Darbe girişimi ve sonrasında Rusya ile olan olumlu gelişmeler, müttefikimiz(!) ABD tarafından pek hoş karşılanmamış gibi duruyor. Önce Dışişleri Bakanı, sonra ABD Ulusal İstihbarat Direktörü, niyetlerini ortaya koyan açıklamalar yaptı. Bunun ardından ABD eski Türkiye Büyükelçisi çok önemli bir röportaj verdi.
Özetle, ABD'nin bürokrat takımı Türkiye'nin karşısında olduklarının altını tekrar tekrar çizdiler.
'Peki, ABD halkı bizim için ne düşünüyor?' diye bir sorunun aklımı kurcalamasıyla biraz didikleme yaptım.
Malumunuz, günümüzde basın, bir toplumu etkilemek ve yönlendirmek için en güçlü silah olarak kullanılıyor. Çoğunlukla da kitlelerin düşüncesini yansıtıyor.
ABD halkını en çok etkileyen araç olan basın ne anlatıyor?
İşte cevap:
Wall Street Journal gazetesi yazarlarından Steven Cook, "Darbe girişiminde ABD'yi suçlayan Türkiye'nin İncirlik tehdidine karşı, ABD ordusu yeni misyonlar üstlenmelidir. Erdoğan'ın ABD'nin askeri üslere girişimini yasaklama ihtimaline karşı Kıbrıs, Ürdün ve Irak'taki Kürt bölgesindeki hava sahalarını kullanarak ihtiyatlı kalınmalı" ifadelerini kullandı. ABD ile Türkiye'nin aynı değer ve çıkarları paylaşmadığını vurgulayarak, "ABD'nin yeni müttefikler arama zamanı gelmiştir" vurgusunu yaptı.
Foreign Policy dergisi ise Türkiye'yi hedef alarak, Türkiye ile Rusya'nın ilişkilerindeki normalleşmenin arka planında anlaşmazlıklar olduğunu iddia etti. ABD'de yayın yapan Foreign Policy dergisi, Ankara ile Moskova'nın göründüğü gibi anlaşmadığını öne sürdü. Yani ABD'nin gelişen Türk-Rus ilişkileri noktasındaki hazımsızlığını dile getirdi.
ABD'nin Türkiye'ye güvenmediğini ve karşısında gördüğünü çok net şekilde ortaya koyan bir diğer haber ise RIA Novosti'ye göre şöyle:
Washington merkezli düşünce kuruluşu Stimson Center, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Türkiye'de belirsizlik ortamının oluştuğunu öne sürerek, bu nedenle İncirlik Üssü'nde bulunan nükleer silahların teröristlerin eline geçebileceğini iddia etti. RIA Novosti'nin haberine göre, Stimson Center konuyla ilgili hazırladığı raporu dün Washington'da bir basın toplantısıyla açıkladı.
New York Times'ın yine Türkiye'yi hedef alan bir haberinden sonra New York'ta hala temaslarını sürdüren TBMM heyetinde yer alan CHP Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, "New York Times çok ağır bir yazı yayınlamış. Üzülerek okuduk" dedi.
Şaka gibi? Adamlar kin kusuyor, bizim milletvekili üzülüyor.
Açıkça görüldüğü üzere ABD gerek bürokratlarıyla, gerek basınıyla bizi düşman görüyor!
Terörist dediğimiz birini ısrarla teslim etmiyor!
İncirlik Üssü'nü temizleme planları yapıyor!
Her gün yeni bir kin kusuyor!
Müttefikmiş?
Sen onu benim külahıma anlat.
Gün 'davranma' günüdür ey siyaset ne diye hâlâ beklersiniz!
Özetle, ABD'nin bürokrat takımı Türkiye'nin karşısında olduklarının altını tekrar tekrar çizdiler.
'Peki, ABD halkı bizim için ne düşünüyor?' diye bir sorunun aklımı kurcalamasıyla biraz didikleme yaptım.
Malumunuz, günümüzde basın, bir toplumu etkilemek ve yönlendirmek için en güçlü silah olarak kullanılıyor. Çoğunlukla da kitlelerin düşüncesini yansıtıyor.
ABD halkını en çok etkileyen araç olan basın ne anlatıyor?
İşte cevap:
Wall Street Journal gazetesi yazarlarından Steven Cook, "Darbe girişiminde ABD'yi suçlayan Türkiye'nin İncirlik tehdidine karşı, ABD ordusu yeni misyonlar üstlenmelidir. Erdoğan'ın ABD'nin askeri üslere girişimini yasaklama ihtimaline karşı Kıbrıs, Ürdün ve Irak'taki Kürt bölgesindeki hava sahalarını kullanarak ihtiyatlı kalınmalı" ifadelerini kullandı. ABD ile Türkiye'nin aynı değer ve çıkarları paylaşmadığını vurgulayarak, "ABD'nin yeni müttefikler arama zamanı gelmiştir" vurgusunu yaptı.
Foreign Policy dergisi ise Türkiye'yi hedef alarak, Türkiye ile Rusya'nın ilişkilerindeki normalleşmenin arka planında anlaşmazlıklar olduğunu iddia etti. ABD'de yayın yapan Foreign Policy dergisi, Ankara ile Moskova'nın göründüğü gibi anlaşmadığını öne sürdü. Yani ABD'nin gelişen Türk-Rus ilişkileri noktasındaki hazımsızlığını dile getirdi.
ABD'nin Türkiye'ye güvenmediğini ve karşısında gördüğünü çok net şekilde ortaya koyan bir diğer haber ise RIA Novosti'ye göre şöyle:
Washington merkezli düşünce kuruluşu Stimson Center, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Türkiye'de belirsizlik ortamının oluştuğunu öne sürerek, bu nedenle İncirlik Üssü'nde bulunan nükleer silahların teröristlerin eline geçebileceğini iddia etti. RIA Novosti'nin haberine göre, Stimson Center konuyla ilgili hazırladığı raporu dün Washington'da bir basın toplantısıyla açıkladı.
New York Times'ın yine Türkiye'yi hedef alan bir haberinden sonra New York'ta hala temaslarını sürdüren TBMM heyetinde yer alan CHP Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, "New York Times çok ağır bir yazı yayınlamış. Üzülerek okuduk" dedi.
Şaka gibi? Adamlar kin kusuyor, bizim milletvekili üzülüyor.
Açıkça görüldüğü üzere ABD gerek bürokratlarıyla, gerek basınıyla bizi düşman görüyor!
Terörist dediğimiz birini ısrarla teslim etmiyor!
İncirlik Üssü'nü temizleme planları yapıyor!
Her gün yeni bir kin kusuyor!
Müttefikmiş?
Sen onu benim külahıma anlat.
Gün 'davranma' günüdür ey siyaset ne diye hâlâ beklersiniz!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ali Haydar Bektaş / diğer yazıları
- Süleymani’nin ardından / 10.01.2020
- Sorunların çözümü / 28.12.2019
- Atatürk ilkeleri ve MEM / 15.10.2019
- Hukukçu enflasyonu / 02.07.2019
- Güzel günler / 20.04.2019
- Çileli günler / 18.04.2019
- Bir salonda Türkiye / 02.03.2019
- Bir müzik dehası / 27.01.2019
- İfade özgürlüğü üzerine / 24.11.2018
- Can sıkıcı bir yazı / 21.10.2018
- Sorunların çözümü / 28.12.2019
- Atatürk ilkeleri ve MEM / 15.10.2019
- Hukukçu enflasyonu / 02.07.2019
- Güzel günler / 20.04.2019
- Çileli günler / 18.04.2019
- Bir salonda Türkiye / 02.03.2019
- Bir müzik dehası / 27.01.2019
- İfade özgürlüğü üzerine / 24.11.2018
- Can sıkıcı bir yazı / 21.10.2018