Türkiye'de siyaset Suriye ve terör gündemi ile yoğrulurken, Türk insanı kaderine terk edilmiş durumda? Türk işçisini, memurunu, emeklisini, çiftçisini, orman köylüsünü, hayvancısını, balıkçısını düşünen var mı? Her fırsatta köyleri ziyaret eder, çiftçilerimizi dinleriz. Geçenlerde halini sorduğumuz bir çiftçi kardeşimiz, "400 dönüm tarlam var, aç geziyorum" dediğinde, Türk çiftçisinin ve de tarımının bittiğine bir kez daha şahit olduk. Avrupa Birliği sürecinde tarım ürünlerimize ciddi kotalar getirilmiştir. Öyle ki, çiftçi nüfusunun 10 milyon kişinin altına düşürülmesi talep edilmiştir.AB ülkelerinde yetişen tarım ürünlerinin pazarı haline getirilmek istenen ülkemizde, izlenen politikalar ile çiftçilik bitmiş, tarım yok edilmiştir. Bugün sarımsağı dahi ithal eder bir haldeyiz. Çiftçimiz devlet desteğinden mahrum, mazotun pahalılığından şikâyetçi. Aldığı krediler ile tohum almaya uğraşan çiftçi, ürünün para etmemesi nedeniyle bankalara evine, tarlasına, traktörüne kadar borçlanmış durumda. Tarladan umudunu kesenler, kapıcılığa dahi razılar. Kendi kendine yeten 7 tarım ülkesinden biri olan güzel Türkiye'de tarım kesiminin bu açlık ve sefaleti kaderi midir? Eğer, kendisini adım adım bu sürece götürenlere her defasında rey vermişse bu kader değil, aklının cezasıdır. Zira biz dertlerini dinlediğimiz kardeşlerimize, "Gelin beraber olalım, fındıktan, çaya, tütüne; mısırdan, şekerpancarına her ürününüze bir çözümümüz var" dediğimizde bize kafa sallamanın dışında bir destekte bulunmadılar. Bağımsız Türkiye Partisi'nden başka tarım kesimini gündemine alan ve dertlerine çözüm sunan bir parti olmadığı halde, hiçbir şey vaad etmeyeni defalarca başa getirdiler.Oysa Bağımsız Türkiye Partisi'ni iktidar yapmış olsa idik, Milli Ekonomi Modeli'nin hayata geçirileceği bir düzende tarım için gerekli olan finansman senyorajın devreye konması ile sağlanacaktı. Devlet tarıma bağlı sanayi üzerine yatırım yapmak isteyen girişimcilere, "proje mukabili 0 faizli krediler" ve "gerekirse geri ödemesi üretim veya ürün" olacak türden kredi verecekti. Ürünlere pazar garantisi getirilecekti, Bugün uygulanan tahditler kaldırılacaktı, devlete ait topraklar uzun vadeli, sembolik ücretler karşılığında kiraya verilecekti, ürün fiyatları çiftçiler tarafından üretici kooperatif üzerinden belirlenecekti. Devlet üreticinin yetiştirdiği ürünün yüzde 50'sine en az 6 ay evvelinden avans verecekti.Açlık ve borç içinde kıvranan çiftçilerimiz, bu projeleri istemez miydiniz? Bunun yolu bir avuç toprağınızı dahi satmak zorunda kalmadan Bağımsız Türkiye Partisi ile beraber olmaktadır.
Prof. Dr. Haydar Baş / diğer yazıları
- Ehl-i Beyt-4 / 26.12.2024
- Ehl-i Beyt-3 / 25.12.2024
- Ehl-i Beyt-2 / 24.12.2024
- Ehl-i Beyt-1 / 23.12.2024
- İyi dinle ve denileni tut / 22.12.2024
- İslam’a davet mektuplarındaki hikmetler / 21.12.2024
- Peygamber Efendimizin mucizeleri / 20.12.2024
- Peygamberimizin hilm ve cömertliği / 19.12.2024
- Peygamber sabrı miskinliği içermezdi / 18.12.2024
- Sünnet, Kuran’ın kendisidir / 17.12.2024
- Ehl-i Beyt-3 / 25.12.2024
- Ehl-i Beyt-2 / 24.12.2024
- Ehl-i Beyt-1 / 23.12.2024
- İyi dinle ve denileni tut / 22.12.2024
- İslam’a davet mektuplarındaki hikmetler / 21.12.2024
- Peygamber Efendimizin mucizeleri / 20.12.2024
- Peygamberimizin hilm ve cömertliği / 19.12.2024
- Peygamber sabrı miskinliği içermezdi / 18.12.2024
- Sünnet, Kuran’ın kendisidir / 17.12.2024