Babalar gibi dönüşecek

Bilmem anımsayanımız kaldı mı? AKP’nin ünlü 58. 59. ve 60. Hükümetinin Maliye Bakanı, Eskişehir milletvekili Kemal Unakıtan’ı. Yoksa siz de rahmetli Turgut Özal’ın “alışırlar, alışırlar” sözünün arkasına mı takılıp, kaldınız? Ama zannederim unutmamışsınızdır, Kemal Unakıtan’ın AKP’nin özelleştirmesini veciz bir şekilde özetleyen “babalar gibi satarız” özdeyişini… Yoksa hâlâ anımsayamadınız mı? Hani, hakkında birçok yolsuzluk suçlaması bulunan ve bunların hiçbirinin yalan olduğunu kanıtlayamayıp dokunulmazlık zırhının ardında saklanan bir Maliye Bakanı vardı ya, işte o… Hala hatırlayamadınızsa ünlü “Unakıtan Yumurtası” ile size tüyo vermiş olayım. Biliyorsunuz, Başbakanımız “ananı al da git” ile Maliye Bakanımız da“babalar gibi satarız” ile ünlenmişlerdi. Analar ve babaları son derece kıvrak bir zekâ ile bir araya getirmişlerdi. AKP hükümetlerinin İsmet Abi’den mülhem, Kemal Abisi, bu ünlü özdeyişini de Nisan 2003 tarihinde Tekel’in özelleştirilmesi sırasında sarf etmişti. Maliye Bakanı bu vecizesini söylediği zaman bayağı da deneyimliydi. Sümerbank’ı kuşlara yem etmişti. Telekom’u yok pahasına bırakmış, Tüpraş’ın yarısını ihaleyle “müthiş” bir fiyata satıp yüzde 14’ünü de hiç ihalesiz kafasına göre sevdiği(!) bir adama veren bir zihniyetin mümessili olmuştu. Şimdilerde unutuldu gitti. Ama unutmayın gelen gideni aratır. Çünkü “babalar” kaldı yadigâr, ama artık satacak bir şey kalmadı. Duyduk duymadık demeyin, bundan sonra kamu binaları rezidansa, otele, alış veriş merkezlerine dönüşecek, bunun müjdesini verelim...
Maliye Bakanlığı Teşkilat Kanunu’nda değişiklik yapan ve Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı kurulmasına olanak veren kararnamenin içinde dikkatlerden kaçan bir madde nedense pek de kaale alınmadı. Şimdi hazır olun, bu maddeye göre Maliye Bakanlığı Hazine arazileri üzerinde imar yetkisi aldı. Maliye bundan sonra devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmazları farklı projeler için değerlendirebilecek. Plân değişiklikleri belediyeler tarafından üç ay içinde onaylanmazsa, plânlar Millî Emlâk tarafından re’sen onaylanacak. Bu ne demek oluyor? Belediyeler saf dışı, “Oldu da Bitti Maşallah” ne oluyor peki, tarihi varlıklar ve anıtlarımızın ruhuna “El Fatiha”
Bir Maliye yetkilisi değişikliğin nedenini şöyle izah etti:
“Bugün İstanbul’da Boğaz’a nazır birçok kamu binası bulunuyor. Kamu kuruluşları, bu binalar yerine yine kent içinde farklı bir bölgede de faaliyetini sürdürebilir. Boğaz’a nazır kamu binalarının bulunduğu alanların bir bölümü, imar planı değişiklikleriyle otel alanına dönüştürülebilir. Bu şekilde satışa çıkarılabilir. Araziler çok daha yüksek bedelle ekonomiye kazandırılabilir.”
Vah benim milletim, vah benim İstanbullum, sıra şimdi İstanbul Boğazı’ndaki eğitim-öğrenim ve kültür yuvalarına geldi. Bu proje de CHP’den devşirilen Kültür Bakanının “son bombası”. Gözleri şimdi de Kuleli Askeri Lisesi, Galatasaray Üniversitesi, Kabataş Erkek Lisesi, Beşiktaş Anadolu Lisesi gibi asırlık eğitim yuvalarında. Haydarpaşa Garı, Haydarpaşa Erkek Lisesi (tarihi Askeri Tıbbiye, şimdilerde Marmara Üniversitesi yerleşkesi) Selimiye Kışlası da otel olarak düşünülüyormuş. Ne bileyim bir de müze mi yapacaklarmış, neymiş? Telaşa lüzum yokmuş, henüz düşünüyorlarmış. Ama gidişata bakılacak olursa bütün bunların arkasındaki niyet, boğazın tümü ile beş yıldızlı otellere peşkeş çekilmesi harekâtıdır, operasyonudur. Bunlardan ikisi de benim ortaokulum ve lisem; Selimiye ve Kuleli. Oralarda okudum, oralardan “neşv-ü neva” aldım, yetiştim. Ne diyeyim, içim acıyor, sevgili okurlar…