14 Mayıs'ta Türkiye sandığa gidiyor.
Millet İttifakı ile Cumhur İttifakı'nın yanı sıra, Ata İttifakı ve Muharrem İnce'nin de seçimlere gireceği anlaşıldı.
Cumhur İttifakı bileşenlerinde, heyecan ve sinerjiden eser yok gibi görünüyor.
Hatta lider bazında değerlendirildiğinde, en yaşlı siyasetçilerin bu ittifakta yer aldığı tespitini de yapabiliriz.
Sadece bu açıdan bile baktığımızda, Cumhur İttifakı'nın 13 milyon genç seçmen üzerindeki etkisinin, neredeyse sıfıra yakın olacağı öngörülüyor.
Cumhur İttifakı ve bileşenlerinin artık topluma anlatacakları gerçekten de elle tutulur, gözle görülür bir şeyin de kalmamış olduğunu gözlemliyoruz.
Ellerinde kala kala sadece, HDP ile seçmeni korkutma ve kanalize etmeye yarayacağına inandıkları soyut bir argüman kaldı.
Yani aslında elde var sıfır.
Bu açıdan düşünüldüğünde, Cumhur İttifakı bu seçimlerde çok büyük bir yenilgiye uğramamak için acaba B planı olarak çantasına neleri koymuş!
İnşallah aklımdakiler çantasında yoktur.
Aklımdakiler derken, yapmaktan asla çekinmeyeceklerini bildiğimden dolayı böyle bir ifade kullanıyorum.
Ne Sn. Bahçeli'nin, ne de Sn. Erdoğan'ın artık Türk seçmeni üzerinde bir heyecan uyandırmaları, bu yıkık harabe Türkiye manzarası karşısında hiç mi hiç mümkün görünmüyor.
Erdoğan'ın artık milletin prim vermediği ve bayatlamış Kılıçdaroğlu eleştirisi de seçmende karşılık bulmuyor.
Yani 14 Mayıs'ta seçim günü akşamı balkon konuşması yapacak kişinin Erdoğan olmayacağına kesin gözüyle bakılıyor.
Millet İttifakı için bir dosya açmayacağım çünkü şu ana kadar 6'lı Masa hakkında çok ağır eleştirilerde bulundum zaten.
Ata İttifakı'nın adayı Sn. Sinan Oğan'a gelince, Atatürkçü, Cumhuriyet değerlerine son derece saygılı bir isim.
Zannım o ki, son tahlilde bu ittifak da zaten Millet İttifakı lehine bir tavır ve tutum sergileyecekler.
Sn. Muharrem İnce de bu ülkenin zararına olabilecek hiçbir projeye imza atmayacak kadar, Atatürk ilkelerine bağlı bir siyasetçi.
Sn. İnce de yüz bin imzayı bulup aday olsa bile, tıpkı Sinan Oğan gibi, finalde Millet İttifakı lehine kesin bir tutum sergileyecekler.
İttifakların genel değerlendirmesi böyle iken, iş Türkiye'nin ayağa kaldırılması ve acilen kalkındırılması konusuna gelince durum çok farklı elbette.
Seçimler 20 puan farkla Millet İttifakı lehine kazanılsa bile bu sonuç, Türkiye'yi yeniden inşa edecek bir formülü elinizde bulundurduğunuz manasına gelmiyor.
O başka mesele işte…
Türkiye'nin tek bir kuruş borçlanmadan ve tek bir kuruş ilave vergi toplama yoluna gitmeden modern bir şekilde yeniden inşası ancak bir şekilde söz konusu olabilir.
Prof. Dr. Haydar Baş'a ait olan, Milli Ekonomi Modeli tezi ve formülleriyle bu iş kökünden çözüme kavuşturulur.
Bu model yoksa Türkiye de yok demektir.
Böylesine büyük bir devrimi kendi içinde barındıran "MEM" tezini uygulamaya sokmadan isterseniz yüzde 99'la seçimleri kazanın.
Vallahi de, billahi de hiçbir şey yapamazsınız.
Şimdiden tarihe not düşelim dedik.
İnşallah 'keşke' dememek için yazdık.
Bu işlerin tereyağından kıl çeker gibi hallolması işten bile değil. İşite Hüseyin Baş ismi, bu yüzden çok önemli. Çünkü bu denklemde BTP yoksa, yıkımlar devam edecek demektir.
Asla unutulmamalıdır ki, kurtlar puslu havayı çok sever.
Olası bir İstanbul depreminde yaşanacakları çok net biliyoruz.
BM kararıyla yabancı askerlerin postalları topraklarımızı çiğneyecektir.
Bunun gerekçesi de, Türkiye kendi gücünü ve kontrolünü kaybetti şeklinde olacak.
Hüseyin Baş isminin ve MEM'in, nasıl bekamız için bir sigorta olduğunu ileride yaşayarak göreceğiz.
Olacakları topyekûn düşünün ki, yarın bu acı gerçeklerle karşılaşmayalım.
İyi günler…
- Kıbrıs Türk’ün tapulu malıdır / 13.04.2025
- Para yok ki ‘BOYKOT’ olsun! / 10.04.2025
- Boykotu bırak satılanlara bak! / 08.04.2025
- ‘Selçuklu ve Osmanlı’yı tarikatlar batırdı’ / 07.04.2025
- Para yok ki ‘BOYKOT’ olsun! / 06.04.2025
- “Kürt sorunu” ifadesi ‘SEVR’ in ürünüdür! / 02.04.2025
- TÜRK milletine ters kelepçe! / 01.04.2025
- Türkler Ehl-i Beyt ile akrabadır / 31.03.2025
- Türk’ler Ehl-i Beyt İslam’ını kabul etmiştir / 30.03.2025