(dünden devam...)
Sadaka, dünyada yoksulun, ahirette ise verenin yüzünü güldüren ve insanı Rabbine yaklaştıran bir bağış, bir sermaye ve bir ibadettir.
Resûlullah Efendimiz birçok defa sadakanın öneminden bahsetmektedir.
"Sadaka vermede acele ediniz, zira bela sadakanın önüne geçemez."
Sevgili Peygamberimiz buyurdu ki: "Az da olsa gücünüz yettiği kadar sadaka veriniz." (Buhari, Zekat 21).
"Yarım hurma ile de olsa; kendinizi cehennem ateşinden koruyunuz, o kadarını da bulamayanlar güzel bir sözle bile olsa kendilerini korusunlar." (Buhari, Zekat 10, 9, Edeb 34; Müslim, Zekat 66-67).
"Güzel bir söz; her meşru ve güzel bir iş sadakadır. (Buhari, Edeb 33; Müslim, Zekat 53).
Yine, "Başka bir gölgenin bulunmadığı kıyamet gününde, Allah Teâlâ yedi insanı Arş'ın gölgesinde barındıracaktır. (Bunlardan biri de), sağ elinin verdiğini, sol elinin bilmeyeceği kadar sadakayı gizli veren kimsedir" buyurmuştur. (Buhari, Ezan 36, Zekat 16; Müslim, Zekat 91).
Nitekim Yüce Rabbimiz "Kullarım, Beni senden sorarlarsa, (bilsinler ki) gerçekten Ben (onlara) çok yakınım." (Bakara: 2/186) buyurmaktadır.
İki kutsi hadiste ise bu gerçek şöyle ifade edilmektedir:
"Ben kulumun zannına (inancına) göreyim. Kulum Beni zikrettiğinde, Ben onunlayım. (rahmetim, tevfik ve yardımım onunla beraberdir). O Beni gizlice zikrederse, Ben de onu bu şekilde anarım. Beni bir toplum içinde zikrederse, Ben de kulumu o toplumdan daha hayırlı bir toplum içinde (rahmetimle) anarım." (Riyaz'üz-Salihin).
"Kulum Bana bir karış yaklaştığı zaman, Ben ona bir arşın yaklaşırım; o Bana bir arşın yaklaşınca, Ben ona bir kulaç yaklaşırım; o Bana yürüyerek geldiği zaman, Ben ona koşarak varırım." (Buhari, Tevhid 50; Müslim, Zikir 2,3 20-22).
Sadaka, belayı önler, ömrü uzatır, hataları yok eder ve insanı cehennem ateşinden korur.
"Sadaka Allah'ın öfkesini söndürür ve kötü ölümü bertaraf eder." (Tirmizi, Zekat 28).
"Sadaka suyun ateşi söndürdüğü gibi günahların azabını söndürür" şeklinde birçok hadis-i şerifte sadakanın öneminden bahsedilmektedir.
Hz. Lokman, oğluna, "Oğlum! Bir hata işlediğinde hemen arkasından sadaka ver" tavsiyesinde bulunmuştur.
Şunu iyi bilmeliyiz ki; Allah'ın rızasını gözeterek verilen az bir sadaka bile, birçok belayı def eder.
Sadaka, en kıymetli, en iyi, en temiz, en güzel ve en sevimli olan malı Allah rızası için infak etmektir. Zira, Allah en temiz ve en pak olandır. Ancak temiz olanı kabul eder.
Hz. Peygamber (s.a.v.), "Helalinden kazandığı malını infak edenlere müjdeler olsun" buyurmuştur.
Kişinin servetinin, malının, eşyasının iyisini kendisine ayırıp, kötüsünü Allah yolunda infak etmesi, hayır hasenatta bulunması ve o kötü olan malını sadaka olarak vermesi Müslüman açısından uygun bir davranış değildir. İnanan insan malının kötüsünü değil, iyisini Allah yolunda harcar.
Yüce Allah, "Ey iman edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve rızık olarak yerden size çıkardıklarımızdan hayra harcayın. Size verilse, gözünüzü yummadan alamayacağınız kötü malı, hayır diye vermeye kalkışmayın. Biliniz ki Allah zengindir, övgüye layıktır" (Bakara: 2/267) buyurmaktadır.
Diğer bir hadis-i şerifte ise, "Sadakanın en değerlisi; fakirin gücü nispetinde gizlice başka bir fakire verdiği sadakadır" buyurulmuştur. (devam edecek...)
Sadaka, dünyada yoksulun, ahirette ise verenin yüzünü güldüren ve insanı Rabbine yaklaştıran bir bağış, bir sermaye ve bir ibadettir.
Resûlullah Efendimiz birçok defa sadakanın öneminden bahsetmektedir.
"Sadaka vermede acele ediniz, zira bela sadakanın önüne geçemez."
Sevgili Peygamberimiz buyurdu ki: "Az da olsa gücünüz yettiği kadar sadaka veriniz." (Buhari, Zekat 21).
"Yarım hurma ile de olsa; kendinizi cehennem ateşinden koruyunuz, o kadarını da bulamayanlar güzel bir sözle bile olsa kendilerini korusunlar." (Buhari, Zekat 10, 9, Edeb 34; Müslim, Zekat 66-67).
"Güzel bir söz; her meşru ve güzel bir iş sadakadır. (Buhari, Edeb 33; Müslim, Zekat 53).
Yine, "Başka bir gölgenin bulunmadığı kıyamet gününde, Allah Teâlâ yedi insanı Arş'ın gölgesinde barındıracaktır. (Bunlardan biri de), sağ elinin verdiğini, sol elinin bilmeyeceği kadar sadakayı gizli veren kimsedir" buyurmuştur. (Buhari, Ezan 36, Zekat 16; Müslim, Zekat 91).
Nitekim Yüce Rabbimiz "Kullarım, Beni senden sorarlarsa, (bilsinler ki) gerçekten Ben (onlara) çok yakınım." (Bakara: 2/186) buyurmaktadır.
İki kutsi hadiste ise bu gerçek şöyle ifade edilmektedir:
"Ben kulumun zannına (inancına) göreyim. Kulum Beni zikrettiğinde, Ben onunlayım. (rahmetim, tevfik ve yardımım onunla beraberdir). O Beni gizlice zikrederse, Ben de onu bu şekilde anarım. Beni bir toplum içinde zikrederse, Ben de kulumu o toplumdan daha hayırlı bir toplum içinde (rahmetimle) anarım." (Riyaz'üz-Salihin).
"Kulum Bana bir karış yaklaştığı zaman, Ben ona bir arşın yaklaşırım; o Bana bir arşın yaklaşınca, Ben ona bir kulaç yaklaşırım; o Bana yürüyerek geldiği zaman, Ben ona koşarak varırım." (Buhari, Tevhid 50; Müslim, Zikir 2,3 20-22).
Sadaka, belayı önler, ömrü uzatır, hataları yok eder ve insanı cehennem ateşinden korur.
"Sadaka Allah'ın öfkesini söndürür ve kötü ölümü bertaraf eder." (Tirmizi, Zekat 28).
"Sadaka suyun ateşi söndürdüğü gibi günahların azabını söndürür" şeklinde birçok hadis-i şerifte sadakanın öneminden bahsedilmektedir.
Hz. Lokman, oğluna, "Oğlum! Bir hata işlediğinde hemen arkasından sadaka ver" tavsiyesinde bulunmuştur.
Şunu iyi bilmeliyiz ki; Allah'ın rızasını gözeterek verilen az bir sadaka bile, birçok belayı def eder.
Sadaka, en kıymetli, en iyi, en temiz, en güzel ve en sevimli olan malı Allah rızası için infak etmektir. Zira, Allah en temiz ve en pak olandır. Ancak temiz olanı kabul eder.
Hz. Peygamber (s.a.v.), "Helalinden kazandığı malını infak edenlere müjdeler olsun" buyurmuştur.
Kişinin servetinin, malının, eşyasının iyisini kendisine ayırıp, kötüsünü Allah yolunda infak etmesi, hayır hasenatta bulunması ve o kötü olan malını sadaka olarak vermesi Müslüman açısından uygun bir davranış değildir. İnanan insan malının kötüsünü değil, iyisini Allah yolunda harcar.
Yüce Allah, "Ey iman edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve rızık olarak yerden size çıkardıklarımızdan hayra harcayın. Size verilse, gözünüzü yummadan alamayacağınız kötü malı, hayır diye vermeye kalkışmayın. Biliniz ki Allah zengindir, övgüye layıktır" (Bakara: 2/267) buyurmaktadır.
Diğer bir hadis-i şerifte ise, "Sadakanın en değerlisi; fakirin gücü nispetinde gizlice başka bir fakire verdiği sadakadır" buyurulmuştur. (devam edecek...)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Gülsüm Kavak / diğer yazıları
- 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun -2- / 29.08.2021
- 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun -1- / 28.08.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-IV / 23.02.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-III / 22.02.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-II / 19.02.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-I / 18.02.2021
- Sevgi ispat ister / 12.10.2020
- Muharrem ayı ve oruç / 23.08.2020
- Prof. Dr. Haydar Baş ve ulusal egemenlik / 25.04.2020
- O, herkesten farklıydı / 23.04.2020
- 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun -1- / 28.08.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-IV / 23.02.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-III / 22.02.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-II / 19.02.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-I / 18.02.2021
- Sevgi ispat ister / 12.10.2020
- Muharrem ayı ve oruç / 23.08.2020
- Prof. Dr. Haydar Baş ve ulusal egemenlik / 25.04.2020
- O, herkesten farklıydı / 23.04.2020