Türkiye'yi 25-30 sene önce "sağ-sol şeklinde ideolojik gerginlikler"e boğduranlar, son dönemde aynı yöntemin güncel versiyonlarıyla ülke gündemini işgal ediyorlar. Milletin zihni ve gündemi, besleme medyanın kışkışlarıyla mandacı politikacıların ve hariçten maaşlı aydın müsveddelerinin "tiyatral kapışmalar"ıyla perdelenirken; atı alan Üsküdar'ı geçiyor, mukaddes vatan topraklarımız başta olmak üzere tüm devlet ve millet malları Yağma Hasan'ın böreğine dönüyor.Şöyle bir duraklayın lütfen, hafızanızı tazeleyin?AKP'nin ucu açık AB hayali karşısında; geçmişte hükümet veya ortağı oldukları dönemlerdeki icraatlarıyla "AB'ci oldukları tescillenen partiler"in, bugün güya AB karşıtı vaziyet alarak "hiçbir çıkış yolu gösteremeyen düşman kardeşler" rolü üstlenmeleri, "Türk Milletine reel bir getirisi olmayan düşük yoğunluklu tiyatral kapışmalar"dan başka nedir?AKP'nin önceki iktidarlardan daha teslimiyetçi IMF bağlılığı ve tavizleri karşısında; geçmişte hükümet veya ortağı oldukları dönemlerde IMF talimatlarını gözü kapalı kanunlaştırmak suretiyle "IMF'ci ve dolayısıyla Amerikancı oldukları tescillenen partiler"in bugün güya IMF ve ABD karşıtı pozisyonlarda "kuru kuruya yaygara basmaları", "toplumumuzu oyalamaktan başka işe yaramayan düşük yoğunluklu tiyatral kapışmalar"dan başka nedir?Vicdanlarınızı konuşturun lütfen?"BTP'den aşırdıkları bir kısım milli söylemler" dışında gerçekte "somut ve reel hiçbir projeleri ve teklifleri olmayan" iktidar ve muhalefetteki partilerin maalesef tamamı, "kimi zaman biraz light kimisi zaman biraz hard" şekilde hemen hepsi, bir biçimde aynı AB'ye, aynı ABD'ye, aynı IMF'ye su taşımaktadırlar. Milli ve yerli olan herşeye karşı anında alerjik reaksiyon gösteren aydın müsveddeleri ve Müslüman yahut demokrat kılıklı besleme mütareke medyası ise, sadece bu "orta oyunu"nun goygoyculuğunu yapmaktadır.Geçmişin "topluma somut ve reel bir teklifi ve getirisi olmayan sağ-sol gerginliği" bugün yerini, hakikatte aynı değirmene su taşıyan "düşman kardeşler"in AB ve IMF bağlamındaki "ideolojikvâri tiyatral kapışmalar"ına bırakmıştır. "Kuru kuruya AB ve IMF karşıtlığı"ndan "kuru kuruya ulus-devlet naraları"na kadar uzanan "reel projelerden mahrum sloganik milli söylemler", milletimize getirisi bağlamında geçmişin "içi kof sağ-sol gerginliği"nin güncellenmiş versiyonları olmaktan öteye gitmemektedir? AKP, bu oyunun başrolünde oynamaktadır. CHP bu oyunun oynamaktadır, MHP bu oyunu oynamaktadır, SP bu oyunun oynamaktadır, esamesi Hazine yardımlarında okunan ANAP bu oyunu oynamaktadır. Başbakan R. T. Erdoğan, "Benim vazifem, Türkiye'yi pazarlamaktır, Kıbrıs'ı pazarlamaktır" itirafında bulunuyor. "Yabancı sermayeyi 'yabancı' nitelemesiyle kullanmamak lazım, tırmalıyor, ürkütüyor; dolayısıyla 'küresel sermaye' diyelim ki toplumu da okşasın, kulağa hoş gelsin" diyor. Demekle kalmıyor; yapacağını yapıyor; AB, ABD ve IMF bağlamında misyonunu icra ediyor. Karşısındaki çözümsüz, programsız ve ilkesiz birileri de sadece "kuru yaygara" yapıyor? Olan vatana, millete ve devlete oluyor.Geçmişin AB'ci partileri, bugün güya AB'ye ve onun yerel sözcüsü AKP'ye karşı... Geçmişin IMF'cileri, güya bugün IMF ve onun yerel taşeronu AKP'ye karşı? Geçmişin Amerikancıları, güya bugün ABD'ye ve onun stratejik ortağı ve bölgesel ulağı AKP'ye karşı... Ama elde ne proje var, ne program, ne milli ve reel bir çözüm, ne de milli duruşun teminatı olan bir model... Nasıl bir karşı olmak bu? Yaygarası bol ama projesiz, lafı çok ama programsız ve çözümsüz "kuru kuruya bir karşı duruş", nasıl bir karşı duruş? Tiyatral, artistik? o kadar. Ötesi maalesef yok. Keşke olsa.Toplumun tüm dikkatlerinin celb edildiği bu "tiyatral kuru kapışma" sürecinde, vatan gidiyor, millet gidiyor, devlet gidiyor. Bu noktada sadece bir kadro, "laf ebeliği" yerine, reel çözümler sunuyor. Sadece bir parti "yaygara yerine" somut teklifler getiriyor. Sadece bir lider, toplumun önüne "milli modeller" koyuyor. Sadece bir vatan sevdalısı kadro somut Milli Ekonomi Modeli'ni, somut Sosyal Devlet ve somut Sosyal Barış projelerini, reel kalkınma programlarını gündeme taşıyor? Bağımsız Türkiye Partisi ve Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş bey. Hatta haftasonu İstanbul'daki Uluslararası Milli Ekonomi Modeli Kongresine dünyanın değişik ülkelerinden iştirak eden bilim adamlarının ittifakla belirttikleri gibi, "Prof. Dr. Haydar Baş bey, sadece Türkiye'ye değil, tüm dünyaya reel çözümler sunuyor, somut çıkış yolları gösteriyor". Aklın yolu belli oldu; Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet projesi? Aklın yolu belli oldu; bu sefer BTP, bu sefer Prof. Dr. Haydar Baş.İlim dünyası, Prof. Dr. Haydar Baş'a bu hakkı teslim etti; bilim adamları, dünyanın gözü önünde kendisini adeta başlarına tâc ettiler ve bunu tüm dünyaya açılan ekranlardan ilan ettiler? Global baykuşlar ve yerel yarasalar ne diye şokta zannediyorsunuz? Dünyanın dört bir yanındaki ilim, akıl, iz'an ve irfan sahibi seçkin ve asaletli insanların teslim ettiği gibi, topyekün Türk milleti ve bugün Türkiye'nin vahim badirelere sürüklenişinden samimiyetle mustarip olan yürekler ve âkıl adamlar, aynı şekilde bu hakkı teslim ettikleri gün, Türkiye kurutuluşa erecektir? Aklın yolu bir, aklın yolu bu.Aksi halde "karşı gibi görünse de gerçekte aynı ecnebi planlarına hizmet eden kof yaygaralar arasında" vatan topraklarımız ayaklarımızın altından kayıp gidecek, devlet ve millet malları yabancı sermayedarların önünde Yağma Hasan'ın böreği olmaktan kurtulamayacaktır.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019