Sanılmasın ki, AB'de işler tıkırında gidiyor. Orada da 'üçkağıt'ın her türlüsü serbest. Şimdi biraz ayrıntı verelim de, mesele iyice ortaya çıksın...AB'de en çok tartışılan konulardan biri tarım sübvansiyonları yani destekleri... Bu alanda AB içinde her türlü dolap çevriliyor. Pek çok ülkede olduğu gibi bu hortumlama işini büyük şirketler yapıyor. AB'nin 25 üyesi her yıl ortak bütçeye her yıl 100 milyar euroyu aşkın bir para ödüyor. Ama milyarlarca Euro da tarım sübvansiyonları ya da uyum fonu üzerinden üyelere geri dönüyor. Ancak bu paralar her zaman sahibini bulmuyor... AB, çevreyle uyumlu üretim yapan küçük tarım işletmelerine teşvik vermeye yanaşmıyor. Bunun yerine teşviklerde bir takım 'oyun ve dolap'larla işçi çıkaran büyük şirketleri tercih ediyor... Avrupa'nın en büyük süt endüstrisi konumuna gelen Müller şirketini de buna örnek göstermek mümkün. İşçi çıkaran şirkete teşvik!Müller doğduğu Almanya'nın Saksonya Eyaleti'nde Avrupa'nın en büyük mandırasını kurarken, eyalet hükümetine gidip "Bana teşvik verin, 142 kişi istihdam edeceğim" dedi. Yeni istihdam alanları açacağı için AB'den okkalı teşvik aldı. Ama aynı Müller bu mandırayı açarken Batı Almanya'daki iki tesisini kapatıp daha fazla işçisini açıkta bıraktı. Yani, işçi sayısını azalttığı için AB'den 70 milyon euro almış oldu!!!Dolayısıyla 'yasal sübvansiyon dolandırıcılığı' moda oldu...Bu tarz uygulamanın bir diğer örneği de peksimet imalatçısı Brandt şirketi oluşturuyor. Brandt, Batı Almanya'daki tesislerini kapatıp Doğu Almanya'da yeni fabrika kurarak personel sayısında 500 kişilik indirim yapmasına rağmen AB bütçesinden milyonlarca euro'luk teşvik aldı. Bunlar sübvansiyonların nasıl hortumlandığını gösteren örnekler. Özel şirketler ek istihdam oluşturmak yerine üretim tesislerini bir eyaletten bir başkasına naklediyorlar. Bir Alman milletvekili aynı çapıklığa Birlik üyesi ülkeler arasında da tanık olunduğunu şöyle anlatıyor: "Avrupa yasaları elverdiği için üretim tesislerinin bir üyeden diğerine taşınması da aynı soruna yol açıyor. Örneğin Fransız şirketleri kendi ülkelerinden Doğu Almanya'daki yeni eyaletlere taşınmak suretiyle sübvansiyon pastasına ortak oldular. Şimdi aynı oyun doğu Avrupa'da sergileniyor. Bizim açımızdan ise teşvikler amacına ulaşmamış oluyor."Denetimler eksik mi?Tarımdan sorumlu Birlik Komisyonu üyesinin sözcüsü Michael Mann sübvansiyonların bazen amaç dışı harcandığını doğrulamakla birlikte Komisyon'un son derece etkili bir kontrol mekanizması kurduğunu iddia ederek şunları söylüyor: "Kontrol uydularıyla en küçük tarla parçasında bile ne ekildiğini ve ne kadar ürün alındığını saptayabiliyoruz. Çiftçi tarlasını ektiği takdirde sübvansiyon alabiliyor. Tarlasını sürüp sürmediğini ve çevre kurallarına uyup uymadığını denetliyebiliyoruz. Kurallara uymayan teşvik alamıyor."Brüksel'deki AB yöneticileri denetleme görevinin milli hükümetlere düştüğünü belirtiyorlar. AB'De ana ilke şu: Sübvansiyonları Brüksel'deki Birlik Komisyonu dağıtmaz. Bu milli hükümetlerin direktifiyle ve yetkili kurumlarca yapılıyor. Bazı ülkelerde bu görev eyalet ya da belediyelere verilmiş. Bu nedenle paranın nasıl kullanıldığından Komisyon değil milli hükümetler sorumlu. Komisyon sadece üye devletlerin denetlemelerini gözden geçiriyor...AB'de son teftiş temmuzda yapılmış... Koyun ve keçilere AB bütçesinden haksız yere para dağıttığı için Yunanistan 38 milyon euro iade etmiş. Kırsal kalkınma fonundan iki kez para aldıkları saptanan Fransız çiftçiler de Paris hükümetini 17 milyon Euro'yu Birlik Komisyonu'na iade etmek zorunda bırakmışlar...Birileri AB'den para bekliyor! Havanızı alırsınız çünkü AB içinde 'sübvansiyonları ve fonları' hortumlamak için her türlü oyun ve dolap çevriliyor. Böylesine üçkağıtçıların olduğu bir Birlik içinde Türk çiftçisine para verirler mi?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012