"Cesurun ayakları dayanmak, korkağın ayakları kaçmak için yaratılmıştır."
Hz. Ali (k.v.)
Yüce Mevlamız bizleri dış görünüşümüzü her ne kadar kendi hemcinslerimize benzer yaratmışsa da kaderimizde, dolayısıyla hem genetik, hem de karekter yapımız itibarıyla farklı tarzlarda yaratmıştır. Hal böyleyken, her ne kadar iri cüsseli bir bedene sahip olsa da, yüreği aslan gibi bir cevher taşımıyorsa ve yiğit bir ruhu temsil etmiyorsa, ne kadar da kuvvetli olursa olsun cihad ruhunu benliğinde taşımayan bir yürekten hiçbir başarı beklenemez...
Nice şanlı ecdadlar barındı müslüman topraklarda, herbiri hem dinini, hem namusunu taşıyan vatanını müdafaa uğruna cengaverce siper etti asil yüreğini...
Bir kulun aklını ve bedenini hangi yolda, ne uğrunda kullanacağı alın yazısında mevcuttur elbet ama nasıl olsa Rabbim bana bunu layık görmüş deyip gaflete düşmeyip mücadeleci bir kimliğe bürünerek, nefsimizle her daim cihad halinde olmamız gerekir. Ancak o zaman mükemmel bir ahiret mekanı elde etmeyi hak etmiş oluruz. Miskinlik, tembellik gerçek bir mü'mine yakışır vasıflardan değildir..
Nice cenkler yapılmış, niceleri katılmamak için bahaneler öne sürmüş ve geri planda kalmayı kendine yakıştırıp sözde menfaatini kollamıştır, oysa ki gerçek kazanç mücadele ederek hak edilendir.
Asil bir yüreğin taşıyıcısı her daim toplumda kendini belli eder ve itibar görür..
Girişken atılımları, yalnızca kendinin değil, çevresinin de menfaatlerini, hatta vatanının korunması uğrundaki savunma hali takdire şayan erdemlerdendir...
Cesur bir yürek; hayatın her evresinde önüne çıkan her sınavda bıkkınlık ve yılgınlık göstermeden, her türlü çareyi azmini seferber ederek basiretli bir eforla geçendir..
Yaşamı boyunca firaseti elden bırakmadan, hiçbir zulüm karşısında eğilmeden dimdik ve dirayetli bir şekilde pes etmeden ilerlemeyi öncelikleri arasında görür..
Zaman ve mekan hiçbir yiğidi sindirmez ve alacağı basiretli tedbirlerle kararlarını sağlam tedbirler üzerine bağlar...
Ve toplum içinde güvenilir, sözü geçen, bir o kadar da saygın bir otorite kurar...
Oysa korkaklığı kendine uygun görüp, gayreti beyhude sayan miskinler için bu böyle değildir, nasılsa başkalarının zaferiyle bizler de yararlanırız bakış açısı onları yerlerinde saymaya mahkum etmiştir artık...
Bir şeylerin üstesinden gelmek bizleri hayatla başa çıkabilmemiz konusunda daha da güçlü kılacaktır oysa. Elbet hayatımız inişli çıkışlı ve her yeni bir gün yeni imtihanlara gebe. Rabbimizin bizden beklediği önümüze koyduğu her sınavdan nefsimize yüz vermeden ve kahraman bir iradeyle, sendelemeden, başka sahte ışıkların ardına düşmeden asil bir yüreğin temsilcisi olarak geçebilmemizdir.
Azmin elinden hiçbir şey kurtulmaz elbet... Ve asil bir mü'min sağlam bir yüreğe, cesur bir bileğe, yenilmez bir iradeye sahip kalmalıdır her daim...
Ancak o zaman hem imanı, hem vatanı ve namusu saydığı tüm değerler korunma altında kalır. Hz. Ali yüreği ve azmine her konuda sahip olabilmek ümidiyle...
Hz. Ali (k.v.)
Yüce Mevlamız bizleri dış görünüşümüzü her ne kadar kendi hemcinslerimize benzer yaratmışsa da kaderimizde, dolayısıyla hem genetik, hem de karekter yapımız itibarıyla farklı tarzlarda yaratmıştır. Hal böyleyken, her ne kadar iri cüsseli bir bedene sahip olsa da, yüreği aslan gibi bir cevher taşımıyorsa ve yiğit bir ruhu temsil etmiyorsa, ne kadar da kuvvetli olursa olsun cihad ruhunu benliğinde taşımayan bir yürekten hiçbir başarı beklenemez...
Nice şanlı ecdadlar barındı müslüman topraklarda, herbiri hem dinini, hem namusunu taşıyan vatanını müdafaa uğruna cengaverce siper etti asil yüreğini...
Bir kulun aklını ve bedenini hangi yolda, ne uğrunda kullanacağı alın yazısında mevcuttur elbet ama nasıl olsa Rabbim bana bunu layık görmüş deyip gaflete düşmeyip mücadeleci bir kimliğe bürünerek, nefsimizle her daim cihad halinde olmamız gerekir. Ancak o zaman mükemmel bir ahiret mekanı elde etmeyi hak etmiş oluruz. Miskinlik, tembellik gerçek bir mü'mine yakışır vasıflardan değildir..
Nice cenkler yapılmış, niceleri katılmamak için bahaneler öne sürmüş ve geri planda kalmayı kendine yakıştırıp sözde menfaatini kollamıştır, oysa ki gerçek kazanç mücadele ederek hak edilendir.
Asil bir yüreğin taşıyıcısı her daim toplumda kendini belli eder ve itibar görür..
Girişken atılımları, yalnızca kendinin değil, çevresinin de menfaatlerini, hatta vatanının korunması uğrundaki savunma hali takdire şayan erdemlerdendir...
Cesur bir yürek; hayatın her evresinde önüne çıkan her sınavda bıkkınlık ve yılgınlık göstermeden, her türlü çareyi azmini seferber ederek basiretli bir eforla geçendir..
Yaşamı boyunca firaseti elden bırakmadan, hiçbir zulüm karşısında eğilmeden dimdik ve dirayetli bir şekilde pes etmeden ilerlemeyi öncelikleri arasında görür..
Zaman ve mekan hiçbir yiğidi sindirmez ve alacağı basiretli tedbirlerle kararlarını sağlam tedbirler üzerine bağlar...
Ve toplum içinde güvenilir, sözü geçen, bir o kadar da saygın bir otorite kurar...
Oysa korkaklığı kendine uygun görüp, gayreti beyhude sayan miskinler için bu böyle değildir, nasılsa başkalarının zaferiyle bizler de yararlanırız bakış açısı onları yerlerinde saymaya mahkum etmiştir artık...
Bir şeylerin üstesinden gelmek bizleri hayatla başa çıkabilmemiz konusunda daha da güçlü kılacaktır oysa. Elbet hayatımız inişli çıkışlı ve her yeni bir gün yeni imtihanlara gebe. Rabbimizin bizden beklediği önümüze koyduğu her sınavdan nefsimize yüz vermeden ve kahraman bir iradeyle, sendelemeden, başka sahte ışıkların ardına düşmeden asil bir yüreğin temsilcisi olarak geçebilmemizdir.
Azmin elinden hiçbir şey kurtulmaz elbet... Ve asil bir mü'min sağlam bir yüreğe, cesur bir bileğe, yenilmez bir iradeye sahip kalmalıdır her daim...
Ancak o zaman hem imanı, hem vatanı ve namusu saydığı tüm değerler korunma altında kalır. Hz. Ali yüreği ve azmine her konuda sahip olabilmek ümidiyle...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yasemin Dokumacı / diğer yazıları
- İlmin paha biçilmez değeri / 30.10.2012
- Amellerin hesabı / 29.10.2012
- Kulluk zikirle yaşanır / 02.08.2012
- Ölüm ne güzel bir nasihat / 01.08.2012
- Dünya geçicidir / 31.07.2012
- Orucun öğrettikleri / 29.07.2012
- Nefsin tuzakları / 28.07.2012
- Allah’a vuslat / 26.07.2012
- Hoşgeldin ya şehr-i Ramazan / 25.07.2012
- Alim; ilmiyle amel edendir / 22.07.2012
- Amellerin hesabı / 29.10.2012
- Kulluk zikirle yaşanır / 02.08.2012
- Ölüm ne güzel bir nasihat / 01.08.2012
- Dünya geçicidir / 31.07.2012
- Orucun öğrettikleri / 29.07.2012
- Nefsin tuzakları / 28.07.2012
- Allah’a vuslat / 26.07.2012
- Hoşgeldin ya şehr-i Ramazan / 25.07.2012
- Alim; ilmiyle amel edendir / 22.07.2012