Ülkemiz gariplikler ülkesi maalesef. 2 maaş, 3 maaş alan bürokratları, 25 bin lira alan milletvekillerini konuşurken, kamu kuruluşunda çalıştığı halde 5 maaş alan danışmanları, 11 maaş alan genel müdürleri de duyar olduk.
"Yağma Hasan'ın böreği" zihniyeti, üzülerek görüyoruz ki, artarak devam ediyor.
Yoksulluk sınırının 10 bin liraya dayandığı ülkemizde bir tarafta 2 bin 825 lira asgari ücret alan 7 milyonun üzerinde aile, diğer tarafta vazifesi millete hizmet olan 11 maaşlı bürokratlar. Sizce bu kadar gelir adaletsizliğinin yaşandığı bir ülke hiç huzur görebilir mi?
Arada büyük bir gelir uçurumu var. Açlık sınırının altında maaşa talim edenler ve milletin parasıyla zirvede zevk u sefa sürenler.
Bürokrasi, varlığının sebebi olan vatandaşa hizmet etmek yerine, ganimet toplama telaşına düşmüş, bu sebeple de vatandaşa hizmet etmeye zaman bulamıyor.
Vatandaş ise gelir yetersizliği sebebiyle borç batağının içinde, debelenip duruyor.
BDDK verilerine göre, vatandaşların bankalara olan toplam borcu 951 milyar liraya yükseldi. Bu borcun 729 milyar lirası tüketici kredilerinden, 165 milyar lirası da kredi kartlarından kaynaklanıyor. Sadece 4-11 Haziran tarihlerini kapsayan bir haftalık dönemde bu borç 6.5 milyar lira arttı.
Borcun 18.6 milyar liralık bölümü zamanında ödenmediği için icra takibinde.
İcralık borçların 13 milyar lirası tüketici kredilerinden, 5.4 milyar lirası da kredi kartlarından kaynaklanıyor.
Bankalara tüketici kredisi borcu bulunan vatandaş sayısı son bir yılda 2 milyon 153 bin kişi daha artarak Nisan 2021 itibarıyla 34 milyon 538 bin kişiye çıktı.
Türkiye'de 18 yaş üstü yaklaşık 62 milyon vatandaşımız bulunuyor. Dolayısıyla vatandaşlarımızın yarısından fazlasının bankalara borcu var. Sadece bu ekonomik tablo bile ülkemizdeki krizi, gelir yetersizliğini ve adaletsizliğini, yoksulluğu çok net bir şekilde gösteriyor.
Bürokratların ve milletvekillerinin maaşları ile vatandaşların maaşı arasındaki uçurum Gündem Özel programında Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş'a soruldu. BTP Lideri cevaben şu önemli tespitlerde bulundu:
"Vatandaş 2 bin 825 TL maaş alırken milletvekili 25 bin TL maaş alamaz. Çift maaş alan bürokratlar var, bu çok kokuşmuş bir düzen. Ne yazık ki 2 bin 825 TL'ye talim eden milyonların seçtiği siyaset bu. Bu kaderi kendimiz oluşturuyoruz."
"Adam milletvekili oluyor, dünyamızı kazandık diyor. Sen oraya gidiyorsun ki ahiretini kazan, milletine hizmet et. Halka hizmet Hakk'a ibadettir. Bugünküler ne yapıyor, biz buraya geldik, bu halkı iyi yeriz, yeme sıra bizde diyorlar."
"Bugünkü milletvekili maaşlarını kabul etmiyorum. Vatandaş 2 bin 825 TL maaş alırken, vekilin 25 bin lira maaş alması yanlış. Türkiye'de bu adaletsizliğin, bu düzenin kesinlikle değişmesi lazım."
"Vatandaş ve vatandaşın seçtikleri arasında bu kadar maaş uçurumu olamaz. Bunların hepsinin hesabı sorulacak. Eğer biz iktidar olursak Bağımsız Türkiye Partisi olarak biz soracağız, eğer iktidar olmaz da mevcut durumumuzda kalırsak, medya yolu ile hukuki süreçler yolu ile bunun hesabını soracağız. Sen vatandaşın hakkını bu şekilde gasp edemezsin."
"Adam çıkıyor, 176 bin lira maaş alıyor, bunun hangi hukukta, hangi ülkede, hangi demokraside bir karşılığı var. Huzur hakkı diyorlar ama bu kadar huzur onlara fazla."
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, ayrıca bu gelir adaletsizliğinin nasıl çözüleceği konusunda da önemli açıklamalarda bulundu:
"Bağımsız Türkiye Partisi'nin en büyük farkı bir modele sahip oluşu. Ekonomiye bakış açısı diğer tüm siyasi iklimlerden farklı. Bizim bir ekonomik gerçekliğimiz var. Türkiye'de gelir adaletsizliği dediğiniz durum da Milli Ekonomi Modeli çerçevesinde çözülebilir."
"Biz diyoruz ki asgari ücreti 10 bin TL'ye çıkaracağız. Biz bunun nasıl çıkarılacağını da videolarla, kitaplarla, föylerle, konferanslarla anlattık, çok rahat hayata geçirilebilir."
"Bugün bütün dünyanın tartıştığı bir maaş var. Basic income adı altında evrensel temel gelirden yani 2005 yılında yazılan Milli Ekonomi Modeli'nde yer alan Vatandaşlık Maaşından bahsediliyor. Biz bütün hanelere bunu da vereceğiz."
"Ev hanımlarına evdeki çalışmaları karşılığı 2 bin 500 TL ev hanımı maaşı da vereceğimizi söylüyoruz."
"Yani bir haneye bugünün şartları ile 18-20 bin lira para sokuyoruz. Bu vatandaşın geçiminin rahatlaması ve tüketme kabiliyetini ortaya koyması anlamına geliyor. Bu parayı alan vatandaş hemen markete, manava, AVM'ye koşuyor ve tüketmeye başlıyor. Böylece ekonominin de çarkları dönmeye başlıyor."
İşte gelir adaleti böyle sağlanır. Türk Milleti artık bu gerçeği görmelidir. Milletin hakkının gasp edilmemesi, milli gelirin adil bir şekilde tüm vatandaşlara dağıtılması için artık "BTP", "Milli Ekonomi Modeli" ve "Hüseyin Baş" demeliyiz.
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025