Baykal'ın mezhep imamesi Sucu Hanım

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın "başörtüsü" bağlamında "yaptığı çıkış"ları dinleyince; insan, sadece 'pes doğrusu' demekle kalmıyor, devlet ve milletimiz kimlerin eline kaldı diye hayıflanmaktan da kendini alamıyor. Baykal, gerçekten ayağa kalkacak yerde, amuda kalkıyor.Biz dedik ki, sayın Baykal, bu konuda çıkışları yaparken bari "din işlerini koordine etmek"le vazifeli Anayasal organlardan olan Diyanet'e danış, ondan sonra konuş, hatalarını asgariye çekersin?Baykal, ne yapsa beğenirsiniz?Diyanet İşleri Başkanlığı'nın "dini hususlardaki karar organı ve ilim heyeti"nin mütalaasına göz atmak ve oradan bilgilenmek yerine, Diyanet'in yan kuruluşu bir vakıf görevlisinin laflarına kulak asmış, ondan delil getiriyor.Bak, diyor Baykal, Diyanet'in Vakfı'nın Kadın Kolları'nda görevli Ayşe Sucu, Kur'an'da baş örtmek diye bir emrin olmadığını söylüyor, il il gezerek bunu anlatıyor; biz de bunu söylüyoruz? Ey millet ve evladı, ona göre kendini düzelt, başını aç, başörtüsünde ısrar etme; böylece laiklik de ihlal edilmiş olmasın.Birkaç gün önce İmam Azam Ebu Hanife'den kendince birkaç alıntı yapmıştı; tutmadı? Baykal'ı ve hitap ettiği kesimi kesmedi. Baykal'ın işi taşımak istediği yasakçı yorumlara veya "başörtüsünün güya dinde olmadığı şeklindeki" uydurmalarına, İslam alimlerinden destek bulması elbette mümkün değil; Baykal, binlerce asırlık nehri tersine akıtmaya çalışıyor, boşuna çabalıyor? Ancak Baykal, İslam büyüklerinin adını verirken inşallah abdest almıştır da, böylece kendisine belki bir fayda sağlamıştır? İnşallah! Baykal, Ebu Hanife'den bir şey çıkartamayınca, "baş örtüsünü yok sayan laiklik davası"ndan vazgeçmedi; Sucu'yu buluverdi? Diyanet'in vakıf elemanı Sucu, Baykal'ın imdadına yetişti. Baykal'ın yeni mezhep imamesi, Ayşe Sucu oluverdi.Önceki gün, Sucu'dan nakiller yaparak, dinimizde başörtüsünün bir farz olmadığını anlatıyordu gurubuna.Baykal, İslam dininde, Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'de ve Alemlere rahmet Hz. Muhammed'in sünneti ve yaşayışında var olan ve tabii olarak Müslüman hanımların kendilerine farz kılındığı ta ilk günden bu yana yaşaya geldikleri başörtüsünün olmadığını ispata kalkışarak, kendince güya dini örselemeden laikliğe sahip çıktığını zannediyor.CHP grubunun imamı ve dinsel öğreti-başı Baykal, Baykal'ın imamesi ve fetva dayanağı ise Sucu Hanım; varın hesap edin, Türkiye'nin din ve laiklik işlerinin varacağı noktaları?Baykal'ın bu vahim hali, AKP'nin elini güçlendiriyor.Bu işlere karışma, diline dolama diye kendisine epeyce hatırlatan var ama; Baykal hala aynı teraneyi çalıyor? Ona laf geçirebilecek bir akl-ı selim sahibi CHP'li, "Bu din işi, iman işi, ibadet işi, bizi aşar; şayet sen CHP olarak gerçekten millet evlatlarına bu temel hakkını yaşatmak istiyorsan, başörtüsü yasağının çözülmesine biz önayak olalım, bu bağlamda kafa yoralım diye akıl vermelidir. Yoksa Baykal, CHP'nin halk nezdindeki üç kuruşluk kredisini de bitirecek.Baykal'ın bu yaklaşımı CHP'nin geleceğine dair endişelerimi daha da katladı. Niye mi?Baykal, başörtüsü hususunda Diyanet'in ilim heyetinden bilgi almak yerine, Diyanet'in bizzat kurumunun değil de, parasal yan kuruluşu olan vakfının bilmem kaçıncı dereceden alt elemanından akıl almaya kalkışıyorsa vay CHP'nin haline? Her halde bu bilimsel tarzdan olacak ki, CHP'de Atatürk'ün ilkelerinden hiçbirisi kalmamış? Baykal, Atatürk'ün hayatı, olaylara bakışı, bağımsızlık karakteri ve Nutku'ndan CHP'nin ilkelerini almak yerine, onun parasal yan kuruluşu olan İş Bankası'nın alt dereceden bir elemanın aklından alıyor. Vaziyeti buna işaret ediyor; öyleyse hem kendine, hem CHP'ye, hem de devlet ve millete yazık ediyor.Baykal, şayet Atatürk'ün bizzat kendisinden ve bağımsızlık karakterinden CHP'nin temel ilkelerini algılasaydı; bugün milletin başörtüsü için değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş senedi olan Lozan'ı delik deşik eden AKP'nin şu "Ecnebi ve Gayr-ı Müslim Vakıflarına dair Yasa" için ayağa kalkardı, vaveyla kopartırdı.Baykal, yanlış yerlerden bilgileniyor, yanlış ilkelerle donanmış olacak ki; vatan satılırken Baykal'da ses yok. Madenler ecnebiye peşkeş çekilirken Baykal'da tık yok. ABD ile elele BOP Kürdistan'ı kurulurken Baykal'da nefes yok. Milletin emeği, alınteri, aşı, işi, işletmeleri yabancıya peşkeş çekilirken Baykal'da, CHP'de hareket yok. Vatan topraklarının son bakiyeleri ecnebi ve gayr-ı Müslim vakıflarına iade edilirken Baykal'da hışırtı yok? Baykal da ses olmadığı gibi, Anayasal vazifeleri devlet ve milletin varlığını ve bağımsızlığını korumakla mükellef olanlarda da ses yok? Kimse ayağa kalkmıyor.Ama sıra Müslüman halkın bir metrelik başörtüsüne gelince; Baykal başta olmak üzere CHP eksenli herkes, devlet elden gitti, gidiyor, laiklik bitti-bitiyor, gemi battı-batıyor, diye kıyametler kopartıyor. Bilumum erkan, ayağa, pardon amuda kalkıyor. Son imamesi Sucu Hanım olan Baykal ve CHP'den başka bir iş zaten bekleyemeyiz. Bu vaziyet, AKP'nin ekmeğine yağ sürmek, AKP'nin başörtüsü tartışmalarıyla örtmek istediği vahim yanlışlarının örtülmesine katkıda bulunmaktır. Biçilen rolü bu kadar profesyonel oynayabilmek, ciddi bir bilgi ve birikim gerektirmektedir. Bu sebeple AKP de, CHP de, MHP de bilerek oynamaktadırlar? Ey yüce millet, hiç olmazsa, sen de bunu bil, bunları fark et!