Asil sevgimiz nerede?

İnsanda öyle bir sevgi vardır ki bütün sevgilerin tamamını kapsayan bütün sevgilerin özü ve imanını tamamlayan sevgidir ki o da vatan sevgisidir. Sevgili Peygamberimizin buyurduğu gibi, "Vatan sevgisi imandandır." Bu hadis vatan sevgisinin imanın gereği ve imanın ispatı olduğunu da göstermektedir. Aynı zamanda vatan sevgisi en asil en yüce sevgilerden biridir.Gerektiğinde hiç çekinmeden-korkmadan vatan için savaşmak da vatan sevgisinin tezahürüdür. Cenab-ı Resûl (s.a.a.) Efendimiz ve muhacirlere; kendilerini yurtları olan Mekke'den çıkaran müşriklerle savaşarak onları oradan çıkartma hususunda kesin emir vermiş ve şöyle buyurmuştur: "Allah din uğrunda sizinle savaşmaları sizi yurtlarınızdan çıkarmaları ve çıkarılmanıza yardım edenleri dost edinmenizi yasak ediyor. Onları sizi çıkardıkları yerden (Mekke) çıkarın (yani vatanınızı kurtarın). Kim onları dost edinirse işte onlar zalimlerdir." ( Muntehine, 9) Yine bir başka hadis-i şerifte söyle buyruluyor: "Bir kimse kendi dinini, namusunu ve malını korurken ölürse şehittir." (Tirmizi, diyat/22). Bu sebeptendir ki "Vatan sevgisi imandandır." Vatan sevgisi laf ile olmaz, vatanını seven vatan uğruna canını, malını, feda etmekten çekinmez. Üzerinde bağımsızca yaşadığımız, ailemizle, sevdiklerimizle, hatıralarımızla oluşturduğumuz kültürümüzle bütün bir toprak parçasıdır. Vatan edinilmiş bu toprağa düşman gözünün eğri bakması bile o vatanda yaşayan herkese savunma hakkını verir. Vatan için ölmek bir borçtur. Türk milleti için vatanın ayrı bir önemi ve değeri vardır. Bu yüzden vatan savunması uğruna verilmiş nice savaşlarla doludur. Aziz milletimiz vatan savunmasını Allah'ın emri olarak canı pahasına yapmış, sayısız şehitler vererek güzel yurdumuzu korumuş ve bizlere emanet etmiştir. Bu vatanı bize emanet eden Ulu Önder M. K. Atatürk'ün vatana bakışını, vatan sevgisini bir anısıyla aktarayım. Kral Edward İstanbul'a geldiği bir zamanda yatından motora binerek Dolmabahçe Sarayına yanaştı. M. K. Atatürk de rıhtımda onu bekliyordu. Deniz dalgalı idi ve kralın bindiği motor inip çıkıyordu. Kral rıhtıma çıkmak istediği sırada eli yere değdi ve kirlendi. O sırada Atatürk de kralı rıhtıma almak üzere elini uzatmış bulunuyordu. Bunu gören kral elini mendille silmek istediği anda Atatürk "Vatanımın toprağı temizdir o elinizi kirletmez!" diyerek kralı rıhtıma çıkarttı. İşte Mustafa Paşanın vatan sevgisi ölçüsü.Bakınız vatan müdafaası için Enfal suresinin 60. ayetinde Allah (c.c.) şöyle buyuruyor: "Onlara karşı gücünüz yettiği kadar Allah'ın düşmanı ve sizin düşmanlarınızı ve bunların dışında Allah'ın bilip sizin bilmediklerinizi yıldırmak üzere kuvvetli ve besili atlar hazırlayın. Allah yolunda sarf ettiğiniz her şey size haksızlık yapılmadan tamamen ödenecektir." Burada ayetle vatan savunması için besili attan ve kuvvetten bahsetmekle yine Allah'ın bir ikramı olan günümüzün teknoloji ürünü olan tanktan, füzeden veya bombadan yani silah gücünden haber vermiş olmaktadır. Maalesef günümüzün insanı ise sanki vatan sevgisini sineye çekmiş, ayıklığı uykuya terk etmiş vatan sevgisini içinde yaşayamaz hale gelmiştir. Geçtiğimiz aylarda şehidimin kanıyla boyanmış bayrağımız indirildi kimselerin sesi çıkmadı. İnsanlarımız vatan topraklarımızın, milli kurumlarımızın özelleştirme adı altında satılmasına hem sessiz kalıp hem de topraklarımızı kaybettiğimizden habersiz ya da alakasız kalmaktadır. Evet, belki bugün ayet-i kerimedeki gibi tankla, tüfekle, füzeyle savaşmaya gerek yok ülkemizde ama bu tehlikenin farkına varıp bunu engellemek için gayret içine girmiyor veya oralı olmuyor vatandaşımız. Bu vatan için onca kan onca şehit boşuna mı verildi, yabancıya satılsın diye mi kazanıldı bu topaklar? Tekrar soruyorum sizlere.Bizler şehit torunu olmamıza rağmen toplumumuz vatan düşmanlarının oyununa gelerek gerçeği görmemektedir. Ayetlere ve hadislere ters düşmektedir. Yahudi ve Hıristiyanlarla dost olan zihniyetlerin oyununa gelmektedir. Bir an önce kendimize gelmemiz gerekirken hâlâ uyumaktayız. Maalesef bu gidişle gelecek olan nesillerimize bırakacak vatanımız da olmayacak ve bu vatanı bize emanet edenlere verecek hesabımız büyük olacak. Ulu önder Atatürk'e ve silah arkadaşlarına, tüm şehitlerimize nasıl hesap vereceğiz? Şehitlerimizden ne yüzle şefaat isteyeceğiz acaba. Avrupa sevdalısı zihniyetlerin yaptıkları icraatlardan dolayı insanımız asil sevgisinden uzak nereye gittiği belirsiz ümitsizlik ve çaresizlik içinde savrulmakta. Burada sözü milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy'a bırakıyorum: "Sahipsiz olan vatanın batması haktır/Sen sahip çıkarsan bu vatan batmayacaktır."