Dün millet olarak nefeslerimizi tutup beklemeye başlamıştık.
Haçlı güruhu bize nasıl bir don biçecek acaba diye merakla bekledik.
Canlı bağlandılar,
Cansız diyaloglar,
Dermansız monologlar havada uçuştu.
Gelişmeleri herkes kendi iman zaviyesinden değerlendirdi günboyu.
Meltem-Mesaj ailesi dışında kalanlar, bu zilleti izzet diye anlattı durdu.
Kafatası ve dolayısı beyni "Ceviz Kabuğu" kadar olanlar bu gerçeği inkâr etmeye kalkışsa da, bu milletin millet olarak sonu anlamına gelen AB masalıyla, nasıl büyük bir oyuna getirildiğini en müdellel ve gerçekçi izah eden bir kadro var; Prof. Dr. Haydar Baş beyin mefküresine gönül vermiş olanlar.
Bir başka gurup daha var. Onlar, aslında en kılcal damarlarına kadar AB'ci oldukları halde, "rol icabı Helka sevişiyor" misali güya AB'ye karşı olanlardır. Bu tipler, müktedir oldukları gün, AB için önlerine konan her emri-ü fermanı, kapalı kapılar ardında, gözü açık imzalayıp, kapı açılınca; "amma da karşı geldik ha" edebiyatı yapan poliçehre simalardır.
17 Aralık'ta, tam da Mevlana'nın 'şeb-i arûs'una denk düşen bir zamanda, bu millet, Çanakkale'de 253 bin şehid vererek karşı düştüğü haçlının kucağına, cami-havra-kilise avlusunda terkedilmiş bir çocuk misali teslim edildi.
"Bütün dinlere eşit" bir kişiden de bu beklenirdi de; bu eşitliği henüz sağlayamamış olanlara ne demeli.
Bütün üyeleri Hıristiyan olan bir birlikteliktir AB. Böyle olduğu için de türlü tavize rağmen hâlâ halkı Müslüman olduğu Türkiye'yi içine sindirememiştir.
Oysa son birkaç senedir, Türkiye'de Hıristiyanlık lehine yapılanlar, en koyu Hıristiyan ülkede bile yapılmamıştır.
Kiliseler,İnciller,
Din değiştirmeler...araştırın bakın, hiçbir Batı ülkesinde bizdeki kadar yoğun değildir. Hatta Avrupa ülkelerinin böyle bir derdi de yoktur.
İlmi bir hakikattir ki, Batıda kiliseler, gençleri, Müslüman olmasınlar da ne olurlarsa olsunlar anlayışıyla ateist olmaya özendirmektedirler.
Bizdeki bazı dalalet ehli zevat da, "aman ateist olmasınlar da, ne olurlarsa olsunlar" diye Müslüman Türk gençlerini Hıristiyan yapma seferberliğini başlattılar. Ne yaman çelişkidir bu.
"Sen onların dinine girmedikçe, ne Yahudiler, ne de Hıristiyanlar asla senden razı olmazlar" ayettir, Allah'ın beyanıdır.
Bugün kendisini bu insanlara sevdirmeyi başarmış(!) olanlar, demek ki, önce onların dinini kabul etmiş. "Her dine eşit mesafeli olmak" bunun dil ile ikrarıdır.
Kilise-havra-cami kurdelesi kesmek, kalp ile tasdikidir.
Her emre eyvallah çekmek de boyun ile inkıyattır/onamaktır.
Bir birliktelik ki;
Sembolleri Hıristiyanî,
Anayasası İsevî,
Kuruluş ana gayesi İslam'ın yayılmasını önlemek,
Her fırsatta İslam dinine en acımasız hakaretler yapar, -Mesela Tayyip beyin dostu Berlusconi'nin İslam hakkındaki herzelerini bulup okuyun- böyle bir birliktelik, geçmişi inkâr edip, temellerine dinamit
koyup Müslüman Türkiye'yi içine alacak.
Hadi be, onları siz mi sandınız.
Değişmek sizin ruhunuzda var, onların ruhunda yok.
Dünün özeti:
AB'nin bizi içine katacağı yok.
Ucu şeyli bir sopaya sarıldık, o kadar.
Bir ihtimal 2014 yılında müzakereye başlayabileceğiz.
Müzakere, adam yerine konup muhatap kabul edilmenin adıdır.
Adamlar, her an karar değiştirme hakkına sahipler.
Biz ise, her an yeni emirler almaya.
Dün bir elinde AB bayrağı, diğer elinde flama ile yol kenarında bekleyen bir sakallıyı görür görmez gözümün önünde kim canlandı bir bilseniz...
AB kara sevdalılarına...
Daha önce de bu köşede yayınlamıştım. Ama Nevzat Bakırcı AB sürecinde lazım olabilir diye gönderdi.
Türkiye uzun bir süredir AB ile ilgili olarak heyecan ve gerginlik yaşıyor.
Hepimiz 17 Aralık günü çıkacak olan kararın sonuçlarına odaklandık, şimdi biraz bu konudan uzaklaşmaya ne dersiniz? İşte, Temel'den inciler, Temel yapmış siz yapmayın!
Temel sigarasını bir metre uzunluğundaki ağızlığa takıp içiyormuş. Niçin?
- Doktoru sigaradan uzak durmasını söylediği için...
Temel her gece yatmadan önce ayaklarına böcek ilacı sıkıyormuş. Niçin?
- Ayaklarında karıncalanma olduğu için...
Temel hamile karısının çok su içmesine izin vermiyormuş. Niçin?
- Bebek yüzme bilmiyordur diye...
Temel doktorun muayenehanesine kocaman bir fıçı ile gitmiş. Niçin?
- Doktoru altı ay sonra idrarınla birlikte gel demiş...
Temel saçını kuruttuktan sonra, şampuanlıyormuş. Niçin?
- Şampuanın etiketinde 'kuru saçlar içindir' diye yazdığı için...
Temel yeni aldığı ayakkabısını bir hafta giymemiş. Niçin?
- Satıcı bir hafta kadar ayağınızı sıkabilir dediği için...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024