Şimşek sesinden çok korkardı annem. Her şimşek çaktığında sımsıkı ellerimizden tutar, kaskatı kesilirdi. Ve dua ederdi "Allah'ım afetsiz ver" . Bense çok severdim şakır şakır yağan yağmurun camımıza vurduğu, o karanlığa yakın gölgeli havayı ve yıldırımın göğe çizdiği dallı budaklı şekilleri.
Yıldırımların sesinden ürkerdim aslında ama annemin yanında güçlü durmak için onu da çaktırmazdım. Ve sonra güneş ışıkları bulutların arasından kendini gösterir yağmurun teremiz yaptığı bir dünyayı aydınlatırdı sanki. Bir de bakardık ki Rabbim süslemiş rengarenk bir gökkuşağı ile gökyüzünü.
İlçemiz iki tepenin eteklerine kurulmuştu. Tepelerin arasında bahar aylarında çağlayan küçük bir dere.
Sokaklar eski taşlardan ortaya doğru eğimliydi, yağmur suları yolun ortasından akar giderdi. Yol kenarında müstakil bir yapıydı evimiz. Dereye bakan arka tarafında kocaman bir bahçemiz vardı. Mutfağımız alt katta, mutfak camımız yol hizasındaydı. Mutfağımızı hiç su basmadı, hiç su basması gibi bir endişemiz olmadı. Her bahar ciddi bir yağış alırdı ilçem ama o eski yollardan o eski evlere hiç su girmedi.
Yıllar önce memleketimde seçim çalışması yaparken şehir planlamada çalışmış birini ziyaret ettim. Dedi ki, eskiden planlar, şehrin hava alması için, sürekli esen rüzgarların, şehrin etrafındaki dağların yönüne göre yapılırdı. Yani rant için ruhsat verilmezdi.
Yıllar geçti aradan, teknoloji gelişti ama şehirlerimiz geriledi. Yapılar, yollar daha yeni belki ama yapılan hiçbir şey insan merkezli değil. Liyakat yerini yandaşlığa bıraktı. Kuralları bilimin gerçekleri değil rant ve rüşvet belirler oldu.
Her yağmurda bir endişe kaplıyor içimizi. Ve her yağmurda, ana haberlerin ana konusu su baskınları, eşyalarını kurtarmaya çalışan insanımız ve hatta bazen can kayıpları.
Biz seçmeyi bilmiyoruz maalesef. Gaza geliyor, taraftar oluyor, ortama uyum sağlıyoruz. Ve sağlam bir değerlendirme bile yapamıyoruz. Acaba şu yaşananların sebebi ne? Eğer seçimlerimizi sorgulamayı öğrenemezsek felaketlerin arkası hiç kesilmeyecek. Eğer en başından en ucuna kadar işin ehlini iş başına geçirmezsek sıkıntıların sonu gelmeyecek.
Memleketin ekonomik problemlerini çözmezsek, verdikleri destek karşılığı ihaleler alanlar, bizi her geçen gün daha da geriye götürecek.
Sizden ricam, bir daha oy vermeden önce partilerin parti programlarını ve ekonomik görüşlerini okumanız. Milli Ekonomi Modelini parti projesi olarak kabul etmiş, BTP' nin parti programını da okuyun lütfen. Vekillerimizin milletin sorunları için çözüm arama ihtiyacı bile duymadığı ülkemde, siz vekillerinizi seçmeden önce bunu yapın.
Gelen günün geçen günden çok daha iyi olduğu günlerin yakın olması dileği ile iyi bayramlar.
- Kurban Bayramı notları / 18.06.2024
- Hüseyin Baş ile adım adım Anadolu ve Çanakkale Destanı… / 29.08.2023
- Hüseyin Baş ile adım adım Anadolu / 21.07.2023
- Özlemle / 14.04.2023
- Asgari ücret müjde mi, hayal kırıklığı mı? / 26.12.2022
- Kader / 18.10.2022
- Şaka değil, kapıdaki açlık / 25.07.2022
- Allah’ım afetsiz ver / 11.07.2022
- Haydar Baş Üniversitesi -II- / 23.04.2022