Neyzen Tevfik, iki gözü de görmeyen bir tanıdığına rastlar. Tanıdığı sorar:"Memleketin durumunu nasıl görüyorsun, Tevfikçiğim?""Karanlık" diyecekken vazgeçer, Neyzen anlayacağı dilden konuyu özetler:"Sizin gördüğünüz gibi."Son yıllarda ülkemizde yaşadıklarımız, komşularımızda yaşananlarla ister-istemez şu soruyu her vicdan sahibi soruyor: "Nereye gidiyoruz?" Çünkü Türkiye'nin hali hiç de iç açıcı değil. BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş'ın tam da işaret ettiği gibi: "Karanlık günler!"Yürekler paramparça, cepler bomboş, terör her gün can alıyor ve ülke olarak yalnızız. Bir dostumuz bile kalmamış. Bir de boş vermişlik bulaşmış gönüllere. Güvenlik, yerini güvensizliğe bırakmış. Yarına endişeyle bakanların sayısı her geçen gün artıyor. Soralım o zaman? Bir şarkı vardı, hatırlarsınız:"Ben nerde yanlış yaptım?"Sahi, nerede yanlış yaptık? Tercihlerimiz yanlıştı! Onun için kaybettik ve kaybetmeye devam ediyoruz.Eğer, 7 Haziran'da tek çözüm, proje, model sahibi BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş'ı seçseydin, hayatın değişecekti, gönlün değişecekti, ekonomin değişecekti. Sen ne yaptın? Dünyanın peşinden gittiği bir çözüm varken, ne hazin tecelli ki, sen güneşten kaçtın!Tarihi baştan yazan bir Allah Adamı çıkmıştı bu ülkeden. Dünya dengelerini değiştirmişti. Devletler O'nun görüşleri, Milli Ekonomi Modeli ile güçlendi, zenginleşti, söz sahibi oldu. Ya sen? Bu değeri görmezden, duymazdan, bilmezden geldin! Yaslandığın, oyunla ödüllendirdiğin ama "Aldatıldım, kandırıldım " diyerek suçu hep başkalarına atan iktidar, AB-ABD kapısında sana 13 yıl boyunca hep kaybettirdi. Artık uyanma vaktin gelmedi mi, bu gaflet uykusundan? Bu politika aktörleri mecliste, birbiriyle kayıkçı kavgası yapma derdindeyken, şikâyet etme hakkın yok. Haydar Hoca, senin düştüğün bu vahim durumdan kurtulman için senin hakkına sahip çıktı.Küresel politikalara teşne olan siyasetin derdi sen ve dertlerin değil. Zaten bir çözümleri de yok. Onlar ancak, Haydar Hoca'nın dediklerinden, projelerinden kopya çekmeyi bilirler, çalıntı yaptıklarını kendi bulduklarıymış gibi pazarlarlar. Onlar senin ne gönlünü, ne de cebini düşünmez. Onlar, Amerikan rüyası görmeyle meşgul. Kalk bu kâbustan!1 Kasım seçimleri senin ve bu coğrafyanın kaderi olacak. Ağlanma, ağlama, şikayet etme zamanı değil, vakit Milli Ekonomi Modelinin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'ı ve kadrosunu iktidar yapma zamanıdır.Merkel geçtiğimiz günlerde ne demişti? "Türkiye'yi Avrupa'da istemediğimizi Cumhurbaşkanına söyledim." Biri dışında bütün partiler AB-ABD için politika yaptı, milli ve yerli bir siyasete hizmet etmedi. Ama biri vardı, O hep doğruları haykırdı. Söyledikleri daima çıktı. Sen buna ister öngörü de, ister feraset! Ama bu gerçeğin adı Prof. Dr. Haydar BAŞ'tır. 70'li yıllardan beridir haykırıyor:"Türkiye'yi AB'ye almazlar. Çünkü:1- AB bir medeniyet birliğidir. 2- AB ekonomik bir birliktir. 3- AB dini birliktir."Seni bu derin kuyudan çıkaracak merhamet ve şefkat eli, Ehl-i Beyt'in elidir. Mustafa Kemal'in izidir. Hacı Bektaş Veli'nin gönlüdür.Hem dünyan ve ahiretin için 1 Kasım Hakk'ın ve haklının yanında ol!Haydar Hoca, AB deseydi, "ABD olmadan olmaz" deseydi, "Dinlerarası diyolog olmalı" deseydi, "başkanlık sistemi" deseydi, bugün küresel güçlerin sözde iktidarı olurdu. Ama O, Ehl-i Beyt dedi, Mustafa Kemal dedi, Bağımsız Türkiye dedi, Milli Ekonomi Modeli dedi, "birlik olalım, kardeş olalım" dedi. Birileri istemese de Haydar Hoca dünyanın dengelerini değiştirdi. Ve O kaybetmedi, kaybetmeyecek!O ve O'nunla olanlar KAZANACAK!Unutma ki, karanlıklar, aydınlık insanlarla ortadan kalkar!Şairin mısralarını biraz bugüne uyarlarsak:"Sen uyanmazsan, Ben uyanmazsam, Biz uyanmazsak, Karanlıklar nasıl döner aydınlığa."Son söz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün olsun:"Ben, memleket ve milleti düştüğü felâketten çıkarabileceğim inancıyla Anadolu'ya geçtiğim ve amacın gerektirdiği teşebbüslere giriştiğim zaman cebimde, emrimde beş para olmadığını söyleyebilirim. Fakat parasızlık benim milletle beraber atmaya muvaffak olduğum hedefe yönelmiş adımları durdurmaya değil, zerre kadar azaltmaya dahi sebep teşkil edememiştir. Yürüdük, muvaffak olduk, yürüdükçe, muvaffak oldukça maddi güçlükler kendiliğinden ortadan kalktı.Türk Milleti, kendisi için, kendi geleceği ve kurtuluşu için çalışan müteşebbisleri, heyetleri güçlükler karşısında bırakmayacak kadar yüksek vatanseverlik ve yüksek şeref hisleriyle donanmıştır." (1926- Atatürk'ün B.N.S. 103-104).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yavuz Ekim / diğer yazıları
- Hayra anahtar, şerre kilit / 11.02.2021
- Bu aşka canımı adayacağım / 06.05.2020
- Hüseynî siyaset / 25.04.2020
- ‘Endişe etmeyin!’ / 20.04.2020
- Yaptırmazlar! / 28.03.2020
- Arkası gelmez dertlerimin / 25.02.2020
- Deryalar içinde susuz gezmek / 22.02.2020
- Yarım sözcük / 09.01.2020
- Bu ülke nasıl düze çıkar? / 01.05.2018
- Başım gözüm üstüne?II / 21.02.2018
- Bu aşka canımı adayacağım / 06.05.2020
- Hüseynî siyaset / 25.04.2020
- ‘Endişe etmeyin!’ / 20.04.2020
- Yaptırmazlar! / 28.03.2020
- Arkası gelmez dertlerimin / 25.02.2020
- Deryalar içinde susuz gezmek / 22.02.2020
- Yarım sözcük / 09.01.2020
- Bu ülke nasıl düze çıkar? / 01.05.2018
- Başım gözüm üstüne?II / 21.02.2018