Dün, 'Peygamberimi seviyorum' iddiasının ispat ve haykırılma zorunluluğunu ifade ettim. Çünkü bu haykırışı bizzat Yüce Allah (c.c) emrediyor.
Nitekim Ahzap suresi 56. Ayette; "Allah ve melekleri, Hz. Peygambere salât ederler. Ey iman edenler, siz de O'na tam bir teslimiyetle salât ve selâm edin".
Bu ayetin nazil olmasından sonra bizzat sahabe, Hz. Peygambere nasıl salat ve selam getireceklerini soruyorlar.
Resulullah (saav) şöyle salat ve selam okuyun buyuruyor: "Âllahümme sallî alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin. Kema salleyte alâ İbrâhîme ve alâ âli İbrahime inneke Hamîdun Mecîdun. Allahümme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin. Kemâ bârekte alâ İbrâhîme ve alâ âli İbrahime inneke Hamidun Mecîdun.
"Allah'ım! Muhammed'e ve Muhammed'in âli üzerine, İbrahim'in âli üzerine salât ettiğin gibi salât et. Şüphe yok ki, Sen Hamid'sin, Mecid'sin.
Allah'ım! Muhammed'e ve Muhammed'in âline, İbrahimin âline bereket ihsan ettiğin gibi bereket ihsan eyle! Şüphesiz ki, Sen Hamîd'sin Mecîd'sin" (Buharî, sahih, Enbiyâ,10; Daavât, 31, 32; Müslim, Sahih, Salat, 65, 66, 69).
Anlaşılacağı üzere Peygamberimiz eksik selamı diğer ifade ile sevgi itirafını kabul etmiyor ve 'bana eksik selam göndermeyin', diyor.
Yukarıda dikkat ettiyseniz (!) salat ve selamda 'ali İbrahim ve ali Muhammed' ifadeleri geçiyor. Kimdir 'ali İbrahim ve ali Muhammed?
'Ali İbrahim' Hz. İbrahim'in ailesidir ki, o yol Hz. Muhammed'e çıkar.
Müşrikler, Peygamber Efendimize, 'ebter' dedikleri zaman Yüce Allah (c.c) Kevser Suresini indirmiş, asıl soyları kesik olanların onlar olduğunu beyan ederek Peygamberimizin soyunun, Hz. Fatıma (a.s) ile baki olduğunu vurgulamıştı.
Bildiğimiz üzere, 'ali Muhammed' ise Ehl-i Beyt'tir. Sevgili Peygamberimizde, kendisine salat ve selamı tarif ederken, Ehl-i Beyt'ini, kendisiyle birlikte zikrediyor, birlikte salat ve selam edilmesini emir buyuruyor.
Yüce Allah'ın Kur'an-ı Kerim'inde Azhap suresi 33. ayette Ehl-i Beyt'i her türlü fenalıktan, maddi-manevi kirlerden tertemiz kıldığını, Şura suresi 23. ayette ise Ehl-i Beyt'i sevmeyi emrettiği Ehl-i Beyt.
Eksik selam yasaklanmıştır
Bizzat Peygamber Efendimiz, Ehl-i Beyt'i anmadan sadece kendisine selam verilmesini yasaklamıştır.
Resulullah'tan (saav) şöyle nakledilmiştir; "Bana sonu kesik salâvat getirmeyin." Kesik salavât nedir, diye sorduklarında; Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"Allahumme salli alâ Muhammed" şeklinde deyip durmanızdır. Siz salâvatı şöyle söyleyin: Allahumme salli alâ Muhammed'in ve alâ âl-i Muhammed" (İbn Hacer el- Mekki, es-Savaik'ul-Muhrika, s.87).
Salavatın okunma tarzına dair Rasulullah'ın bu ikazı ile "Ali bendendir, ben de ondanım", "Fatıma, benden bir parçadır", "Hasan ve Hüseyin benden bir parçadır" şeklindeki hadis-i şerifler, Ehl-i Beyt ile Rasulullah'ın bir bütün olduklarına işarettir. (Ahmed, Müsned, IV, 328, Buhârî, Sahih, Menakıb, 40, 59; Muslim, Sahih, Fedail'us-Ssahâbe, 93-94; Nesai, Hasais, s. 7-60).
Salât ve selam Peygamberimize (s.a.a.) ve O'nun Ehl-i Beyt'ine olsun.
İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur:
"Bir gün Allah Resulü (s.a.a) İmam Ali'ye şöyle buyurdu: 'Sana müjde vermemi istemez misin?'
İmam Ali (a.s) şöyle buyurdu: 'Anam-babam, sana feda olsun. Siz her zaman hayırları müjdelediniz.'
Hz. Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: "Cebrail şu anda bana haber getirdi." İmam Ali (a.s) buyurdu ki ne haber getirdi?
Hz. Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: 'Ümmetimden her kim Ehli Beyt'imi de katarak bana salavat gönderirse, göklerin kapısı yüzüne açılır.
Melekler yetmiş kere ona salavat gönderirler. Eğer günahkâr ise günahları ağaç yaprakları gibi dökülür. Allah, ona şöyle buyurur: 'Lebbeyk ya Abdi! Ve Sa'deyk' ve meleklere şöyle hitap eder: 'siz, benim kuluma yetmiş salavat gönderdiniz. Ben, ona yedi yüz salavat gönderiyorum.
Ama eğer bana salavat gönderir ve Ehli Beyt'imi salavata eklemezse, onunla gökler arasında yetmiş hicap olur ve Hz. Hak şöyle buyurur: 'La lebbeyk ve la sa'deyk' "Ey melekler! Peygamberin Ehli Beyt'ine salavat göndermeyene kadar duasını göklere çıkarmayın. Böyle birisi Ehli Beyt'imi salavatta Bana mülhak edene kadar Hakkın rahmetinden mahrumdur."
Ya Rabbi! Peygamber Efendimize ve Ehl-i Beyt'ine salat ve selam eyle. Bu salat ve selam onların şanına layık olsun. Bu saygı duygumuzu onların tertemiz varlıklarına ilet, şefaatlerine nail eyle Ya Rabbi. (amin)
Kandilimiz mübarek olsun.
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025