Ülkemizdeki çözülme - parçalanma süreci akil adamlarla hızlandırılmak isteniyor. Akil denen insanlar seçilirken algı yönetimi üzerinde durulduğu görülüyor. Bu insanlar daha çok medyatik olan kişiler. Yaptıkları işe bakılırsa doğrudan veya dolaylı olarak AKP'nin politikalarını halka hazmettirmekle görevli oldukları görülüyor. Bu Günlere Nasıl Gelindi? Önce terörle milletin sabrı taşırıldı. AKP iktidarı boyunca terör azalmadı arttı. Öyle ki artık hükümetin şahsında devletin terörle mücadele etmesi mümkün değil mesajı topluma verildi. Ardından analar ağlamasın dendi ve terörist başı Apo barış elçisi olarak topluma takdim edildi. Sanki Apo ve PKK merhamete gelmiş gibi topluma propaganda yapılmaya başlandı. Yıllardan beri Türkiye cumhuriyeti devleti ile mücadele eden silahlı örgüt niçin silah bırakır? Bu terör örgütünün galibiyetinin neticesidir. Nitekim Apo'nun nevruz mektubunda barış süreci hükümetin gizli ajandasını da gün yüzüne çıkartıyor. "Silahlı direniş sürecinden, demokratik siyasi sürece kapı açılıyor…" "Bu, bir son değil, yeni bir başlangıçtır. Bu, mücadeleyi bırakmak değil, daha farklı bir mücadeleyi başlatmadır" ifadeleri bizzat Apo'nun kendisine ait. Evdeki Hesap Çarşıya Uymadı Akil denen insanların çalışmaları izlendiğinde hem oynanan oyunu hem de vatandaşın tepkisini görmek mümkün oluyor. Akil insanlar o bölgenin özelliklerine göre seçilmiş. Bu insanlar terör örgütüne 'bu işten vazgeçin, zaten biz bir ve beraberiz' demiyorlar. Ya ne yapıyorlar? Akiller vatandaşa gidiyorlar, "kan durmasın mı, görmüyor musunuz kaç günden beri terörden ölüm olmuyor ki" diyorlar. Bu yaklaşımı nasıl okumalı? Bu yaklaşım adeta aba altından sopa göstermek demektir. Sen mücadeleyi kaybettin ey vatandaş terör örgütü ne isterse o olacak demektir. Vatandaş basiretli yaklaşım ortaya koyuyor. Evet diyor terör bitsin ama ülken bölünmesin diyor bir de suçlular cezalarını çeksin diyor. Yine akil adamlar insanların Kürt-Türk sorunu olmadığını itiraf etmek zorunda kalıyorlar. İnsanımızın devlet ile bir sorunu yok. Mevcut anayasada ve uygulamalarda ülkemizdeki hiçbir Türk vatandaşının hukuk önünde zaten bir farkı yok. Farklı uygulamalar tamamen siyasi nitelik taşımaktadır. AKP'li Vekillerin Vicdanları mı Galip Gelecek Yoksa… Irak tezkeresi görüşmelerini hatırlayalım; AKP'nin kendi oylarıyla tezkere reddedilmişti. Bugün de AKP'nin içi çok rahat değil. Herkes Sayın Erdoğan gibi düşünmüyor. Çünkü yapılan icraatlerle bölünme sürecinin fiili adımları atılıyor. Devletin adı, bayrak, toprak bütünlüğü tartışılıyor. Anayasanın değiştirilmesi dahi teklif edilemez maddeleri planlı bir şekilde ortadan kaldırılıyor, AKP ile PKK adeta fikir birliği yapmış vaziyette. Batan bir gemi var. Bu gemi AKP'dir, bu gemi hükümettir, bu gemi Türkiye'dir. Bir an önce bu gidişata dur demek gerekir. Gemi battığı zaman başta AKP'nin merkez kadroları olmak üzere kimse bu batışın ve bitişin dışında kalamaz tarih bunun örnekleri ile doludur. Dikkat saat 12'ye beş var.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
- Trump, Netanyahu ve Türkiye: Bölgedeki yeni denge / 15.04.2025
- Hoş Geldin Atatürk penceresinden Haydar Baş / 14.04.2025
- O’nun ışığı her geçen gün daha parlıyor / 13.04.2025
- Ekonomik buhrana karşı çözümümüz var / 09.04.2025
- Adalet mi dediniz hakkaniyet mi? / 05.04.2025
- Yunan bayramı, Türk dersi / 29.03.2025
- Asıl rakip ne İmamoğlu ne Yavaş: Hükümetin en büyük sınavı geçim krizi / 24.03.2025
- Bozduğun kantar seni de tartacak / 23.03.2025
- Adaletin zarfı ve mazrufu: İmamoğlu olayı üzerine bir toplumsal okuma / 22.03.2025
- ABD açıktan İran’ı hedef olarak gösterdi / 20.03.2025
- Hoş Geldin Atatürk penceresinden Haydar Baş / 14.04.2025
- O’nun ışığı her geçen gün daha parlıyor / 13.04.2025
- Ekonomik buhrana karşı çözümümüz var / 09.04.2025
- Adalet mi dediniz hakkaniyet mi? / 05.04.2025
- Yunan bayramı, Türk dersi / 29.03.2025
- Asıl rakip ne İmamoğlu ne Yavaş: Hükümetin en büyük sınavı geçim krizi / 24.03.2025
- Bozduğun kantar seni de tartacak / 23.03.2025
- Adaletin zarfı ve mazrufu: İmamoğlu olayı üzerine bir toplumsal okuma / 22.03.2025
- ABD açıktan İran’ı hedef olarak gösterdi / 20.03.2025