Başbakan Erdoğan bu yılı "Afrika yılı" ilan ederek, Afrika kıtasına çoook büyük bir çıkarma yaptı! Bu ziyaretinde de tek uçak yetmedi, beraberinde götürdüklerini ancak iki uçağa sığdırabildi. Bakanlar, vekiller, işadamları, gazeteciler, eş ve dostlar? Erdoğan'ın "Afrika açılımı"nın açısı kuru kalabalık noktasında oldukça geniş olmakla birlikte, nitelik bakımından oldukça dar. Öncelikle 2005 Afrika yılı ilan edilip Afrika kıtasına yapılan gezi fazlasıyla abartıldı. Erdoğan'ın Afrika kıtasında ziyaret ettiği ve edeceği sadece 2 ülke var: Etiyopya ve Güney Afrika Cumhuriyeti. Afrika kıtasının en önemli ülkesi Kenya, Erdoğan'ın kapsama alanı dışında kaldı. Yani bu ziyaretle, yeterince kısırlaştırılmış Türk dış politikasına ne yeni bir Afrika açılımı sağlanabilir, ne de ilan edilen "Afrika yılı"nın içi doldurulabilir.
Bütün bunlar bir tarafa Erdoğan'ın dar kapsamlı Afrika ziyareti bile layıkıyla değerlendirilemiyor.
Türk medyasına yansıyan Afrika haberlerinde bir numaralı gündem Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın Afrikalı siyah çocukları okşarken sarfettiği, "bunlardan ikisini alıp memlekete götürsek, Tayyip Bey bayılır..." cümlesi. Emine Erdoğan Afrikalı insanlara tıpkı Batılı ülkelerin baktığı gibi bakıyor, onları köle veya bir eşya gibi alıp memlekete getirmekten bahsediyor. Bu cümleyi sarfederken sırıtmak, Afrikalı insanlara yapılan Batı usulü hakareti hafifletmeye yetmiyor maalesef.
Bu ziyarette öne çıkan bir diğer konu da, Başbakan Erdoğan'ın milli atlet Elvan Abeylegesse'nin Addis Ababa yakınlarında yaptırdığı yeni villasında içtiği çay ve Elvan'ın kardeşlerini okşaması? Erdoğanların siyah çocuklara ne kadar bayıldıklarını ve hatta tutup kollarından memlekete getirecek kadar sevdiklerini cümle alem görmüş oldu!
Erdoğan bu gezi kapsamında Kıbrıs konusunda çok ciddi kazanımlar elde edebilirdi. Çünkü Etiyopya Başbakanı Zenavi Kıbrıs konusunda Türk tezinin yanında yer aldığını açık bir şekilde dile getirdi. Ancak Başbakan Erdoğan'ın Kıbrıs'ı tanıtmak diye bir politikası olmadığı için Zenavi'nin tüm Afrika blokuna teşmil edilebilecek bu desteği havada kalmış oldu. Erdoğan bütün bu fırsatları elinin tersiyle itip Amerikan ağzıyla Afrika'da bile terörle mücadeleden bahsetti. Afrikalı liderlerin şaşkın bakışları arasında Erdoğan, sanki Pentagon'un hazırladığı terör konulu bir metni okuyordu. Erdoğan'ın Ortadoğu ziyaretlerinde Büyük Ortadoğu Projesi'ni anlatmasını anladık da, Afrika'da da bu misyonunu devam ettirmesini Afrikalı liderler gibi biz de anlamakta güçlük çektik.
Erdoğan Atatürk Barış Ödülünü PKK ve onun lideri bölücübaşı Öcalan'a duyduğu sevgiden ötürü reddeden Nelson Mandela'nın ülkesinde "mahpusta kader birliği" ettiği Başkan Yardımcısı Zuma ile "hapishane kuşu misali şakalaşadursun" Türkiye'de dış politika kendi kaderine terkedilmiş. Kıbrıs, Irak, Kerkük, İncirlik gibi konular bu senenin gündeminden çıkarılmış. Çünkü bu yıl Afrika yılı! O meseleler Erdoğan'ın ifadesiyle "next year (önümüzdeki yıl) inşallah!"
Bütün bunlar bir tarafa Erdoğan'ın dar kapsamlı Afrika ziyareti bile layıkıyla değerlendirilemiyor.
Türk medyasına yansıyan Afrika haberlerinde bir numaralı gündem Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın Afrikalı siyah çocukları okşarken sarfettiği, "bunlardan ikisini alıp memlekete götürsek, Tayyip Bey bayılır..." cümlesi. Emine Erdoğan Afrikalı insanlara tıpkı Batılı ülkelerin baktığı gibi bakıyor, onları köle veya bir eşya gibi alıp memlekete getirmekten bahsediyor. Bu cümleyi sarfederken sırıtmak, Afrikalı insanlara yapılan Batı usulü hakareti hafifletmeye yetmiyor maalesef.
Bu ziyarette öne çıkan bir diğer konu da, Başbakan Erdoğan'ın milli atlet Elvan Abeylegesse'nin Addis Ababa yakınlarında yaptırdığı yeni villasında içtiği çay ve Elvan'ın kardeşlerini okşaması? Erdoğanların siyah çocuklara ne kadar bayıldıklarını ve hatta tutup kollarından memlekete getirecek kadar sevdiklerini cümle alem görmüş oldu!
Erdoğan bu gezi kapsamında Kıbrıs konusunda çok ciddi kazanımlar elde edebilirdi. Çünkü Etiyopya Başbakanı Zenavi Kıbrıs konusunda Türk tezinin yanında yer aldığını açık bir şekilde dile getirdi. Ancak Başbakan Erdoğan'ın Kıbrıs'ı tanıtmak diye bir politikası olmadığı için Zenavi'nin tüm Afrika blokuna teşmil edilebilecek bu desteği havada kalmış oldu. Erdoğan bütün bu fırsatları elinin tersiyle itip Amerikan ağzıyla Afrika'da bile terörle mücadeleden bahsetti. Afrikalı liderlerin şaşkın bakışları arasında Erdoğan, sanki Pentagon'un hazırladığı terör konulu bir metni okuyordu. Erdoğan'ın Ortadoğu ziyaretlerinde Büyük Ortadoğu Projesi'ni anlatmasını anladık da, Afrika'da da bu misyonunu devam ettirmesini Afrikalı liderler gibi biz de anlamakta güçlük çektik.
Erdoğan Atatürk Barış Ödülünü PKK ve onun lideri bölücübaşı Öcalan'a duyduğu sevgiden ötürü reddeden Nelson Mandela'nın ülkesinde "mahpusta kader birliği" ettiği Başkan Yardımcısı Zuma ile "hapishane kuşu misali şakalaşadursun" Türkiye'de dış politika kendi kaderine terkedilmiş. Kıbrıs, Irak, Kerkük, İncirlik gibi konular bu senenin gündeminden çıkarılmış. Çünkü bu yıl Afrika yılı! O meseleler Erdoğan'ın ifadesiyle "next year (önümüzdeki yıl) inşallah!"
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012