logo
26 ARALIK 2024

AB sürecinde Türkiye

12.12.2011 00:00:00
Türkiye ile aynı zamanda, 2005 senesinde, üyelik müzakerelerine başlayan Hırvatistan AB üyeliğine kabul edildi.Türkiye'nin AB serüveni çok uzun yıllara dayanıyor. Bu karşılıksız sevdamız her gelen hükümet ile de tazelenmiştir. Yani her kurulan hükümet AB'ci olduğunu ifade etmiştir.Hükümet politikaları halkı da etkilemiş, Türk halkı AB'yi tek kurtuluş ve "muasır medeniyet seviyesine" erişmenin yolu olarak görmüştür.Biz, Batının Türkiye'ye olan yaklaşımını her zaman dile getiriyoruz. Yaşanan gelişmeler de bizi haklı çıkarmaktadır. AB'nin üyeliğe kabul sürecinde Türkiye'den talepleri tamamen siyasi menfaatlere dönüşmüştür.12 Aralık 1999 tarihli raporunda "Ege sorunu için Lahey Adalet Divanı'na gidilebilir" denmektedir. 2004'deki metne ise, "karşılıklı görüşmeler yoluyla çözülecek" ibaresi konulmuştur. 2004 yılındaki ilerleme raporuna göre, Fırat ve Dicle suları ile bölgedeki barajların AB yönetimine devredilmesi istenmiştir.Yine 2004 tarihli ilerleme raporuna göre, "Türkiye AB ile yoğun bir kültürel ve siyasi diyalog içine girecektir. Misyonerlik faaliyetleri de bu kültürel etkileşimin bir parçasıdır."17 Aralık 2004 tarihli bu raporda "trajik olaylarla ve özellikle de 1915-1916'da bölgede yaşanan insani acılarla ilgili olarak, "Türkiye'nin AB'ye katılım sürecinde Ermenistan'la ilgili olarak bir iyileşme yaşanmalıdır" ifadelerine yer verilmiştir.AB ilerleme raporunda, patriğin ekümenik sıfatını kamusal alanda kullanmasının önünün açılmasını talep etmektedir. Heybeliada papaz okulunun açılması da raporda istenmektedir.Raporda, Lozan'da azınlık olarak belirtilen Yahudiler, Rumlar ve Ermeniler dışında Kürtleri, Katolikleri, Protestanları, Süryanileri, Keldanileri, Alevileri ve Bahaileri de azınlık olarak değerlendirerek, Türkiye'den bunları tanıması talep edilmektedir. 9 Kasım 2005 tarihli ilerleme raporunda ise, Kıbrıs Rum kesimi bandıralı gemilerin Türk karasularına girişine izin verilip, ticari ilişkiye girileceği karara bağlanmıştır.Bu talepler şimdiye kadar, AB'ye giriş sürecindeki hiçbir aday ülkenin önüne konmamıştır. Tamamen Türkiye'nin içişlerine karışma şeklindeki siyasi taleplerdir.Bir başka açıdan bakarsak, AB'ye tam üyelik, kayıtsız şartsız millete ait olan egemenliğin AB parlamentosuna geçmesi demektir? TBMM, sadece AB parlamentosunun aldığı kararları yasalaştıran bir kurum hâline gelmiş olacaktır. Türk hükümeti, her defasında talepleri yerine getirmeyi büyük bir ciddiyetle ele almıştır. Hiçbir art niyet aranmayan siyasi talepler Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kanunlaştırılmış, Türk milletine sindirilmiştir.Bizim AB'ye bakışımızın temelinde ise, bu birliğin bir Hıristiyan birliği olduğunun hatırdan çıkarılmaması tezi vardır. Almanya eski başbakanı Helmut Kohl'de bunu itiraf etmiştir.Parçalanma sürecine giren AB, bir Hıristiyan birliği olduğunu unutmamaktadır ki, bu süreçte bile Türkiye kapıdan içeri alınmamaktadır.Türkiye'nin geçen zamanda aday üye olabilmesi bile onlarca yıl almış, ancak bu süre onun millî ve dinî bütünlüğüne yönelik ciddi tahribatlara sebep olmuştur.Çifte standartlarla dolu olan AB'nin Türkiye'ye karşı olan talepleri asla tükenmeyecektir. Bir Hıristiyan ittifakı olan AB'ye Türk devletinin ve milletinin girmek istemesi, devletin ve milletin hüsranına sebep olacaktır.
 
Prof. Dr. Haydar Baş / diğer yazıları
4 çocuktan 3'ü karamsar
Türkiye'de çocuklar bile ekonomiden dertli
Merkez Bankası faiz kararını verdi
İki yıl sonra bir ilk
Teğmenlerle ilgili karar 16 Ocak'ta verilecek
Milli Savunma Bakanlığı'ndan açıklama
Protesto eylemlerinde ölenler var
Suriye karıştı
Sıla bebeğin mahkemesi başladı
5 sanığın yargılaması kapalı yapılıyor
İkinci duruşma başladı
Narin Güran cinayeti davası
Pürüzün destekçisi ise belli
Suriye'de en büyük pürüz PKK/YPG
Can kardeş, ne işin olur senin Embraer ile?
Azerbaycan için yas günü
Sonuç sürpriz değil
En iyi maaşı onlar alıyor
İşte en temel sorun
'Ekonomide travmaları atlatamadık'
Salih Müslim'i ağırlayanlar hoş
Nevşin Mengü nahoş
Sözlerini tutmadılar!
Asgari ücretli enflasyona ezdirildi
Tarım Bakanlığı'nın yapmadığını Mansur Başkan yapıyor
ABB'den Kalecikli üreticiye can suyu
Yoksulluk sınırı 71 bin TL'yi aştı
Yeni asgari ücret açlık sınırının altında
4 çocuktan 3'ü karamsar
Türkiye'de çocuklar bile ekonomiden dertli
Merkez Bankası faiz kararını verdi
İki yıl sonra bir ilk
Teğmenlerle ilgili karar 16 Ocak'ta verilecek
Milli Savunma Bakanlığı'ndan açıklama
Protesto eylemlerinde ölenler var
Suriye karıştı
Sıla bebeğin mahkemesi başladı
5 sanığın yargılaması kapalı yapılıyor
İkinci duruşma başladı
Narin Güran cinayeti davası
Pürüzün destekçisi ise belli
Suriye'de en büyük pürüz PKK/YPG
Can kardeş, ne işin olur senin Embraer ile?
Azerbaycan için yas günü
Sonuç sürpriz değil
En iyi maaşı onlar alıyor
İşte en temel sorun
'Ekonomide travmaları atlatamadık'
Salih Müslim'i ağırlayanlar hoş
Nevşin Mengü nahoş
Sözlerini tutmadılar!
Asgari ücretli enflasyona ezdirildi
Tarım Bakanlığı'nın yapmadığını Mansur Başkan yapıyor
ABB'den Kalecikli üreticiye can suyu
Yoksulluk sınırı 71 bin TL'yi aştı
Yeni asgari ücret açlık sınırının altında
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.