Batı, İslam dünyasını provoke ediyor

Karikatür olaylarının hangi noktalara geldiğini, ya da getirildiğini görüyor musunuz?Son yaşanan olaylar da net bir şekilde ispatladı ki Batı bile bile lades oynadı.Peygamber Efendimizle ilgili ahlaksız ve iğrenç karikatürleri yayınlayanlar olayların bu noktaya geleceğini bilmiyorlar mıydı? Adım gibi eminim ki biliyorlardı.Peki, niçin yayınladılar?Konunun burasını iyice irdelemek lazım. Başta ABD olmak üzere, Batı dünyası yıllarca Sovyetler Birliği'ni karşılarına aldılar ve onu rakip olarak gördüler. O zamanki filmlerin ana konusu hep Sovyetleri terörist gösterme amacına hizmet ediyordu. Sovyetler Birliği'nin inkırazından sonra Batı rakipsiz kaldı ve kendisine yeni bir düşman oluşturmak istedi. Bu düşman da İslam dünyası olarak belirlendi. Yeni filmlerin kötü adamları bir anda değişiverdi, teröristler hep İslam coğrafyasından gösteriliyordu.Filmlerde bu kolaydı, ama gerçekte oldukça zordu. Çünkü İslam'ın ortaya koyduğu hayat tarzında karıncayı bile incitmek büyük bir günahtı.Batı dünyası "İslam dünyasından terörist çıkmazsa, biz kendi teröristimizi oluştururuz" kararına vardı ve ismi Ahmet, Mehmet, Usame olan İslam coğrafyasından birilerini gündeme taşıyarak, finansal destek de sağlayarak, silah desteğiyle birlikte, isminde İslami ifadeler bulunan örgütler kurdurarak bunun altyapısını hazırladılar.Bir kıvılcım gerekiyordu. Bunun için de 11 Eylül tezgahlandı. Bu saldırıları ABD istihbaratından habersiz birilerinin yapması imkansızdı. Zaten 11 Eylül sonrası, deliller ortaya çıkmadan İslam dünyasının suçlanması, bu gerekçeyle Afganistan ve Irak'ın işgali, bu saldırıların esasen İslam dünyasıyla hiçbir alakası olmadığını ispatlamaktadır.Londra'daki saldırıların da İslam dünyasıyla alakası yoktur.Bu konuda temel bir ölçü vardır: "Terörist saldırılarda, bu saldırılardan sonra en çok kim menfaat sağlıyorsa asıl fail de odur". 11 Eylül sonrası ABD, ispatı olmamasına rağmen Afganistan'a ve Irak'a yerleşti. Londra saldırılarından sonra da İngiltere Irak'tan asker çekmekten vazgeçti ve İngiliz kamuoyunun İslam'a karşı düşmanlığı arttı. Irak işgalini olumsuz bakanların bile bir çoğu haklı bulmaya başladı.Bütün bu terörist eylemlerden fayda bulan Batı, kaybeden ise hep Müslümanlar oldu. Sizce fail kim?Şimdi gelelim karikatür ve boykot olaylarına. Batı dünyası sonucunu bilmesine rağmen bu karikatürleri yayınladı. Özür beklenirken, diğer AB ülkelerine de yayıldı, hem de hakaretlerin dozu arttırılarak.Burada, bahsettiğimiz gibi İslam dünyasını terörist gösterme gayretlerinin bir adımını görüyoruz."Dinlerarası diyalog", "Medeniyetler arası diyalog" gibi safsatalarla yıllarca İslam dünyasını oyalayan Batılıların, dinimizin lideri, milyarlarca Müslüman'ın gönlünde taht kuran Hz. Peygamber'e koro halinde alçakça hakaret etmelerinin başka ne sebebi olabilir? Yerli "diyalog" taşeronlarından cevap bekliyoruz.İslam dünyasının da oynanan oyunun farkında olması ve aklı selimle hareket etmesi gerekiyor. Bir tuzak kuruldu ve bizler asla bu tuzağa düşmemeliyiz.Burada Batılıların iki hedefi olabilir: Birincisi İslam coğrafyasında besledikleri insanları kullanarak terör estirebilirler. Daha sonra da terörizmi ortadan kaldırma adına aynen Irak'a ve Afganistan'a yaptıkları gibi katliam yapmalarına kendi kamuoyları için sözde deliller bulabilirler. Zaten İran ve Suriye gündemde, Türkiye ise sırada.İkincisi ise İslam dünyasında "ılımlı" olarak ifade edilen "Diyalogcu" bazı "hocaefendi" ve kişileri arabulucu olarak ön plana çıkararak ve hatta olayları bir anda yatıştırarak, İslam dünyasını, kendilerinin kontrolünde olanların ve talimatlarına göre hareket edenlerin peşine takma gayretleri olabilir.Yani zamanını bekleyen, hatta gelmesi bir dönem ertelenen sahte halifelerin önü açılıyor olabilir.Böyle bir durumda şu yorumu sormak yerinde olacaktır: "Dün, Batılılar her türlü hakareti yapıyorlardı, İslam dünyası ise ayaktaydı, bugün siz çıktınız ve her yer süt liman oldu. Demek ki sizin bu karikatürleri yayınlatanlarla ve de provokasyonlara alet olanlarla direkt bağlantınız var."Beyler, devir uyanık olma devri. Enine ve boyuna düşünmeden asla adım atılmamalıdır. Siyasilerimiz de bu konuda oldukça dikkat etmelidir ve bu oyunlara gelmemelidir.Peki, olması gereken nedir, ne yapılmalıdır?Batı dünyası bile bile bu provokasyonları yapmaktadır. Batı ürünlerini boykot etmek bir adımdır, ama ekonomik bağımsızlığa kavuşmamış, teknolojiyi yakalayamamış olan bir İslam coğrafyasının yaptığı boykotlar bir yere kadar varır, sonra caydırıcılığını kaybeder. Terörist eylemler, masumlara zarar verme ise, karşıdaki ne yaparsa yapsın, dinimizin müsaade ettiği şeyler değildir. Yapanlar da gerçek Müslümanlar değil, Batılıların içimize yerleştirdikleridir.Tek çözüm var: Başta ülkemiz olmak üzere bütün İslam ülkeleri, ekonomik kalkınma başlatmalı, milli modellerle şaha kalkmalı, bağımlılıktan kurtulmalıdır.Gerek ekonomik, gerek askeri, gerekse teknolojik açıdan güçlü olan bir Türkiye, bir İslam coğrafyası Batı'nın bütün provokasyonlarına ve oyunlarına iyi bir cevap olacaktır.Ülkemiz bu noktada lokomotif olmalı, mükemmel bir dine sahip olmasına rağmen teknolojik eksikliklerden dolayı perişan olan İslam coğrafyasını şaha kaldırmalıdır.Dedelerimizin bu manada adaleti, insan haklarını, sevgiyi bütün insanlığa doya doya asırlardır yaşattığını asla unutmamalıyız.Dünyadaki bütün kavgaların çözümü Türkiye'nin her konuda şaha kalkmasına bağlı, Türkiye'nin ise milli bir modele.Bu model de Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in Milli Ekonomi Modeli'dir. Sayın Baş'ın bu modeli sadece ekonomiyi değil, toplumsal her türlü yaramızı iyileştirebilecek birçok çözümü içermektedir.