5 Kasım Erdoğan-Bush görüşmesinin akabinde bir İngiliz dergisi olan The Economist "Sınır ötesi operasyonlar" başlığıyla verdiği haberde, Başbakan Erdoğan'ın ABD'nin desteğini alabilmek için 5 Kasım'daki görüşmede Bush'a Barzani'nin yönetiminin tanınması ve PKK'lılar için daha liberal bir affın çıkarılması sözünü verdiğini iddia etmişti. Başbakan Erdoğan bu iddiayı yalanlamıştı, ama son günlerde yaşananlar, bu iddianın doğruluğunu ispatlar mahiyette.ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney'in ziyaretinin ana gündem maddelerinden birisi buydu. Öyle ki, Cheney Ankara'ya varır varmaz, bizimkilere Barzani'nin selamını iletmişti. Bizimkilerden önce Barzani ile görüşmesi ise ayrıca dikkat edilmesi gereken bir husustu.Cheney Barzani yönetimine "Kürdistan", Barzani'ye de "Başkan" demeyi ihmal etmemişti. Üstelik "Peşmergeyle diyalog kurun" talimatını da bizimkilere iletti.Daha önceleri 5 Kasım görüşmesinin bir ürünü olarak Ankara'ya gelen Talabani'nin Çankaya Köşkü'ndeki "Kürdistan" ifadesini de unutmayalım.Bizimkilerde her zamanki gibi, karşıdakilerin cesaretini arttırıcı bir "tepkisizlik" hakimdi.Keşke sadece tepkisizlik olsa. Çoğu zaman verilen tepkiler, tepkisizliği aratır mahiyette oluyor. Bu konuda Hükümet kanadından gelen açıklamalar endişe verici. Hollanda'da temaslarda bulunan Dışişleri Bakanı Ali Babacan bir dergiye verdiği demeçte konuya ilişkin önemli açıklamalar yaptı.Babacan, "Irak'ın kuzeyindeki yönetim de PKK'yla kendisi arasındaki mesafeyi koymayı becerip, PKK'nın ortadan kalkması gereken bir unsur olduğu kanaatine ulaşır ve biz de bunu fiiliyatta görürsek, kuşkusuz onlarla olan ilişkilerimizin şekli mutlaka değişecektir" dedi.Sayın Babacan bu açıklamayı yaparken şu gerçeği unutuyor:1993 yılının ilk aylarında, İncirlik Üssü'nde dönemin ABD Genelkurmay Başkanı ve aynı zamanda NATO Başkomutanı olan Orgeneral John Shalikashvili'ye gizli bir brifing veriliyor. Bu brifingde, ABD brifing subayı PKK terörü konusunda günümüzdeki gelişmelere ışık tutan çok önemli bir ifade kullanıyor:"PKK'nın görevi, Kürt devletinin kuruluş süreci boyunca Türkiye'yi angaje tutmaktır"Yani PKK'nın varlığının sebebi Barzani'nin devletleşmesi. Bizimkiler de diyor ki, "Barzani PKK'yı harcarsa resmi yakınlık kurabiliriz". Barzani ve arkasındaki irade ABD buna "hayır" demez, çünkü zaten hedefi bu. PKK da amacına rahatlıkla ulaşmış olur.Babacan'a, "ABD bir şekilde Barzani yönetimini tanıyor, destekliyor. Türkiye'nin ise resmi olarak tanımasa bile belli kanallardan iletişiminin mevcut olduğunu ifade ettiniz. Bu kanallar resmi boyuta geçebilir mi ya da hangi şartlar altında geçebilir" diye soruldu. Babacan bu soruya da benzer bir cevap vererek, "Bu durum tamamen kendi tutumlarına bağlı" karşılığını verdi.Yani Barzani PKK'yı dışlarsa -ki son zamanlarda zaten PKK ismiyle dışlıyor, çünkü, PKK'nın misyonu değiştirildi- bizimkiler ilişki kurmaya hazır.Her zaman ifade ediyoruz, PKK, PKK olarak Kuzey Irak'taki misyonunu doldurdu. Kuzey Irak'takilerin bir kısmı peşmerge ordusuna ve Barzani yönetimine katıldılar; bir kısmı Pjak adını alıp İran'a saldırıyor; bir kısmı AB ülkelerinde propaganda ve finansmanla meşgul; bir kısmı Ermenistan'a kaydırıldı; bir kısmı ise Türkiye'de: ya siyasal sürece dahil oluyor, ya da dağlarda öğrendiklerini şehirlerde uygulamak ülkeyi kaosa çevirmek için hazır bekliyor.Barzani, her ne kadar PKK'yı dışlasa da PKK'nın şekil ve isim değiştirerek Türkiye için daha tehlikeli bir hal almasında aktif rol oynuyor.Operasyonlarda PKK'lıların üzerinden peşmerge kimliklerinin çıkması sizce tesadüf mü?Unutmayalım ki, Kuzey Irak'ta oluşacak olan bir devlet yapılanması en çok Türkiye'yi tehdit edecektir, hem de PKK'dan daha fazla ve daha tehlikeli bir şekilde.Hükümetin ABD'nin "Barzani" talimatlarına teslimiyeti sadece bu boyutta değil. Fiili adımlar da atıyor.Geçtiğimiz hafta Türkiye'nin Dışişleri Irak Özel Temsilcisi Murat Özçelik Duhok yakınlarında peşmerge yetkilileriyle bir araya geldi. Resmi görüşmeler de başlamış oldu.Yani 5 Kasım süreci bütün hızıyla devam ediyor.Bu işlerin sonu pek hayırlı gözükmüyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025