Türkiye 2019 seçimlerindeki dengeleri konuşmaya başlasa da, esas sorunumuzun güvenlik olduğunu unutmamalıyız. Fırat Kalkanı Harekâtı sonrasında Afrin kantonuna girip girmeme noktasındayız. Suriye sınırına mühimmat yığdığımız haberleri basına yansıyor.
Tam da bu ortamda ABD'den sonra Rusya da Astana Zirvesi'nde PYD'nin yer almasına izin verdiğini açıkladı.
Yani Türkiye'nin PKK'nın Suriye'deki uzantısı PYD konusundaki tüm çekincelerine rağmen Suriye'de beraber hareket ettiğimizi zannettiğimiz Rusya da bize sırtını dönüyor.
Bu hamle iki açıdan değerlendirilebilir.
Birincisi, Rusya'nın Kürtlere karşı yakınlaşmasıdır ki, bu ABD'nin 'tek başına varım' demesini engelleme hamlesidir. Ocak ve Şubat ayında gerçekleştirdiği iki Kürt toplantısında da bunun sinyallerini zaten vermişti.
İkincisi ise bu hamle ABD'nin Rusya ile birleşerek bölgedeki Türk varlığını kesin olarak reddettiğinin ispatıdır.
Türkiye sınır güvenliğini teminde giderek yalnızlaşıyor.
Oysa Rusya'nın yeni hamlesi yani ABD ve İsrail istikametindeki siyaseti, Büyük Ortadoğu Projesi ve Amerika'nın bölgemizdeki yeni vatan arayışı dikkate alındığında yalnızca bizim için değil, kendisini de riske atacak bir gelişme.
Zira Amerika'nın ve beraber hareket ettiği 'Büyük İsrail Devleti' düşünüldüğünde İsrail'in, Rusya ile menfaat birliği etmesine imkân yoktur.
Mevcut tablodan biz şöyle bir sıralama çıkarıyoruz:
Önce Türkiye, sonra Suriye ve en son Rusya?
Aksi halde ABD'nin PYD'ye 1200 tır mühimmat sevkiyatının yalnızca Kürtlere yardım maksadıyla verildiğini düşünmek saflık olacaktır. Siyasilere düşen bu ikazları dikkate alarak Rusya, Suriye ve İran'la beraber, ABD-İsrail yayılmacılığına karşı bir set oluşturmaya çalışmak olmalıdır.
Siz hem 'stratejik ortağım' diyeceksiniz, hem hiçbir irade beyanınız dikkate alınmayacak.
Siz hem açıkça ilan ettikleri planın son halkası sayılacaksınız, hem onların yanında planın gerçekleşmesine hizmet edeceksiniz.
Sizin hem bugüne kadar Suriye'de muhaliflere desteğiniz yabancı basında yer alacak, hem de halen 'dostumuz var' diyebileceksiniz.
Türk siyasetini anlamak imkânsız...
Umarız onlar bizi anlarlar, aksi halde bölgede baş aktörlerden biriyiz diye övünürken bir anda Suriye'nin 7'ye bölünmesinin konuşulduğu bir ortamda ondan önce biz parçalanıvereceğiz.
Tam da bu ortamda ABD'den sonra Rusya da Astana Zirvesi'nde PYD'nin yer almasına izin verdiğini açıkladı.
Yani Türkiye'nin PKK'nın Suriye'deki uzantısı PYD konusundaki tüm çekincelerine rağmen Suriye'de beraber hareket ettiğimizi zannettiğimiz Rusya da bize sırtını dönüyor.
Bu hamle iki açıdan değerlendirilebilir.
Birincisi, Rusya'nın Kürtlere karşı yakınlaşmasıdır ki, bu ABD'nin 'tek başına varım' demesini engelleme hamlesidir. Ocak ve Şubat ayında gerçekleştirdiği iki Kürt toplantısında da bunun sinyallerini zaten vermişti.
İkincisi ise bu hamle ABD'nin Rusya ile birleşerek bölgedeki Türk varlığını kesin olarak reddettiğinin ispatıdır.
Türkiye sınır güvenliğini teminde giderek yalnızlaşıyor.
Oysa Rusya'nın yeni hamlesi yani ABD ve İsrail istikametindeki siyaseti, Büyük Ortadoğu Projesi ve Amerika'nın bölgemizdeki yeni vatan arayışı dikkate alındığında yalnızca bizim için değil, kendisini de riske atacak bir gelişme.
Zira Amerika'nın ve beraber hareket ettiği 'Büyük İsrail Devleti' düşünüldüğünde İsrail'in, Rusya ile menfaat birliği etmesine imkân yoktur.
Mevcut tablodan biz şöyle bir sıralama çıkarıyoruz:
Önce Türkiye, sonra Suriye ve en son Rusya?
Aksi halde ABD'nin PYD'ye 1200 tır mühimmat sevkiyatının yalnızca Kürtlere yardım maksadıyla verildiğini düşünmek saflık olacaktır. Siyasilere düşen bu ikazları dikkate alarak Rusya, Suriye ve İran'la beraber, ABD-İsrail yayılmacılığına karşı bir set oluşturmaya çalışmak olmalıdır.
Siz hem 'stratejik ortağım' diyeceksiniz, hem hiçbir irade beyanınız dikkate alınmayacak.
Siz hem açıkça ilan ettikleri planın son halkası sayılacaksınız, hem onların yanında planın gerçekleşmesine hizmet edeceksiniz.
Sizin hem bugüne kadar Suriye'de muhaliflere desteğiniz yabancı basında yer alacak, hem de halen 'dostumuz var' diyebileceksiniz.
Türk siyasetini anlamak imkânsız...
Umarız onlar bizi anlarlar, aksi halde bölgede baş aktörlerden biriyiz diye övünürken bir anda Suriye'nin 7'ye bölünmesinin konuşulduğu bir ortamda ondan önce biz parçalanıvereceğiz.
Prof. Dr. Haydar Baş / diğer yazıları
- İmam Ali'nin devlet adamlarına nasihatleri / 22.11.2024
- Hz. Peygamber'in davet mektupları / 21.11.2024
- İslam tarihinde ilk fitne / 20.11.2024
- Önce insan denmedikçe... / 19.11.2024
- İnsan hakları konusu / 18.11.2024
- Unutulan kadın / 17.11.2024
- Dünya MEM diyor ya Türkiye? / 16.11.2024
- BTP'nin hayvancılık projeleri / 15.11.2024
- Bedava elektrik hayal değil / 14.11.2024
- Kadına hak ettiği değer ancak BTP iktidarında verilebilir / 13.11.2024
- Hz. Peygamber'in davet mektupları / 21.11.2024
- İslam tarihinde ilk fitne / 20.11.2024
- Önce insan denmedikçe... / 19.11.2024
- İnsan hakları konusu / 18.11.2024
- Unutulan kadın / 17.11.2024
- Dünya MEM diyor ya Türkiye? / 16.11.2024
- BTP'nin hayvancılık projeleri / 15.11.2024
- Bedava elektrik hayal değil / 14.11.2024
- Kadına hak ettiği değer ancak BTP iktidarında verilebilir / 13.11.2024