Son olarak Atatürk'le özdeş olan bir ilde, Samsun'da hortladı Atatürk düşmanlığı.
Kitabın ortasından konuşmayı ve yazmayı ilke edinmiş Atatürkçü bir yazarım.
Bu ve 100'lerce kere tekrar eden Atatürk düşmanlığının tezahürü olayların perde arkasında hep "Nakşilik" felsefesi veya doktrini olmuştur.
Bakın yakın tarihe bunu siyasetçiler özelinde çok rahat görürsünüz.
Bakın Atatürk dönemine, ona ve Türkiye Cumhuriyeti'ne düşman olan anlayışın yine aynı mikroptan ürediğini görürsünüz.
Bakın Kubilay olayına, perde önünde ve arkasında açıkça Nakşilik anlayışını görürsünüz.
İngilizler tarafından kurulan bu tarikatın Türkiye Cumhuriyeti'ne olan zararlı faaliyetleri, kütüphaneler dolu kitaplara sığdırılamayacak kadar fazladır.
Atatürk'ün bu millete musallat olan kahpe düşmana karşı yürüttüğü her türlü faaliyetine "dinsizlik" yaftasını vuracak kadar aşağılık ve alçaklık sergilemiş bir hareketten bahsediyoruz.
Bugün Türk siyasetinde çok etkili noktalarda olan birçok ismin, bu odağın zehirli düşüncelerinden beslendiği kamuoyunun malumudur.
Zerre Atatürk'ü sevmemeleri,
Kurduğu Cumhuriyete içten içe nefret duymalar,
Alternatif yönetim şekilleri üzerinde yapılan deneyler,
Filmleriyle hiç yaşamamış ve yokmuş gibi unutturulmaya çalışılan bir büyük devrimci lider, Ehl-i Beyt torunu Mustafa Kemal Atatürk.
Peki, bütün bunların nedeni nedir bilir misiniz?
Atatürk'ün Ehl-i Beyt soyundan geliyor olması.
Peki, bunu ilk kez Türk milletine duyuran Haydar Baş Bey'i aynen Atatürk'te olduğu gibi neden sevmezler bilir misiniz?
Türk milleti ile Ata'sını buluşturduğu ve gerçek kimliğini duyurduğu için.
Atatürk düşmanlarına bu coğrafyayı dar ettiği için sevmezler Haydar Baş Bey'i.
Atatürk'le aynı kaderi yaşamış olan büyük devrimci lider Haydar Baş'ı, bugün milyonlarca insan kalbinde yaşatıyor.
Bu sevgi kıyamet sabahına kadar artarak devam edeceği gibi, düşmanca tavırlar içerisinde olanlar, nefes alamayacak kadar kendilerine yaşadıkları alanı daraltacaklardır.
Dolayısıyla Samsun'da iki kendini bilmez adam falanın işiymiş gibi bu olayları görmek ve yorumlamak, saflığın ötesinde aptallık olur.
Cumhuriyetimizin ilelebet yaşayabilmesi için Nakşilik denen anlayışın kültürel kodlarını bu coğrafyadan ebediyen silip atmak lazımdır.
Bu kutsal görev tamamen yargının işidir.
Elde ve açık arşivlerde bu konuya dair sayısız somut belgeler mevcuttur.
Bu işin sonu, Cumhuriyetle rövanşa kadar vardırılacaktır.
O bakımdan sorumluluk, Atatürkçü ve Cumhuriyetçi kadroların omuzlarındadır.
Her şey, hukuki çerçevede, adaletin hassas terazisinde tartılarak ele alınmalıdır.
Gelecek nesillerin elimizden çıkmaması için bu operasyon olmazsa olmazdır.
Namuslu, vicdanlı, gücünü tamamen Anayasa ve kanunlardan alan yargı erki, neyin ne olduğunu çok iyi bilmektedir.
Nakşilik anlayışından kurtulmadan, Atatürk düşmanlarından kurtulmak asla mümkün olamayacaktır.
- Boykotu bırak satılanlara bak! / 08.04.2025
- ‘Selçuklu ve Osmanlı’yı tarikatlar batırdı’ / 07.04.2025
- Para yok ki ‘BOYKOT’ olsun! / 06.04.2025
- “Kürt sorunu” ifadesi ‘SEVR’ in ürünüdür! / 02.04.2025
- TÜRK milletine ters kelepçe! / 01.04.2025
- Türkler Ehl-i Beyt ile akrabadır / 31.03.2025
- Türk’ler Ehl-i Beyt İslam’ını kabul etmiştir / 30.03.2025
- İktidar çok tehlikeli oynuyor! / 26.03.2025
- Suriye için tek çözüm: Atatürk modeli / 25.03.2025