Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, kadrosuyla birlikte 2002 seçimlerinden bu yana siyaset sahnesinde bilfiil hizmet etmektedir.
Vatandaşlık maaşı, doğum parası, ev hanımı meslek maaşı, asgari ücretin 3 bin liraya çıkarılması, 100 bin liranın altında geliri olandan bir kuruş vergi alınmaması, dolaylı vergilerin kaldırılması, tarım kesimine avans sistemi, konut projesi, senyoraj gelirinin devreye konulması, madenlerin devlet-millet ortaklığıyla işletilmesi ve daha birçok proje 2002 seçimlerinde yapmayı vaat ettiği hatta bunlar için noter tasdikli taahhütnameler dağıttığı projelerdi.
Prof. Dr. Baş, 2002 seçimlerinde millet BTP'yi tercih etmeyip, icazeti ABD'lerde, AB'lerde arayanları tercih edince millet adına üzülerek, "Biz milletimize okyanusu takdim ettik, onlar bir bardak suya razı oldu" demiştir.
Halbuki O, bütün bu projeleri hayata geçirecek altyapıyı çoktan hazırlamıştı.
Milletimizi ikna etmek için ekonomi düşüncelerini kitaplaştırdı ve Milli Ekonomi Modeli'ni (MEM) ortaya koydu. Sonra da 2005'te organize edilen Uluslararası Milli Ekonomi Modeli Kongresi'nde bu Model'i ilan etti. 100'ü aşkın yerli ve yabancı bilim adamı Model'in mükemmelliğini ve tek çıkış noktası olduğunu vurguladılar. Tüm dünyanın akademisyenlerinin gördüğü bu gerçeği milletimiz yine fark edemedi. Bundan sonra 6 kongre daha yapıldı, bu zaman zarfında 2 genel seçim daha geçirildi ama toplamda 400'ü aşkın bilim adamının "tek çözüm" dediği bu Model'in Sahibine milletimiz emaneti yine teslim etmedi.
Bu arada ABD'de başlayan mortgage kriziyle birlikte tüm kapitalist dünya ülkeleri büyük bir girdabın içine girdiler. Hepsi kurtuluşu MEM'in projelerinde aradılar.
İçlerinde sadece Rusya, Model'in hakkını vererek ve Sahibine olan saygılarını esirgemeyerek Model'in birçok maddesini hayata geçirdi. Bunun neticesinde Rusya sağlam bir ekonomik zeminde güçlü bir devlet durumuna geldi, dünyada yeniden söz sahibi oldu. Bugün ise hemen hemen her sahada rakiplerini ekarte ediyor.
Rusya, kapitalizmin pençesinden kurtulmak için büyük bir arayışa girmişti ve bu arayışını Prof. Dr. Haydar Baş'ın Modeli'ni bulunca sonlandırmıştı, çünkü aradığını bulmuştu.
Dört elle bu Model'e sarıldılar, Sayın Baş'ı rahat bırakmadılar, sürekli peşinden koştular, böylece arayışlarının ve aradıklarını doğru adreste bulmanın güzelliğini yaşadılar ve yaşıyorlar. Bugün BRICS ülkeleri dediğimiz Çin, Hindistan, Brezilya, Güney Afrika Cumhuriyeti de Modeli uygulama noktasında Rusya'nın izini takip etmeye çalışmaktalar.
Çok kısa bir zaman önce de KKTC'li çiftçiler Prof. Dr. Baş'a gelerek problemlerini anlattılar ve yardım istediler. Sayın Baş, karakter olarak kendisine danışan, çözüm için samimi bir şekilde kapısına gelenleri asla geri çevirmeyen bir yapıya sahip. Ve onların da bu sorunlarını çözmeleri için kolları sıvadı.
8. Uluslararası MEM Kongresi, KKTC'de yapıldı ve Rusya'nın önemli ekonomistleri de buraya davet edildi. Sonuç, Prof. Dr. Vladimir Lisichkin'in verdiği müjdeyle, KKTC'nin ürettiği bütün narenciyelerin Rusya'ya satılması kararı oldu.
Prof. Dr Baş, edeple, saygısını eksik etmeden kapısına gelen, uyguladığı, istifade ettiği çözümleri ve sahibini gizlemeyen, Duma'ya Sayın Baş'ı onur konuğu olarak davet ederek tüm dünyaya ilan eden Rusya'yı dünyanın bir numarası yaptı, KKTC'li çiftçilerin ise tüm ürünlerine ise başta Rusya olmak üzere tüm dünyanın kapılarını açtı.
Prof. Dr. Baş, Türk milletinin kapısına gitti, kapı kapı dolaştı ama aynen Atatürk'ün mücadelenin ilk yıllarında yaşadığı gibi, kapılar bir bir yüzüne kapandı. Sayın Baş milletin peşinden koştu, millet başkalarına kaçtı, Rusya ve KKTC'li çiftçiler ise Sayın Baş'ın peşini bırakmadı abad oldu. Bu sebeple Prof. Dr. Baş, geçtiğimiz Pazar İzmir'de yapılan programda şunları ifade etti: "Ben 2002 seçimlerinden evvel çiftçilerimize seslenerek, 'Sakın bu adamlara oy vermeyin. Öyle işler başınıza gelecek ki, ürettikleriniz para etmeyecek, bu sefer geçiminiz için üzerinde oturduğunuz toprakları satmak mecburiyetinde kalacaksınız. Anadolu'da gezerken görüyorum ki, tarım kesimindeki arkadaşlar topraklarını bedava fiyatına satıyor. Şimdi topraklarınız geri almak istiyor musunuz? Şimdi büyük bir hareket başlatacaksınız. Ben bu işi bilen adamım. Batı dünyası, Rusya bana inandı. Ben bu zilleti bitireceğim. Tarımımızı dünyanın bir numarası haline getireceğim. Benim dünya çapında pazarlama yapan dostlarım var. Bu adamlar bu işi bilmezler. İç pazarda pazar bulamazsak, ürünlerinizi dünya pazarlarında satacağım. Dünya Haydar Hoca'ya muhtaç. Ne diyor Atatürk? Bir Türk dünyaya bedel? Bu adamların selamlarını dahi almayacaksınız çünkü selam verdiklerinde bir hile düşünüyorlardır. Allah'ın izniyle sizi bu çileden ben kurtaracağım."
Millet olarak bu sefer de bu sese kulak vermezsek, sizce de başımıza gelecek her felaketi hak etmiş olmaz mıyız?
Vatandaşlık maaşı, doğum parası, ev hanımı meslek maaşı, asgari ücretin 3 bin liraya çıkarılması, 100 bin liranın altında geliri olandan bir kuruş vergi alınmaması, dolaylı vergilerin kaldırılması, tarım kesimine avans sistemi, konut projesi, senyoraj gelirinin devreye konulması, madenlerin devlet-millet ortaklığıyla işletilmesi ve daha birçok proje 2002 seçimlerinde yapmayı vaat ettiği hatta bunlar için noter tasdikli taahhütnameler dağıttığı projelerdi.
Prof. Dr. Baş, 2002 seçimlerinde millet BTP'yi tercih etmeyip, icazeti ABD'lerde, AB'lerde arayanları tercih edince millet adına üzülerek, "Biz milletimize okyanusu takdim ettik, onlar bir bardak suya razı oldu" demiştir.
Halbuki O, bütün bu projeleri hayata geçirecek altyapıyı çoktan hazırlamıştı.
Milletimizi ikna etmek için ekonomi düşüncelerini kitaplaştırdı ve Milli Ekonomi Modeli'ni (MEM) ortaya koydu. Sonra da 2005'te organize edilen Uluslararası Milli Ekonomi Modeli Kongresi'nde bu Model'i ilan etti. 100'ü aşkın yerli ve yabancı bilim adamı Model'in mükemmelliğini ve tek çıkış noktası olduğunu vurguladılar. Tüm dünyanın akademisyenlerinin gördüğü bu gerçeği milletimiz yine fark edemedi. Bundan sonra 6 kongre daha yapıldı, bu zaman zarfında 2 genel seçim daha geçirildi ama toplamda 400'ü aşkın bilim adamının "tek çözüm" dediği bu Model'in Sahibine milletimiz emaneti yine teslim etmedi.
Bu arada ABD'de başlayan mortgage kriziyle birlikte tüm kapitalist dünya ülkeleri büyük bir girdabın içine girdiler. Hepsi kurtuluşu MEM'in projelerinde aradılar.
İçlerinde sadece Rusya, Model'in hakkını vererek ve Sahibine olan saygılarını esirgemeyerek Model'in birçok maddesini hayata geçirdi. Bunun neticesinde Rusya sağlam bir ekonomik zeminde güçlü bir devlet durumuna geldi, dünyada yeniden söz sahibi oldu. Bugün ise hemen hemen her sahada rakiplerini ekarte ediyor.
Rusya, kapitalizmin pençesinden kurtulmak için büyük bir arayışa girmişti ve bu arayışını Prof. Dr. Haydar Baş'ın Modeli'ni bulunca sonlandırmıştı, çünkü aradığını bulmuştu.
Dört elle bu Model'e sarıldılar, Sayın Baş'ı rahat bırakmadılar, sürekli peşinden koştular, böylece arayışlarının ve aradıklarını doğru adreste bulmanın güzelliğini yaşadılar ve yaşıyorlar. Bugün BRICS ülkeleri dediğimiz Çin, Hindistan, Brezilya, Güney Afrika Cumhuriyeti de Modeli uygulama noktasında Rusya'nın izini takip etmeye çalışmaktalar.
Çok kısa bir zaman önce de KKTC'li çiftçiler Prof. Dr. Baş'a gelerek problemlerini anlattılar ve yardım istediler. Sayın Baş, karakter olarak kendisine danışan, çözüm için samimi bir şekilde kapısına gelenleri asla geri çevirmeyen bir yapıya sahip. Ve onların da bu sorunlarını çözmeleri için kolları sıvadı.
8. Uluslararası MEM Kongresi, KKTC'de yapıldı ve Rusya'nın önemli ekonomistleri de buraya davet edildi. Sonuç, Prof. Dr. Vladimir Lisichkin'in verdiği müjdeyle, KKTC'nin ürettiği bütün narenciyelerin Rusya'ya satılması kararı oldu.
Prof. Dr Baş, edeple, saygısını eksik etmeden kapısına gelen, uyguladığı, istifade ettiği çözümleri ve sahibini gizlemeyen, Duma'ya Sayın Baş'ı onur konuğu olarak davet ederek tüm dünyaya ilan eden Rusya'yı dünyanın bir numarası yaptı, KKTC'li çiftçilerin ise tüm ürünlerine ise başta Rusya olmak üzere tüm dünyanın kapılarını açtı.
Prof. Dr. Baş, Türk milletinin kapısına gitti, kapı kapı dolaştı ama aynen Atatürk'ün mücadelenin ilk yıllarında yaşadığı gibi, kapılar bir bir yüzüne kapandı. Sayın Baş milletin peşinden koştu, millet başkalarına kaçtı, Rusya ve KKTC'li çiftçiler ise Sayın Baş'ın peşini bırakmadı abad oldu. Bu sebeple Prof. Dr. Baş, geçtiğimiz Pazar İzmir'de yapılan programda şunları ifade etti: "Ben 2002 seçimlerinden evvel çiftçilerimize seslenerek, 'Sakın bu adamlara oy vermeyin. Öyle işler başınıza gelecek ki, ürettikleriniz para etmeyecek, bu sefer geçiminiz için üzerinde oturduğunuz toprakları satmak mecburiyetinde kalacaksınız. Anadolu'da gezerken görüyorum ki, tarım kesimindeki arkadaşlar topraklarını bedava fiyatına satıyor. Şimdi topraklarınız geri almak istiyor musunuz? Şimdi büyük bir hareket başlatacaksınız. Ben bu işi bilen adamım. Batı dünyası, Rusya bana inandı. Ben bu zilleti bitireceğim. Tarımımızı dünyanın bir numarası haline getireceğim. Benim dünya çapında pazarlama yapan dostlarım var. Bu adamlar bu işi bilmezler. İç pazarda pazar bulamazsak, ürünlerinizi dünya pazarlarında satacağım. Dünya Haydar Hoca'ya muhtaç. Ne diyor Atatürk? Bir Türk dünyaya bedel? Bu adamların selamlarını dahi almayacaksınız çünkü selam verdiklerinde bir hile düşünüyorlardır. Allah'ın izniyle sizi bu çileden ben kurtaracağım."
Millet olarak bu sefer de bu sese kulak vermezsek, sizce de başımıza gelecek her felaketi hak etmiş olmaz mıyız?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025