ABD, Irak'ın kuzeyinde Barzani koordinatörlüğünde önce özerk bir bölge oluşturdu.
Bu yönetimin kendi ordusu vardı, parlamentosu vardı, başkenti, bayrağı vardı ve de şimdi bağımsızlık referandumuna doğru gidiyor. Garantörü de ABD?
Trump'ın Irak'a gönderdiği heyetin başı olan Michael Naisten, bu referandumda "bağımsızlık" kararı çıkarsa ABD'nin Barzani'yi sonuna kadar destekleyeceğini, Irak yönetimini bu konuda ikna edeceğini ve de her şeyden önemlisi bu bağımsız devleti korumak için ABD ordusunu uzun süre burada konuşlandıracağını belirtti.
ABD'li yetkilinin ağzındaki bakla elbette ki son ifade ettiği, yani ABD ordusunun uzun süre Irak'ın kuzeyine yerleşmesi, diğerleri hikaye?
Bütün bu gelişmeleri Prof. Dr. Haydar Baş'ın "ABD bu coğrafyayı kendine vatan haline getiriyor" tespitiyle yorumlamadığımız müddetçe doğru bir yaklaşıma sahip olmayız, hep çuvallarız. Dün 11 askerimizin başına çuval geçirildi bugün topyekün millet olarak çuvala sokuluruz.
Şimdi benzer bir süreç Suriye'nin kuzeyinde yaşanıyor.
Reuters haber ajansının haberine göre, terör örgütü YPG'nin sözcüsü Redur Halil, YPG'yi düzenli bir orduya dönüştürmeyi hedeflediklerini açıkladı.
Bu çerçevede, 2017'inin ikinci yarısına kadar savaşçı sayısını üçte iki oranında arttırarak 100 bin kişiye çıkarmayı amaçladıklarını ifade etti. Ve YPG'nin şu anki sayısının kadınlar da dahil 60 bin olduğunu söyledi. Oluşturukan yeni birliklerin tüm muharebe, silah ve taktik eğitimlerden geçirileceğini belirten YPG sözcüsü, "Amaç, YPG'yi geleneksel orduya benzeyen daha organize bir güce dönüştürmek" dedi.
Evet, dün Barzani'nin peşmergesi, bugün Kobani süreciyle Barzanileşmiş PYD'nin YPG'si? Irak'taki süreç Suriye'de bütün hızıyla devam ediyor. Dün YPG'nin arkasında sadece ABD vardı, bugün, Rusya da bu kervana katıldı. Prof. Dr. Baş, "Rusya ile ABD anlaştı, Rusya ABD'nin lehine rota değiştirdi" demişti, son yaşananlar da bunu ispat etmeye devam ediyor.
Ordulaşmaya doğru giden YPG'li teröristleri eğitme görevi Rusya'ya verildi. YPG sözcüsü Redur Halil, Ruslarla pazar günü varılan anlaşmanın dün yürürlüğe girdiğini ve bu türden ilk anlaşma olduğunu belirterek, Rus askerlerinin askeri nakliye kamyonları ve zırhlı araçlarla Suriye'nin kuzeybatısındaki Afrin'e vardıklarını bildirdi.
Halil, Ruslarla varılan anlaşma uyarınca Rusya'nın Suriye'nin kuzeybatısında bir askeri üs oluşturacağını ve Rus askerlerinin terörle mücadele kapsamında YPG militanlarına askeri eğitim vereceğini açıkladı. Üssün Afrin'e bağlı Cenderis'te oluşturulacağını belirten Halil, buranın daha önce Türk ordusu tarafından topçu ateşine tutulduğunu kaydetti.
ABD, burada bir taşla iki kuş vuruyor; bir taraftan YPG'lileri Rusya'ya eğittiriyor, diğer taraftan Türkiye'nin top hedefine Rusları yerleştirerek, TSK'nın önünü kesiyor. Aynen Münbiç'te TSK ile YPG arasına Rusya ve Suriye ordusu ile tampon bölge oluşturduğu gibi?
Rusya Savunma Bakanlığı, Afrin yakınlarında üs kurulacağı haberini yalanladı ama askerlerinin Afrin'e geçtiğini kabul etti. Rus askerleri ve zırhlı araçlarının Afrin'de görüntüleri yayınlandı.
Ve görünen o ki, Rusya'yı kendi rayına sokan ABD, Türkiye-Rusya ilişkilerinin son dönemlerde normalleşmeye başlamasını kullanarak, desteklediği YPG ile Türkiye arasına Rusya'yla duvar örüyor ve YPG'yi Rusya'yla koruyor.
Türkiye'nin de, YPG ile değil de Suriye ordusuyla meşgul olması için elinden gelen tüm provokasyonları yapıyor.
Irak'ın kuzeyinde Barzani dün oluşturduğu 100 bin kişiyi aşkın peşmerge ordusuyla bugün ABD'ye vatan açmak için bağımsızlığa gidiyor; Suriye'de ise aynı şekilde bugün 100 bin kişilik bir ordunun temelleri atılıyor ve bunun sonucu da yarın ABD'ye vatan için bağımsızlık olacak.
Ve sıra Türkiye'de? Prof. Dr. Baş, taa 1991 yılında, bu gelişmeleri öngörerek "Asıl hedef Türkiye'dir" tespitinde bulunmuştu. Türk ordusu 700 bin askerden 350 binlere kadar düşerken, bugün ABD koordinatörlüğünde Türkiye'yi tehdit eden yeni yeni ordular, devletçikler türetiliyor.
Ve Irak'ın kuzeyinde dost olarak kabul ettiğimiz Barzani'nin TV kanalları, yayınladıkları haritalarda, Türkiye'yi bölünüp parçalanmış olarak gösteriyorlar, Türkiye'nin illerini sözde Kürdistan'a dahil ediyorlar, Diyarbakırları Amed olarak gösteriyorlar.
Bizler Musul, Kerkük, Münbiç Abdulhamit'in tapulu malıdır diye avunup dururken, bugün Kerkük'te dostumuz (!) Barzani'nin bayrakları dalgalanıyor, Musul adım adım Kerkükleşiyor, Münbiç'te ise ABD bayrakları dalgalanıyor.
Uyan ey Türk milleti! Bu kadar gaflet içinde olursak, yarın Diyarbakır'da, Mardin'de, Siirt'te, Şırnak'ta, Gaziantep'te, Van'da, Muş'ta, Hakkari'de ABD bayrakları dalgalanacak?
Münbiç, Kerkük, Musul derken, Diyarbakır'dan olacağız.
Bu yönetimin kendi ordusu vardı, parlamentosu vardı, başkenti, bayrağı vardı ve de şimdi bağımsızlık referandumuna doğru gidiyor. Garantörü de ABD?
Trump'ın Irak'a gönderdiği heyetin başı olan Michael Naisten, bu referandumda "bağımsızlık" kararı çıkarsa ABD'nin Barzani'yi sonuna kadar destekleyeceğini, Irak yönetimini bu konuda ikna edeceğini ve de her şeyden önemlisi bu bağımsız devleti korumak için ABD ordusunu uzun süre burada konuşlandıracağını belirtti.
ABD'li yetkilinin ağzındaki bakla elbette ki son ifade ettiği, yani ABD ordusunun uzun süre Irak'ın kuzeyine yerleşmesi, diğerleri hikaye?
Bütün bu gelişmeleri Prof. Dr. Haydar Baş'ın "ABD bu coğrafyayı kendine vatan haline getiriyor" tespitiyle yorumlamadığımız müddetçe doğru bir yaklaşıma sahip olmayız, hep çuvallarız. Dün 11 askerimizin başına çuval geçirildi bugün topyekün millet olarak çuvala sokuluruz.
Şimdi benzer bir süreç Suriye'nin kuzeyinde yaşanıyor.
Reuters haber ajansının haberine göre, terör örgütü YPG'nin sözcüsü Redur Halil, YPG'yi düzenli bir orduya dönüştürmeyi hedeflediklerini açıkladı.
Bu çerçevede, 2017'inin ikinci yarısına kadar savaşçı sayısını üçte iki oranında arttırarak 100 bin kişiye çıkarmayı amaçladıklarını ifade etti. Ve YPG'nin şu anki sayısının kadınlar da dahil 60 bin olduğunu söyledi. Oluşturukan yeni birliklerin tüm muharebe, silah ve taktik eğitimlerden geçirileceğini belirten YPG sözcüsü, "Amaç, YPG'yi geleneksel orduya benzeyen daha organize bir güce dönüştürmek" dedi.
Evet, dün Barzani'nin peşmergesi, bugün Kobani süreciyle Barzanileşmiş PYD'nin YPG'si? Irak'taki süreç Suriye'de bütün hızıyla devam ediyor. Dün YPG'nin arkasında sadece ABD vardı, bugün, Rusya da bu kervana katıldı. Prof. Dr. Baş, "Rusya ile ABD anlaştı, Rusya ABD'nin lehine rota değiştirdi" demişti, son yaşananlar da bunu ispat etmeye devam ediyor.
Ordulaşmaya doğru giden YPG'li teröristleri eğitme görevi Rusya'ya verildi. YPG sözcüsü Redur Halil, Ruslarla pazar günü varılan anlaşmanın dün yürürlüğe girdiğini ve bu türden ilk anlaşma olduğunu belirterek, Rus askerlerinin askeri nakliye kamyonları ve zırhlı araçlarla Suriye'nin kuzeybatısındaki Afrin'e vardıklarını bildirdi.
Halil, Ruslarla varılan anlaşma uyarınca Rusya'nın Suriye'nin kuzeybatısında bir askeri üs oluşturacağını ve Rus askerlerinin terörle mücadele kapsamında YPG militanlarına askeri eğitim vereceğini açıkladı. Üssün Afrin'e bağlı Cenderis'te oluşturulacağını belirten Halil, buranın daha önce Türk ordusu tarafından topçu ateşine tutulduğunu kaydetti.
ABD, burada bir taşla iki kuş vuruyor; bir taraftan YPG'lileri Rusya'ya eğittiriyor, diğer taraftan Türkiye'nin top hedefine Rusları yerleştirerek, TSK'nın önünü kesiyor. Aynen Münbiç'te TSK ile YPG arasına Rusya ve Suriye ordusu ile tampon bölge oluşturduğu gibi?
Rusya Savunma Bakanlığı, Afrin yakınlarında üs kurulacağı haberini yalanladı ama askerlerinin Afrin'e geçtiğini kabul etti. Rus askerleri ve zırhlı araçlarının Afrin'de görüntüleri yayınlandı.
Ve görünen o ki, Rusya'yı kendi rayına sokan ABD, Türkiye-Rusya ilişkilerinin son dönemlerde normalleşmeye başlamasını kullanarak, desteklediği YPG ile Türkiye arasına Rusya'yla duvar örüyor ve YPG'yi Rusya'yla koruyor.
Türkiye'nin de, YPG ile değil de Suriye ordusuyla meşgul olması için elinden gelen tüm provokasyonları yapıyor.
Irak'ın kuzeyinde Barzani dün oluşturduğu 100 bin kişiyi aşkın peşmerge ordusuyla bugün ABD'ye vatan açmak için bağımsızlığa gidiyor; Suriye'de ise aynı şekilde bugün 100 bin kişilik bir ordunun temelleri atılıyor ve bunun sonucu da yarın ABD'ye vatan için bağımsızlık olacak.
Ve sıra Türkiye'de? Prof. Dr. Baş, taa 1991 yılında, bu gelişmeleri öngörerek "Asıl hedef Türkiye'dir" tespitinde bulunmuştu. Türk ordusu 700 bin askerden 350 binlere kadar düşerken, bugün ABD koordinatörlüğünde Türkiye'yi tehdit eden yeni yeni ordular, devletçikler türetiliyor.
Ve Irak'ın kuzeyinde dost olarak kabul ettiğimiz Barzani'nin TV kanalları, yayınladıkları haritalarda, Türkiye'yi bölünüp parçalanmış olarak gösteriyorlar, Türkiye'nin illerini sözde Kürdistan'a dahil ediyorlar, Diyarbakırları Amed olarak gösteriyorlar.
Bizler Musul, Kerkük, Münbiç Abdulhamit'in tapulu malıdır diye avunup dururken, bugün Kerkük'te dostumuz (!) Barzani'nin bayrakları dalgalanıyor, Musul adım adım Kerkükleşiyor, Münbiç'te ise ABD bayrakları dalgalanıyor.
Uyan ey Türk milleti! Bu kadar gaflet içinde olursak, yarın Diyarbakır'da, Mardin'de, Siirt'te, Şırnak'ta, Gaziantep'te, Van'da, Muş'ta, Hakkari'de ABD bayrakları dalgalanacak?
Münbiç, Kerkük, Musul derken, Diyarbakır'dan olacağız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025