logo
22 NİSAN 2025

Adı konulmamış bir kadın destanıdır Milli Mücadele

27.08.2022 00:00:00

"Kim demiş bir kadın küçük şeydir. Bir kadın belki en büyük şeydir."

Han doğurduğu için, Hanlara hanlık yaptığı için kadının adı Hanım olmuş. 

Kadın yurt kadar hatta ötesinde kıymetli önemli olduğundan yurdun adı Anayurt, Anadolu olmuş.

Kadın konuştuğumuz dilin öğreticisi, tadı, temeli olduğu için dile adını vermiş Anadil olmuş.

Merhamet ana ile gözükmüş, Ana yüreği olmuş.

Bazen bir türkü, bir şarkı, bir şiir olmuş "Saçlarına Yıldız Düşmüş Koparma Anne" gibi.

Bazen de öyle bir kadın, öyle bir anne gelmiş ki, tüm dünyaları değiştirebilen bir evlat doğurmuş. O evladın adı Mustafa Kemal, doğuran ananın adı da Zübeyde Hanım olmuş. 

Kadın kim, ana kim diyenler duysun; "Dünyayı değiştiren adamı, doğuran kadındır Ana." O adamı, çocukken gecesini gündüzüne katarak helal sütle besleyip, büyüten, yetiştiren yiğit yürekli kadının adıdır ana. Analara selam olsun.

Analar gülümsüyorsa, mutluysa; evlatlar da, eşler de huzurludur mutludur. Vatan da selamettedir.

Ama analar ağlıyorsa, bir şeyler ters gidiyor demektir. İşte Milli Mücadele dönemi öncesinde vatanımızda bir şeylerin ters gittiği bir zaman dilimiydi. Çünkü analar ağlıyordu.

I. Dünya Savaşı sonunda, Osmanlı Devleti'nin de yenik sayılmasıyla İtilaf Devletleri ile 30 Ekim 1918'de Mondros Mütarekesi imzalanır.

Bu antlaşmanın 7. maddesine göre, İtilaf Devletleri güvenlikleri için tehlikeli gördükleri stratejik yerleri işgal edebileceklerdi. 

İtilaf Devletleri bu maddeye dayanarak daha önce aralarında yapılan gizli antlaşmalara göre hiçbir haklı sebep olmadan Osmanlı Devleti'nin topraklarını, keyiflerine göre işgal etmeye başlamışlardı. 

Önce 15 Mayıs 1919'da Yunanistan İzmir'i, Fransa; Maraş, Urfa, Antep, Adana, Mersin, Dörtyol'u, İtalya da; Antalya, Kuşadası, Fethiye, Bodrum, Marmaris, Konya'yı işgal etmiş, türlü bahanelerle, bazen bahane de göstermeksizin bu işgal faaliyetlerini sürdürmüşlerdir.

İstanbul Hükümeti, Padişah aciz kalmış. O kadar ki, Payitaht İstanbul İngilizlerin kontrolüne geçmişti. 465 yıllık Osmanlı başkentini başta İngilizler olmak üzere askerî bir işgal ve abluka altına alınmıştı. 13 Kasım 1918'den 16 Mart 1920'ye uzanan süreçte İtilâf Devletleri 50.000 kişilik işgal kuvvetleri İstanbul'da denetimi büyük ölçüde ellerine geçirmişlerdi. İstanbul hükümetinin ve Padişahın bu acziyetine rağmen, böyle bir tablo karşısında, Türk milleti topyekûn bir mücadeleye girişmiş; adına da Millî Mücadele / İstiklal Harbi / denilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde başlayan Milli Mücadele Hareketi (1919-1923), geçen yüzyılda Türk Milleti'nin bağımsızlık ve egemenlik mücadelesi olarak tarihe geçmiştir.

Böylesine çok zorlu şartlar altında bile Türk kadınları erkeklerden geri kalmamış; ruhlarının derinliklerinden gelen vatan, millet, hürriyet aşkıyla düşmanla mücadele etmişlerdir. Her alanda değer üreten Türk kadını tüm savaşlarda da kahramanca savaşmıştır. Toplumun topyekûn ölüm kalım mücadelesinde seferber olduğu bu dönemde halkın çoğunluğunu oluşturan aynı zamanda en büyük acıları yaşayan kadınlar da bu mücadelenin kazanılmasında büyük gayretler ve fedakârlıklar göstermişlerdir.

Millî Mücadele'ye başından sonuna kadar özellikle kalemi ve hitabetiyle hizmet etmiş olan Halide Edip Hanım namı diğer Halide Onbaşı, bugünleri hatıralarında şöyle ifade eder: 

"İstiklal Mücadelesi hissi bende bir çeşit kutsal delilik hâlini almıştı. Artık şahıs olarak yaşamıyordum. Bu millî kutsal deliliğin bir parçasından ibarettim. 1922'de İzmir'i aldığımız güne kadar benim için hayatta başka hiçbir şeyin önemi kalmamıştı."

Atatürk, 21 Mart 1923'te Konya'daki bir konuşmasında: "Dünyada hiçbir milletin kadını 'Ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi halâsa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar himmet gösterdim' diyemez" şeklindeki sözleriyle Türk kadınının yaptığı fedakârlıkları ve kahramanlıkları veciz ifadelerle dile getirmiştir.

Türk kadınının Millî Mücadele'deki azmi ve fedakârlıkları belki de bütün dünyada örneğine zor rastlanılacak, âdeta adı konulmamış, yazılmamış bir kadın destanı gibidir.

İstiklal Harbi'ndeki mücadelesiyle Türk kadını ne kadar cesur, başarılı, kararlı, azimli, cevval, gözü kara, fedakâr, şefkatli ve güçlü olduğunu tüm dünyaya duyurmuştur. Bu kahramanların birçoğunun ise maalesef isimleri bile bilinmemektedir. Biz burada sadece bilinen, sembolleşmiş Türk kadınlarından birkaçını kısaca isimlerini anmakla yetineceğiz.

Çete Emir Ayşe, Gördesli Makbule, Hafız Selman İzbeli, Halide Onbaşı, Halime Çavuş, Kara Fatma, Nezahet Onbaşı, Şerife Bacı, Tayyar Rahmi gibi.

İsimleri tarih sayfalarına sıkışıp kalan bu kadınlar tarih yazımında, öğretim programlarında ve ders kitaplarında daha fazla temsil edilmeli ve yeni neslin eğitiminde rol model olmalıdırlar.

Bu mücadele sürecinde bizzat savaşlara katılmanın yanında, cephe gerisinde hastanelerde hasta bakıcı ve hemşire olarak, fabrika ve atölyelerde mermi ve cephane üreterek, askerlerin dikim ve yiyecek ihtiyaçlarını karşılayarak önemli görevler ifa etmişlerdir. Bunun yanında, kadınlarımız pek çok cemiyet kurup ordumuza çeşitli yardımlarla katkıda da bulunmuşlardır. Türk kadınlarının düşmana karşı savaştığı ve efsaneleştiği dönemin adıdır, Milli Mücadele dönemi. 

Tarihi tarih yapan yaşananlar olduğu gibi, bunu yaşayan ve yaşatanların sadece erkekler olmadığı açıktır.

Ölürken adam Azrail'e sormuş, ölüm anında melek olarak geliyorsun da doğum anında neden melek yok?

Azrail; Annen var ya, demiş.

Analarımıza sahip çıkalım. Ana adayı evlatlarımızı güzel yetiştirelim. Fatıma anam ahlakıyla, Nene Hatun, Çete Emir Ayşe, Nezahet Onbaşı, Hafız Selman İzbeli'nin milli ve manevi dik duruşlu yiğitlikleriyle, kızlarımızı yetiştirelim. 2007 yılında bir uçak "kazasında" kaybettiğimiz Prof. Engin Arık gibi cesur bilim insanları, kahraman anaları var oldukça bu milletin ne Mustafa Kemalleri, ne Osman Paşaları, ne Sütçü İmamları bitmez. Biri gider, bini gelir. Yeter ki Türk olduğumuzu unutmayalım. Yeter ki Türklük fıtratımızı ve Türklük kodlarımızı muhafaza edelim.

Milli mücadelede kahramanca mücadele eden tüm kadınlarımızı ve bu güne kadar bu milletin yücelmesi için cephede, tarlada, fabrikada, okulda, laboratuvarlarda, hastanede, seccade başında; çalışan, dua eden tüm kadınlarımızın Hakk'a yürüyenlerine Allah'tan rahmet, hayatta olanlara da hayırlı ömürler diliyorum.

Büyük Taarruz adıyla da bilinen Başkomutanlık Meydan Muharebesi'nde elde edilen zaferin 100. yılını kutlar, bu zaferleri bizlere yaşatan tüm şehitlerimizi, gazilerimizi başta başkomutan Mustafa Kemal Atatürk'ü rahmetle anıyorum. Allah bütün şehitlerimize, gazilerimize rahmet etsin. Bizlere de şefaatçi eylesin.

 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Ergül Güner / diğer yazıları
9 önemli yiyecek önerisi
Atardamarları açmak için en iyi yiyecekler nelerdir?
Türkiye'ye gelecek mi?
Trump, 13-16 Mayıs'ta Orta Doğu turuna çıkıyor
Van'da katliam gibi kaza
6 vatandaşımız hayatını kaybetti, 13 vatandaşımız da yaralandı
İsrail'den "Papa'ya taziye" kararsızlığı
Önce paylaştılar, sonra sildiler
IMF'den ABD'ye 'resesyon' uyarısı
"Bu yöndeki olasılık yükseldi"
'Netanyahu ile her konuda aynı taraftayız'
Trump'tan Netanyahu'ya tam destek
Bebeğe şiddet cezasız kalmadı
Bakıcı kadın tutuklandı
Bahçeli'den erken seçim açıklaması
'Erken seçim hevesleri boşunadır'
'Zirai don ile büyük bir felaket yaşandı'
Yaşanan afet sayılarında artış var
ABD Yemen’e 4 hava saldırısı düzenledi
ABD’de ‘Yemen’ skandalında gelişme!
Türkiye'de 13 bin 500, yurt dışında 5 bin 450 TL
Diyanet kurban kesim bedelini açıkladı
ABD kaçak göçmenleri sınır dışı edecek
On binlerce Türk de etkilenebilir
Rusya-Ukrayna ateşkesi eli kulağında mı?
Taraflardan olumlu mesajlar...
Cumhur İttifakı'nda çatlak mı var?
Erdoğan ile Bahçeli buluşacak
Şimşek'in para turunda ilk buluşma
Kasalarında 4 trilyon dolar var ama...
9 önemli yiyecek önerisi
Atardamarları açmak için en iyi yiyecekler nelerdir?
Türkiye'ye gelecek mi?
Trump, 13-16 Mayıs'ta Orta Doğu turuna çıkıyor
Van'da katliam gibi kaza
6 vatandaşımız hayatını kaybetti, 13 vatandaşımız da yaralandı
İsrail'den "Papa'ya taziye" kararsızlığı
Önce paylaştılar, sonra sildiler
IMF'den ABD'ye 'resesyon' uyarısı
"Bu yöndeki olasılık yükseldi"
'Netanyahu ile her konuda aynı taraftayız'
Trump'tan Netanyahu'ya tam destek
Bebeğe şiddet cezasız kalmadı
Bakıcı kadın tutuklandı
Bahçeli'den erken seçim açıklaması
'Erken seçim hevesleri boşunadır'
'Zirai don ile büyük bir felaket yaşandı'
Yaşanan afet sayılarında artış var
ABD Yemen’e 4 hava saldırısı düzenledi
ABD’de ‘Yemen’ skandalında gelişme!
Türkiye'de 13 bin 500, yurt dışında 5 bin 450 TL
Diyanet kurban kesim bedelini açıkladı
ABD kaçak göçmenleri sınır dışı edecek
On binlerce Türk de etkilenebilir
Rusya-Ukrayna ateşkesi eli kulağında mı?
Taraflardan olumlu mesajlar...
Cumhur İttifakı'nda çatlak mı var?
Erdoğan ile Bahçeli buluşacak
Şimşek'in para turunda ilk buluşma
Kasalarında 4 trilyon dolar var ama...
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.