Delikanlılık çağındaki Musa, bir kaza sonucu ölümüne sebep olduğu bir kişi sebebiyle, ölüm fermanının imzalanmak üzere olduğunu Firavun'un sarayındaki bir görevliden öğrenir öğrenmez Mısır'ı terk ediyor ve nice dağlar aştıktan, nice yollar kat ettikten sonra Medyen suyuna ulaşıyor.
Medyen suyunun başında susuz bekleyen koyunlar...
Burada bir terslik var.
Ölüm korkusuyla çıktığı yolculuk, yolculuğun getirdiği yorgunluk ve açlık ve geldiği vadinin hiç de tanımadığı bir diyar olması onun bu tersliğe müdahalesine engel teşkil etmiyor ve doğrudan müdahale ediyor.
"Medyen'e doğru yöneldiğinde, 'Umarım Rabbim beni doğru yola iletir' dedi.
Medyen suyuna varınca, orada hayvanlarını sulayan kalabalık bir gurup insanla karşılaştı ve onlardan biraz ötede, kendi hayvanlarını uzakta tutmaya çalışan iki kadın gördü ve onlara, 'Derdiniz nedir?' diye sordu. 'Bu çobanlar, işlerini bitirip uzaklaşmadıkça, biz hayvanlarımızı sulayamıyoruz; çünkü biz kadınız, bu işleri görecek başka kimsemiz yok, babamız da pek yaşlı' diye cevap verdiler.
Bunun üzerine Musa, onların hayvanlarını suladı ve gölgeye çekilip, 'Ey Rabbim! Bana bahşedeceğin her hayra, öylesine muhtacım ki!' diye niyazda bulundu." (Kasas: 22-24).
Delikanlı Musa, o yerlerin garibi ve batmak üzere olan günün sonunda gidecek bir yeri, başını sokacak bir yuvası olmayan Musa, yapılması gerekeni yapmış, gördüğü bir tersliği düzeltmiş ve kimsesizlerin kimsesine iltica etmişti.
İlk bakışta basit bir müdahalenin ve sıradan bir yardımın delikanlı Musa'yı Allah'ın elçilerinden Şuayb Peygamberle buluşturacağını ve sonra da ona damat olmasını sağlayacağını nerden bilecekti.
"Ey Rabbim! Bana bahşedeceğin her hayra, öylesine muhtacım ki!" cümlesini öylesine içten söylemişti ki ve işte hayırların ilk kapısı açılmak üzere idi:
"Az sonra, o iki kızdan biri, utana sıkıla çıkageldi ve: 'Hayvanlarımızı sulamana karşılık, ücret ödemek için babam seni çağırıyor' dedi. Musa O'nun yanına varınca, başından geçenleri O'na anlattı. Beriki, 'Korkma! Artık o zalim halkın elinden kurtulmuş bulunuyorsun' dedi.
Kızlardan biri, 'Babacığım' dedi. 'O'nu ücretli olarak yanında tut; çünkü ücretli olarak yanında tutabileceğin en güçlü ve en güvenilir kişi bu olacak.'
Bir süre sonra kızların babası Musa'ya, 'Bak' dedi. 'Seni sekiz yıl yanımda çalışmana karşılık, bu iki kızımdan biri ile evlendirmek istiyorum. Bu süreyi on yıla tamamlarsan, artık bu senin bileceğin bir iş, sana fazladan yük yüklemek istemem. İnşaallah beni, dürüst davranan biri olarak bulacaksın.'
Musa, 'Bu, seninle benim aramda bir sözleşme olsun' dedi. Artık hangi süreyi doldurursam doldurayım, herhangi bir güçlük çıkarılmasın. Bu söylediklerimize Allah da şahit olsun." (Kasas: 25-28).
Hayatın herhangi bir noktasında ve her ömrünüzün her hangi bir diliminde şahit olduğunuz bir tersliğe bigane kalamazsınız, kalmamalısınız ve yapacağınız bir müdahalenin de size hangi hayır kapılarını açacağını hesap edemezsiniz.
Medyen suyunun başında susuz bekleyen koyunlar...
Burada bir terslik var.
Ölüm korkusuyla çıktığı yolculuk, yolculuğun getirdiği yorgunluk ve açlık ve geldiği vadinin hiç de tanımadığı bir diyar olması onun bu tersliğe müdahalesine engel teşkil etmiyor ve doğrudan müdahale ediyor.
"Medyen'e doğru yöneldiğinde, 'Umarım Rabbim beni doğru yola iletir' dedi.
Medyen suyuna varınca, orada hayvanlarını sulayan kalabalık bir gurup insanla karşılaştı ve onlardan biraz ötede, kendi hayvanlarını uzakta tutmaya çalışan iki kadın gördü ve onlara, 'Derdiniz nedir?' diye sordu. 'Bu çobanlar, işlerini bitirip uzaklaşmadıkça, biz hayvanlarımızı sulayamıyoruz; çünkü biz kadınız, bu işleri görecek başka kimsemiz yok, babamız da pek yaşlı' diye cevap verdiler.
Bunun üzerine Musa, onların hayvanlarını suladı ve gölgeye çekilip, 'Ey Rabbim! Bana bahşedeceğin her hayra, öylesine muhtacım ki!' diye niyazda bulundu." (Kasas: 22-24).
Delikanlı Musa, o yerlerin garibi ve batmak üzere olan günün sonunda gidecek bir yeri, başını sokacak bir yuvası olmayan Musa, yapılması gerekeni yapmış, gördüğü bir tersliği düzeltmiş ve kimsesizlerin kimsesine iltica etmişti.
İlk bakışta basit bir müdahalenin ve sıradan bir yardımın delikanlı Musa'yı Allah'ın elçilerinden Şuayb Peygamberle buluşturacağını ve sonra da ona damat olmasını sağlayacağını nerden bilecekti.
"Ey Rabbim! Bana bahşedeceğin her hayra, öylesine muhtacım ki!" cümlesini öylesine içten söylemişti ki ve işte hayırların ilk kapısı açılmak üzere idi:
"Az sonra, o iki kızdan biri, utana sıkıla çıkageldi ve: 'Hayvanlarımızı sulamana karşılık, ücret ödemek için babam seni çağırıyor' dedi. Musa O'nun yanına varınca, başından geçenleri O'na anlattı. Beriki, 'Korkma! Artık o zalim halkın elinden kurtulmuş bulunuyorsun' dedi.
Kızlardan biri, 'Babacığım' dedi. 'O'nu ücretli olarak yanında tut; çünkü ücretli olarak yanında tutabileceğin en güçlü ve en güvenilir kişi bu olacak.'
Bir süre sonra kızların babası Musa'ya, 'Bak' dedi. 'Seni sekiz yıl yanımda çalışmana karşılık, bu iki kızımdan biri ile evlendirmek istiyorum. Bu süreyi on yıla tamamlarsan, artık bu senin bileceğin bir iş, sana fazladan yük yüklemek istemem. İnşaallah beni, dürüst davranan biri olarak bulacaksın.'
Musa, 'Bu, seninle benim aramda bir sözleşme olsun' dedi. Artık hangi süreyi doldurursam doldurayım, herhangi bir güçlük çıkarılmasın. Bu söylediklerimize Allah da şahit olsun." (Kasas: 25-28).
Hayatın herhangi bir noktasında ve her ömrünüzün her hangi bir diliminde şahit olduğunuz bir tersliğe bigane kalamazsınız, kalmamalısınız ve yapacağınız bir müdahalenin de size hangi hayır kapılarını açacağını hesap edemezsiniz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025