Kendimize, kendi dünyamıza, öte dünyamıza ilişkin bir gündemimiz yoksa, başkalarının belirlediği gündemlerin ardından koşmak bizi yoracaktır.
Hiçbir maddi değerle alınıp-satılamayacak olan ömür sermayemiz başkalarının belirlediği gündemlerin peşinde harcanıp gidecektir.
Saatler günleri, günler haftaları, haftalar ayları, aylar yılları kovalayacak, eğer başkalarının gündemlerinin peşi sıra sürükleniyorsak, bir türlü kendi gündemimize sıra gelmeyecektir.
Büyüklerimizin sürekli söyledikleri gibi “elin işi bitmez” ve elbette elin gündemi de bitmez.
Hele Anadolu gibi özel bir coğrafyada yaşıyorsanız, sizi kendi gündemlerinin peşine takmak isteyen yüzlerce, belki binlerce laf cambazı çıkacaktır karşınıza.
Bu coğrafyada gözü olan, yer altı ve yer üstü kaynakları için ağzı sulanan nice şöhretli tefeciler, emperyalist devletler ve şirketler, sizi kendi gündemleri ile meşgul etmek için en üst düzeyde laf cambazları kiralayacak, yazdıracak ve konuşturacaklardır.
Kendinize ait, kendi dünyanıza ve ahiretinize ait bir gündeminiz yoksa başkalarının belirledikleri gündemlerin peşine takılmanız kaçınılmazdır.
İşte bu yüzden sabah namazı çok çok önemlidir.
Güne, güneşten önce başlamak ve özel gündemle başlamak bundan dolayı bir Müslüman için asla vazgeçilemez “güne başlarken” eylemidir.
Kadın olsun erkek olsun, yaşlı olsun genç olsun, amir olsun memur olsun, yönetici olsun yönetilen olsun, makamı, mevkii ne olursa olsun bir Müslüman her gününün gündemini oluşturmaya Tekbir ile başlayacaktır:
“Allah en büyüktür.”
Mutlaka Fatiha suresi ile devam edecektir:
“Sınırsız Rahmeti ve engin merhameti ile hayat veren, yaşatan, koruyan, rahmetine, merhametine, lütfuna, ihsanına, hayırlara mazhar eden, Rahmân ve rahîm olan Allah’a hamd olsun.
O, ceza gününün malikidir.
Yalnız Sana ibadet ederiz ve yalnız Senden yardım dileriz.
Bize doğru yolu göster. Kendilerine lutuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yolunu; gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil!”
Ve, mutlaka birkaç Kur’an ayeti ile gündem oluşturma eylemi devam edecektir:
“Allah’a ve ahiret gününe inanan bir toplumun -babaları, oğulları, kardeşleri, yahut akrabaları da olsa- Allah’a ve Resûlüne düşman olanlarla dostluk ettiğini göremezsin. İşte onların kalbine Allah, iman yazmış ve katından bir ruh ile onları desteklemiştir. Onları içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedî kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah’tan hoşnut olmuşlardır. İşte onlar, Allah’ın tarafında olanlardır. İyi bilin ki, kurtuluşa erecekler de sadece Allah’ın tarafında olanlardır.” (Mücadele, 22)
Tekbirlerle, hamd ve sena ile devam edecek, vahye mazhar olan, yüce ve son din olan İslam’ı tebliğ eden son elçi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)’e ve ehli beytine selam ile sona erecektir.
O gün içinde bize dayatılan gündemlere hep bu ilkelerin , bu ilahi mesajların penceresinden bakacağız ve lüzumsuz gündemlere vakit harcamayacağız.
Asıl gündemi böylece yakalamış olacağız.
Hiçbir maddi değerle alınıp-satılamayacak olan ömür sermayemiz başkalarının belirlediği gündemlerin peşinde harcanıp gidecektir.
Saatler günleri, günler haftaları, haftalar ayları, aylar yılları kovalayacak, eğer başkalarının gündemlerinin peşi sıra sürükleniyorsak, bir türlü kendi gündemimize sıra gelmeyecektir.
Büyüklerimizin sürekli söyledikleri gibi “elin işi bitmez” ve elbette elin gündemi de bitmez.
Hele Anadolu gibi özel bir coğrafyada yaşıyorsanız, sizi kendi gündemlerinin peşine takmak isteyen yüzlerce, belki binlerce laf cambazı çıkacaktır karşınıza.
Bu coğrafyada gözü olan, yer altı ve yer üstü kaynakları için ağzı sulanan nice şöhretli tefeciler, emperyalist devletler ve şirketler, sizi kendi gündemleri ile meşgul etmek için en üst düzeyde laf cambazları kiralayacak, yazdıracak ve konuşturacaklardır.
Kendinize ait, kendi dünyanıza ve ahiretinize ait bir gündeminiz yoksa başkalarının belirledikleri gündemlerin peşine takılmanız kaçınılmazdır.
İşte bu yüzden sabah namazı çok çok önemlidir.
Güne, güneşten önce başlamak ve özel gündemle başlamak bundan dolayı bir Müslüman için asla vazgeçilemez “güne başlarken” eylemidir.
Kadın olsun erkek olsun, yaşlı olsun genç olsun, amir olsun memur olsun, yönetici olsun yönetilen olsun, makamı, mevkii ne olursa olsun bir Müslüman her gününün gündemini oluşturmaya Tekbir ile başlayacaktır:
“Allah en büyüktür.”
Mutlaka Fatiha suresi ile devam edecektir:
“Sınırsız Rahmeti ve engin merhameti ile hayat veren, yaşatan, koruyan, rahmetine, merhametine, lütfuna, ihsanına, hayırlara mazhar eden, Rahmân ve rahîm olan Allah’a hamd olsun.
O, ceza gününün malikidir.
Yalnız Sana ibadet ederiz ve yalnız Senden yardım dileriz.
Bize doğru yolu göster. Kendilerine lutuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yolunu; gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil!”
Ve, mutlaka birkaç Kur’an ayeti ile gündem oluşturma eylemi devam edecektir:
“Allah’a ve ahiret gününe inanan bir toplumun -babaları, oğulları, kardeşleri, yahut akrabaları da olsa- Allah’a ve Resûlüne düşman olanlarla dostluk ettiğini göremezsin. İşte onların kalbine Allah, iman yazmış ve katından bir ruh ile onları desteklemiştir. Onları içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedî kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah’tan hoşnut olmuşlardır. İşte onlar, Allah’ın tarafında olanlardır. İyi bilin ki, kurtuluşa erecekler de sadece Allah’ın tarafında olanlardır.” (Mücadele, 22)
Tekbirlerle, hamd ve sena ile devam edecek, vahye mazhar olan, yüce ve son din olan İslam’ı tebliğ eden son elçi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)’e ve ehli beytine selam ile sona erecektir.
O gün içinde bize dayatılan gündemlere hep bu ilkelerin , bu ilahi mesajların penceresinden bakacağız ve lüzumsuz gündemlere vakit harcamayacağız.
Asıl gündemi böylece yakalamış olacağız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025