Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Amerika gezisi daha başlamadan önce semerelerini vermeye başlamıştı.
İncirlik Üssü'nün "nâhak yere" Irak'ı işgal eden ve bu arada başımıza da "çuval geçiren" Amerikan askerlerine sunulması bunlardan biriydi nitekim.
Geziyle birlikte somut sonuçlar arttı tabii ki. Başbakan Erdoğan, Kıbrıs hususunda, toprak verilmesi dahil Annan'ın tüm taleplerinin "ön şartsız kabul" edildiğini deklare etti. Bunun Türkçesi şu; KKTC gitti...
Irak'ta Anayasa'nın yazım işleri toparlandı. Peşmerge grupların pozisyonuna göre, Irak'a ayar çekildi. Türkmenlerin esamesi okunmuyor.
Hani güya Başkan W. Bush, "Tanrı'sının adına yemin ederek" Irak'ta Kürtler'in niyetlendiği otonomiye izin vermeyecekti ya; W. Bush, yeminini bozmuş olmadı, işler "yeni anayasal düzlem"de halledilecek.
Bu arada Türkiye'ye "İsrail kemendi", İran'a da "Türkiye kemendi" atıldı. Kementler "Made in USA" damgalı. Önümüzdeki süreçte bu kementler birbirine dolanıp bölgemiz tekrar karışırsa hiç şaşırmayın.
ABD, gezi sonrası bize kullanım fazlası 350 tank vermeyi teklif etti. Bahşiş... Ama tankların dizele çevrilmesi lazım; yoksa astarı, yüzünden pahalıya geliyor. ABD, "Bu işi ancak İsrail'e yaptırırsanız olur" diyor.
Tank motorlarını dizele çevirme işini İsrail'den başkasına veremiyoruz. İsrail'in bize çıkardığı "500 milyon dolarlık" maliyete göre de tankların astarı yüzünden pahalıya mal oluyor.
Bu bize atılan son İsrail kemendi... Öncekiler, zaten gırtlağımızı sıkmaya devam ediyor.
İlginç bir tevafuk ki, uçak filosunu genişletmek isteyen İran, bizden yardım destek talep ediyor. Parasıyla tabii... İran'ın ihtiyaçlarını karşılayacak tesis, teknoloji ve yedek parça bizde var.
Ancak hepsi ABD kotalı. Amerikan patentli yedek parçalarımız W. Bush'un iznine bağlı. Oradan izin koparmadan İran'ın işini, ABD'den izinsiz göremiyoruz.
Bu da "Made in USA" damgalı "Türkiye kemendi". Türkiye'ye İsrail halkası, Ortadoğu ülkelerine de Türkiye halkası... İpin ucu, pardon halkanın ucu ise Bush'un elinde. Yeni Ortadoğu Düzeni herhalde bu olsa gerek...
Başbakan Erdoğan'ın "vücut dili"nden, "bacak bacak üstüne hali"nden global hikmetler çıkartanlar, bu "zincirleme esaret"teki ABD ve İsrail oyununu fark ederek mi kalem oynatıyorlar acaba?
Ha, bir de W. Bush'un "Cargill talimatı" vardı.
Başbakan o işi de yoluna koydu.
Bush'un, gezi öncesinde ABD'li Cargill firmasının içine düştüğü "glikoz koması" sebebiyle Erdoğan'a bir mektup göndererek "işin halli için ufak bir rica"da bulunmuştu. Bush'un, Şeker Kanunu'nda yüzde 10 olan "glikoz kotası"nın artırılması yönündeki "ricası emir telakki edilerek" etkisini hemen gösterdi.
Başbakan Erdoğan, bu yönde bir tasarı hazırlatarak ABD gezisi öncesinde Bakanlar Kurulu'nun imzasına açtı. ABD gezisi esnasında da Washington DC'de Cargill'in Başkanı ile 1 saatlik gece görüşmesi de yaptı bu arada... Bizim IMF-ABD mağduru "şeker üreticimiz" saçını başını yolsun diyeceğim, ama onlar da kalmadı ki...
Başbakan'ın Oval Ofis'te W. Bush'u ziyaretini ilk serpintilerinden, ilk semerelerinden birkaçı bunlar. Bunlara bakarak arkadan gelecek "bölgesel fırtınalar"ı öngörebilirsiniz. Görene...
İncirlik Üssü'nün "nâhak yere" Irak'ı işgal eden ve bu arada başımıza da "çuval geçiren" Amerikan askerlerine sunulması bunlardan biriydi nitekim.
Geziyle birlikte somut sonuçlar arttı tabii ki. Başbakan Erdoğan, Kıbrıs hususunda, toprak verilmesi dahil Annan'ın tüm taleplerinin "ön şartsız kabul" edildiğini deklare etti. Bunun Türkçesi şu; KKTC gitti...
Irak'ta Anayasa'nın yazım işleri toparlandı. Peşmerge grupların pozisyonuna göre, Irak'a ayar çekildi. Türkmenlerin esamesi okunmuyor.
Hani güya Başkan W. Bush, "Tanrı'sının adına yemin ederek" Irak'ta Kürtler'in niyetlendiği otonomiye izin vermeyecekti ya; W. Bush, yeminini bozmuş olmadı, işler "yeni anayasal düzlem"de halledilecek.
Bu arada Türkiye'ye "İsrail kemendi", İran'a da "Türkiye kemendi" atıldı. Kementler "Made in USA" damgalı. Önümüzdeki süreçte bu kementler birbirine dolanıp bölgemiz tekrar karışırsa hiç şaşırmayın.
ABD, gezi sonrası bize kullanım fazlası 350 tank vermeyi teklif etti. Bahşiş... Ama tankların dizele çevrilmesi lazım; yoksa astarı, yüzünden pahalıya geliyor. ABD, "Bu işi ancak İsrail'e yaptırırsanız olur" diyor.
Tank motorlarını dizele çevirme işini İsrail'den başkasına veremiyoruz. İsrail'in bize çıkardığı "500 milyon dolarlık" maliyete göre de tankların astarı yüzünden pahalıya mal oluyor.
Bu bize atılan son İsrail kemendi... Öncekiler, zaten gırtlağımızı sıkmaya devam ediyor.
İlginç bir tevafuk ki, uçak filosunu genişletmek isteyen İran, bizden yardım destek talep ediyor. Parasıyla tabii... İran'ın ihtiyaçlarını karşılayacak tesis, teknoloji ve yedek parça bizde var.
Ancak hepsi ABD kotalı. Amerikan patentli yedek parçalarımız W. Bush'un iznine bağlı. Oradan izin koparmadan İran'ın işini, ABD'den izinsiz göremiyoruz.
Bu da "Made in USA" damgalı "Türkiye kemendi". Türkiye'ye İsrail halkası, Ortadoğu ülkelerine de Türkiye halkası... İpin ucu, pardon halkanın ucu ise Bush'un elinde. Yeni Ortadoğu Düzeni herhalde bu olsa gerek...
Başbakan Erdoğan'ın "vücut dili"nden, "bacak bacak üstüne hali"nden global hikmetler çıkartanlar, bu "zincirleme esaret"teki ABD ve İsrail oyununu fark ederek mi kalem oynatıyorlar acaba?
Ha, bir de W. Bush'un "Cargill talimatı" vardı.
Başbakan o işi de yoluna koydu.
Bush'un, gezi öncesinde ABD'li Cargill firmasının içine düştüğü "glikoz koması" sebebiyle Erdoğan'a bir mektup göndererek "işin halli için ufak bir rica"da bulunmuştu. Bush'un, Şeker Kanunu'nda yüzde 10 olan "glikoz kotası"nın artırılması yönündeki "ricası emir telakki edilerek" etkisini hemen gösterdi.
Başbakan Erdoğan, bu yönde bir tasarı hazırlatarak ABD gezisi öncesinde Bakanlar Kurulu'nun imzasına açtı. ABD gezisi esnasında da Washington DC'de Cargill'in Başkanı ile 1 saatlik gece görüşmesi de yaptı bu arada... Bizim IMF-ABD mağduru "şeker üreticimiz" saçını başını yolsun diyeceğim, ama onlar da kalmadı ki...
Başbakan'ın Oval Ofis'te W. Bush'u ziyaretini ilk serpintilerinden, ilk semerelerinden birkaçı bunlar. Bunlara bakarak arkadan gelecek "bölgesel fırtınalar"ı öngörebilirsiniz. Görene...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019