınız sevgili okurlar, eli öpülesi köylü ve çiftçiye "bu topraklarda üretim yapma, üretme" deniyor. Üretim yapmama adına gelip köylü ve çiftçinin başına silah dayayacak halleri yok. Yıllardan beri uygulanan ithale dayalı yanlış politikalarla tarımın köküne kibrit suyu dökmeye devam ediliyor.
Bizler yıllardan beri tarımda üretim girdilerinin aşağılara çekilmesi formüllerini anlatıp, tarımda kullanılan mazotun bedava ya da yarılara inmesi gerektiğini söylerken, şimdilerde kullanılan suya sayaç geliyor. Yakında bir yerlerimize de sayaç takılıp soluduğumuz hava da paraya bağlanırsa şaşmayalım. Ülkemiz ilginçliklerle dolu bir ülke olmaya son hızıyla devam ediyor. Bu günlerin iyi günler olduğunun altını tekrar çizelim.
Bu konuda Ziraat Mühendisleri Odası'nın açıklaması şöyle: "Çiftçimiz, başta girdi maliyetlerinin yüksekliği olmak üzere, tarımsal riskler ve uygulanan neoliberal politikalar karşısında, mucizevi bir şekilde üretim yapmaya devam ederken yapılacak bu değişiklik; bunca zorluğa rağmen üretimi sürdürmeye çalışan üreticinin üzerine önemli bir yük bindirecektir.
Son on beş yılda artan maliyetlerle 35 milyon dekar alanda üretim yapamayan üretici, tarımda kullanılan suya da para harcamak zorunda kalınca daha fazla alanı işlemekten zorunlu olarak vazgeçecektir. Bu değişiklikle beraber, ülkemizde daha az tarımsal üretim gerçekleştirilecektir. Ülkemiz insanının gıda ihtiyacı ise artan ölçüde ithalatla karşılanmaya çalışılacaktır. Kırsaldan kentlere göç artacaktır. Köyünde kalan üretici ise tarlasında kullanamadığı suyun akışını seyredecektir. Su kullanımının kontrol altına alınması için hedef kitle olarak çiftçi seçilmiştir. Üretim yapmaktan vazgeçmemek için varoluş savaşı veren çiftçinin cebindeki paraya göz dikilmiştir."
Yıllardan beri ar belasına, çaresizce zararına da olsa üretim yapıp topraktan kopmak istemeyen çiftçi milleti yeni bir darbe ile karşı karşıya. Üreten kesim desteklenmesi gerekirken adeta cezalandırılıyor. Yani anlayacağınız sevgili okurlar, eli öpülesi köylü ve çiftçiye "bu topraklarda üretim yapma, üretme" deniyor. Üretim yapmama adına gelip köylü ve çiftçinin başına silah dayayacak halleri yok. Yıllardan beri uygulanan ithale dayalı yanlış politikalarla tarımın köküne kibrit suyu dökmeye devam ediliyor.
Bizler yıllardan beri tarımda üretim girdilerinin aşağılara çekilmesi formüllerini anlatıp, tarımda kullanılan mazotun bedava ya da yarılara inmesi gerektiğini söylerken, şimdilerde kullanılan suya sayaç geliyor. Yakında bir yerlerimize de sayaç takılıp soluduğumuz hava da paraya bağlanırsa şaşmayalım. Ülkemiz ilginçliklerle dolu bir ülke olmaya son hızıyla devam ediyor. Bu günlerin iyi günler olduğunun altını tekrar çizelim.
Bu konuda Ziraat Mühendisleri Odası'nın açıklaması şöyle: "Çiftçimiz, başta girdi maliyetlerinin yüksekliği olmak üzere, tarımsal riskler ve uygulanan neoliberal politikalar karşısında, mucizevi bir şekilde üretim yapmaya devam ederken yapılacak bu değişiklik; bunca zorluğa rağmen üretimi sürdürmeye çalışan üreticinin üzerine önemli bir yük bindirecektir.
Son on beş yılda artan maliyetlerle 35 milyon dekar alanda üretim yapamayan üretici, tarımda kullanılan suya da para harcamak zorunda kalınca daha fazla alanı işlemekten zorunlu olarak vazgeçecektir. Bu değişiklikle beraber, ülkemizde daha az tarımsal üretim gerçekleştirilecektir. Ülkemiz insanının gıda ihtiyacı ise artan ölçüde ithalatla karşılanmaya çalışılacaktır. Kırsaldan kentlere göç artacaktır. Köyünde kalan üretici ise tarlasında kullanamadığı suyun akışını seyredecektir. Su kullanımının kontrol altına alınması için hedef kitle olarak çiftçi seçilmiştir. Üretim yapmaktan vazgeçmemek için varoluş savaşı veren çiftçinin cebindeki paraya göz dikilmiştir."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Adem Birinci / diğer yazıları
- İmam Cafer Sadık / 26.04.2025
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- İmam Ali’nin dilinden Hz. Peygamber / 15.03.2025
- Gayretullah’a dokunmak… / 13.03.2025
- Ben vermekle emrolundum / 06.03.2025
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- İmam Ali’nin dilinden Hz. Peygamber / 15.03.2025
- Gayretullah’a dokunmak… / 13.03.2025
- Ben vermekle emrolundum / 06.03.2025