ABD Başkanlarının harcamalarının bizimkilere hiç benzemediğini bilen insan sayımız sanıyorum ki çok azdır. O insanların harcamalarını devlet karşılamaz. Her harcama kendilerine aittir. Geçmiş dönem başkanlarının hanımlarının yazdıkları anılardan öğrendiklerimi sizinle paylaşmak istedim.
ABD Başkanı'nın örtülü ödeneği yok. Özel hayatına devletten para alamaz. 1981 yılında ABD Başkanlık görevine başlayan Ronald Reagan'ın eşi şöyle diyor kitabında: "Göreve başladıktan bir ay sonra akşam yemeğinde garson fatura getirdi. Faturada bir aylık yemek ücreti ve özel aldırdığımız diş fırçası, macun, parfüm gibi masraflar ve ağırladığımız konukların giderleri yazılıydı.. Ben ve Başkan şaşırmıştık ama faturayı eşim gülümseyerek aldı ve maaşından kesilmesini emretti. Bize, Beyaz evde yaşadığımız sürece kimse yediğimiz yemeklerin ve kullandığımız malzemelerin ederini bizim ödemek zorunda olduğumuzu anlatmamıştı."
Bill Clinton ailesi de, "Beyaz Saray'dan ayrıldıklarında borç içinde ve beş parasız olduklarını ve kızlarının okul parası için bankadan kredi çektiklerini" söylemeleri büyük yankı bulmuştu.
Yıllık ortalama 500 bin dolar maaşı olan ve kira gideri olmayan bir aile için neden Beyaz Saray'dan beş parasız ayrılmışlardı? ABD Başkanları, kiranın dışında tüm masrafları maaşlarından karşılarlar.
Beyaz Saray devletin, Başkan'a tahsis ettiği ise bir misafirhanedir. Orada dört veya sekiz yılını geçirmek zorunda olan her aile kendinin ve ailesinin kişisel masraflarını cebinden karşılamak zorundadır. Sadece resmi devlet konuklarını ağırlama giderlerini devlet karşılar.
Başkan ve ailesinin kaldıkları kısımdaki çalışanların çalıştıkları saat ücretini Başkan öder. Kısaca kira ve elektrik dışında tüm masraflar Başkana aittir. Çünkü ABD bir monarşi değil, cumhuriyettir. Bu konut da saray değil bir evdir. Burası Beyaz Saray değil gerçek adı Beyaz Ev'dir.
ABD Başkanı, tatil masraflarını, dinlenme evinin hafta sonu giderlerini cebinden karşılar..
Başkanlık uçağına devlet delegasyonundan olmayan tek bir kişi bile binecekse ki bu kardeşi bile olsa ticari uçağın ücretini öder.
Burada kendilerinin istedikleri yemekler pişirilir, malzemeler ve ürünler istedikleri markalardan seçilir. Çünkü mutfak giderlerini Amerikan halkı değil, Başkan ve ailesi öder. Burada verilen hizmet beş yıldızlı otel hizmetine denktir. Dolayısıyla ödemeler de beş yıldızlı otel düzeyindedir.
Laura Bush da yazdığı anı kitabında Beyaz Ev'de yaşamanın çok pahalı olduğundan yakınıyor. "Giyeceğim giysilerin özel tasarım olması gerektiği koşulu vardı ama elbisenin ve tasarımın ücreti de Başkan ailesinden alınır," demektedir.
Başkanlara gezi ücreti olarak 100 bin dolar ödenir. Fazla bir harcırah isteğinde bulunamaz.
Giderlerin yüksekliği düşünülürse alınan maaşın tamamı aylık masrafları karşılar. Çünkü ABD halkı, Başkanını seçer, ona para kazandırmak için oy vermez, hizmetinin karışlığında bir maaş öder.
Başkan Ford, "Beyaz Ev, bugüne kadar gördüğüm en lüks sosyal yardım konutu" diye söz eder.
Bu bina kompleks bir yapıdır. Aynı anda hem konut, hem müze hem de devlet dairesidir. ABD süper güç olmasına karşın Beyaz Ev, dünyada en büyük devlet başkanı sarayı değil, aksine devlet başkanları içinde en küçük devlet başkanlığı konutlarından biridir. 1700'lerin dünyasında 13 kolonili devlet için inşa edilmiştir. Bugüne kadar hiçbir başkan bu Evi büyütelim dememiştir. Çünkü bu bina bu ülkede demokrasinin devamlılığının sembolüdür. Bu Eve başkanlar kiracı olarak gelirler ve görevlerini yaparlar. Mülk sahibi ise Amerikan halkıdır.
Geri kalmış ülkeler, monarşiye, krallığa özenen devletlerde gösteriş ön plandadır. Demokrat ülkelerde her şey şeffaf olduğu gibi mülklerin sahibi halktır.
ABD Başkanı'nın örtülü ödeneği yok. Özel hayatına devletten para alamaz. 1981 yılında ABD Başkanlık görevine başlayan Ronald Reagan'ın eşi şöyle diyor kitabında: "Göreve başladıktan bir ay sonra akşam yemeğinde garson fatura getirdi. Faturada bir aylık yemek ücreti ve özel aldırdığımız diş fırçası, macun, parfüm gibi masraflar ve ağırladığımız konukların giderleri yazılıydı.. Ben ve Başkan şaşırmıştık ama faturayı eşim gülümseyerek aldı ve maaşından kesilmesini emretti. Bize, Beyaz evde yaşadığımız sürece kimse yediğimiz yemeklerin ve kullandığımız malzemelerin ederini bizim ödemek zorunda olduğumuzu anlatmamıştı."
Bill Clinton ailesi de, "Beyaz Saray'dan ayrıldıklarında borç içinde ve beş parasız olduklarını ve kızlarının okul parası için bankadan kredi çektiklerini" söylemeleri büyük yankı bulmuştu.
Yıllık ortalama 500 bin dolar maaşı olan ve kira gideri olmayan bir aile için neden Beyaz Saray'dan beş parasız ayrılmışlardı? ABD Başkanları, kiranın dışında tüm masrafları maaşlarından karşılarlar.
Beyaz Saray devletin, Başkan'a tahsis ettiği ise bir misafirhanedir. Orada dört veya sekiz yılını geçirmek zorunda olan her aile kendinin ve ailesinin kişisel masraflarını cebinden karşılamak zorundadır. Sadece resmi devlet konuklarını ağırlama giderlerini devlet karşılar.
Başkan ve ailesinin kaldıkları kısımdaki çalışanların çalıştıkları saat ücretini Başkan öder. Kısaca kira ve elektrik dışında tüm masraflar Başkana aittir. Çünkü ABD bir monarşi değil, cumhuriyettir. Bu konut da saray değil bir evdir. Burası Beyaz Saray değil gerçek adı Beyaz Ev'dir.
ABD Başkanı, tatil masraflarını, dinlenme evinin hafta sonu giderlerini cebinden karşılar..
Başkanlık uçağına devlet delegasyonundan olmayan tek bir kişi bile binecekse ki bu kardeşi bile olsa ticari uçağın ücretini öder.
Burada kendilerinin istedikleri yemekler pişirilir, malzemeler ve ürünler istedikleri markalardan seçilir. Çünkü mutfak giderlerini Amerikan halkı değil, Başkan ve ailesi öder. Burada verilen hizmet beş yıldızlı otel hizmetine denktir. Dolayısıyla ödemeler de beş yıldızlı otel düzeyindedir.
Laura Bush da yazdığı anı kitabında Beyaz Ev'de yaşamanın çok pahalı olduğundan yakınıyor. "Giyeceğim giysilerin özel tasarım olması gerektiği koşulu vardı ama elbisenin ve tasarımın ücreti de Başkan ailesinden alınır," demektedir.
Başkanlara gezi ücreti olarak 100 bin dolar ödenir. Fazla bir harcırah isteğinde bulunamaz.
Giderlerin yüksekliği düşünülürse alınan maaşın tamamı aylık masrafları karşılar. Çünkü ABD halkı, Başkanını seçer, ona para kazandırmak için oy vermez, hizmetinin karışlığında bir maaş öder.
Başkan Ford, "Beyaz Ev, bugüne kadar gördüğüm en lüks sosyal yardım konutu" diye söz eder.
Bu bina kompleks bir yapıdır. Aynı anda hem konut, hem müze hem de devlet dairesidir. ABD süper güç olmasına karşın Beyaz Ev, dünyada en büyük devlet başkanı sarayı değil, aksine devlet başkanları içinde en küçük devlet başkanlığı konutlarından biridir. 1700'lerin dünyasında 13 kolonili devlet için inşa edilmiştir. Bugüne kadar hiçbir başkan bu Evi büyütelim dememiştir. Çünkü bu bina bu ülkede demokrasinin devamlılığının sembolüdür. Bu Eve başkanlar kiracı olarak gelirler ve görevlerini yaparlar. Mülk sahibi ise Amerikan halkıdır.
Geri kalmış ülkeler, monarşiye, krallığa özenen devletlerde gösteriş ön plandadır. Demokrat ülkelerde her şey şeffaf olduğu gibi mülklerin sahibi halktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ekrem Yazar / diğer yazıları
- Atatürk Gençlik ve Spor Bayramı / 20.05.2023
- Ulusal günümüz ve çocuklarımız / 24.04.2023
- Neden köy enstitüleri? / 19.04.2023
- Lider olmak kolay mı? / 06.04.2023
- Doğru paylaşmak / 27.03.2023
- Bir ulusun direnişi (18 Mart) / 20.03.2023
- Okullarımız / 13.03.2023
- Önemli olan sistemdir / 01.03.2023
- İnsan olmak / 20.02.2023
- Dağ başını duman aldı / 12.02.2023
- Ulusal günümüz ve çocuklarımız / 24.04.2023
- Neden köy enstitüleri? / 19.04.2023
- Lider olmak kolay mı? / 06.04.2023
- Doğru paylaşmak / 27.03.2023
- Bir ulusun direnişi (18 Mart) / 20.03.2023
- Okullarımız / 13.03.2023
- Önemli olan sistemdir / 01.03.2023
- İnsan olmak / 20.02.2023
- Dağ başını duman aldı / 12.02.2023