Türkiye'nin anayasa gündemi sürüp gidiyor… Gündelik politik tartışma konularının başında yer alan anayasa değişikliği meselesi önemli. Ne var ki, en geniş anlamıyla bir toplumsal mutabakatı sağlaması gereken anayasa bir ya da birkaç siyasi partinin kotaracağı bir iş değildir.
Demokrasi açısından iyi bir anayasanın belirleyicisi ne olmalıdır?
İnsanlar temel çıkarları, hak ve özgürlükleri açısından endişe içinde yaşamak istemezler. Bir yandan değişim ve gelecek umudu ararken bir yandan da kalıcılık ve öngörülebilirlik ararlar. Demokrasi ise doğası gereği bazı açılardan belirsizlik içeren bir rejimdir.
Çünkü demokrasilerde hiçbir hükûmet kendini sürekli göremez. Gelecekte iktidarın kimde olacağını bilemeyiz. Seçimlerle değişebilir ve değişmelidir. Kimin iktidarda olacağını biliyorsak zaten seçimlere gerek kalmaz ve demokrasi yoktur. Çoğunluklar değişebilir. Oyunun skoru ve sonucu, yani hükûmetler ve politikalar değişebilir, kalıcı addedilemez.
Bu, bir yandan insanlara umut verir çünkü memnun olmadıkları yöneticileri ve politikaları değiştirmeleri mümkündür. Ama aynı zamanda bir gelecek endişesi de doğabilir; insanlar gelecekte temel çıkarlarıyla veya inançlarıyla ters düşebilecek bir iktidarın gelmeyeceğinden emin olamazlar. Peki, bu durumda siyasal aktörler ne zaman demokrasiye uzun vadede bağlı kalacaklardır ve anayasal çerçeve içinde siyasete katılacaklardır?
Örneğin meseleye din ve vicdan açısından bakalım. Dini inancını ve ibadetini yaşamının temeline koyan bir insanı düşünelim. Bu insan dine karşı, dinleri afyon olarak gören hükûmetlerin seçilebileceği bir rejimi ne zaman kabul edebilir? Peki dindar olsa da olmasa da laik düşüncede bir insan şeriatçı, kadın-erkek eşitliğine ve ifade özgürlüğüne karşı hükûmetler de iktidara gelebilecekse, demokrasiyi nasıl içselleştirebilir?
Demokrasinin kalıcı olabilmesi ve yerleşebilmesi için, yani siyasal aktörlerin başka arayışlara girmemesi için iyi bir anayasanın en azından en temel kaygı ve çıkarlarına güvence getirmesi, bu konularda süreklilik sağlaması gerekir. Demokrasilerde hükûmetler değişecektir ve kendi tercihimize uygun hükûmetlerin gelmesini ümit edebilsek de bundan emin olamayız. Ama hükûmetler değişse de en temel hak ve özgürlüklerimiz güvence altındaysa, en temel kaygı ve çıkarlarımız tehdit edilmeyecekse, başta devlet yetkilileri olmak üzere başkalarının da demokratik kurallara uyacağına asgari ölçüde güven duyuyorsak, demokrasi hayatımıza endişeden çok umut, belirsizlikten çok kesinlik katabilir ve benimseyebiliriz.
İşte anayasa, siyasal anlamda bu güveni mümkün kılan ve taahhüt altına alan temel belge, senet olarak görülebilir.
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023