Avrupa İsan Haklarını İmha Merkezi, en yeni icraatları ile huzurlarınızda. Nasıl bilirdiniz, nasıl bilirdik, dünyaya nasıl yutturulmuştu? Avrupa'da bir insan hakları mahkemesi var, bu mahkemenin çok hassas terazisi var, ince eleyip sık dokuyarak her alanda adaletin tecellisi için çalışıyor! Meğer bunlar hep yalanmış, insan haklarını imha merkezinin, insan hakları mahkemesi diye yutturulmasından ibaretmiş. Bir çok hacımız, hocamız, güya okuyanımız-yazanımız da AB'ye girersek, başörtüsü gibi, imam hatiplerin puan mağduriyeti gibi problemlerin kökten halledileceğine inanarak, yani bir yalan, bir hayal uğruna "AB'ye evet"çilerin safına katılmışlar. Yıllardır sürüp giden Leyla Şahin davasında, söz konusu mahkeme nihai kararını açıklamış; başörtüsünden ötürü bir müslümanın okuma haklarının elinden alınması, insan hakları ihlali sayılmazmış. Bir hakkın ihlalinden bahsedilmesi için önce öyle bir hakkın varlığını kabul etmek gerekiyor. O diyarda, yani Avrupa'da, yani Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin lügatinde, mantığında Müslüman'ın hakkı diye bir madde olmadığı için, hak ihlali de söz konusu değil. Avrupa İnsan Haklarını İmha Merkezi, şimdilerde tam mesai ile çalışıyor. Böşürtüsü yüzünden eğitim hakkının gaspedilmesi insan hakkı ihlali sayılmaz, şeklindeki kararın açıklandığı günlerde Avrupa Birliği ilerleme raporu da o malum, o meşhur muhtevası ile yayınlandı. Bir kez daha gördük ve anladık ki, Avrupa Birliği'ni oluşturan siyasi ve kültürel unsurlar, insanımızın tabii haklarını korumaya, kollamaya göre ayarlanmamış! Tam aksine insanımızı ve ülkemizi bölmeye, parçalamaya göre ayarlanmış. İki konu aynı günlerde gündeme oturduğu için mukayese daha da kolaylaştı. Mesela; ilerleme raporu, Müslüman Türk Milleti'nin kanının zehirli olduğunu iddia eden bir Ermeni asıllı gazetecinin hakkını korurken, onun yargılanmamasını isterken, yine bir millete çok açık iftiraları ile gündeme gelen Orhan Pamuk'u korurken, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi başörtüsünün bir hak olmadığına, bu yüzden eğitim hakkı gaspedilenlerin haklarının ihlal edilmediğine hükmedebiliyor. Batı cephesinden esen sam yellerini bad-ı saba diye takdim edenlerin, özgürlüklerin önü açılacak diye AB'ci olanların, hatalarını görüp rücu etmeleri için büyük fırsattır, aman kaçırmasınlar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025