9 vatandaşımızın kan bedeli kaç dolar(!)

PKK’nın sekiz kamu görevlisini serbest bırakmasını hükümet siyasi zafer, PKK’nın sözcüsü vekiller “işte bizim hoşgörü ve kardeşliğimiz” diye yorumlamıştı.
Medya ise bu kamu görevlilerinin evlerine kamp kurmuş, 7’den 70’e tüm yakınlarının mutluluklarını, tüm halkımızın adeta gözünün içine sokmaya çalışmıştı. Amaç Erdoğan’ın sürecini haklı kılmak, PKK’yı masum göstermekti.
Şimdi İsrail, katlettiği 9 vatandaşımız için Erdoğan’dan özür dilemiş ve Erdoğan öldürülen vatandaşlarımızın ve milletimizin adına bu özrü kabul etmiş. Ama medya ortalıkta yok. Bu öldürülen vatandaşlarımızın aileleri, yakınları ne diyor? Nasıl bir ruh hali yaşıyorlar? İsrail’in bu tavrını nasıl yorumluyorlar vs. kimsenin merakını çekmemiş.
Sonraki günlerde katledilen vatandaşlarımızın yakınlarının ne düşündüğünü yazılı olarak öğrendik. Özetle; İsrail’in tavrını samimi bulmuyorlar. İsrail’in sadece kendilerinden değil insanlıktan özür dilemeleri gerektiğini vurguluyorlar. Gazze’ye uygulanan ambargonun kaldırılması gerektiğini, camilerin bombalanmamasının gerektiğini ifade ediyorlar. Tabi tazminatların ödenmesi de gerekliler arasında.
Bu istekler gerçekleşmeden özrün bir önemi olmadığını, ölenlerin Gazze’deki insanlık dışı uygulamaların kaldırılması için öldüklerini yoksa şehitlerin kanlarının yerde kalacağını özellikle belirtiyorlar.
Erdoğan ne diyor; “Hak yerini bulmuştur. Mavi Marmara şehitlerinin kanı evvel Allah yerde kalmamıştır.”
İşin birde hukuk boyutu var. Malum bu vatandaşlarımızın yakınları İsrail için dava açmış durumdalar. Hukukçular, İsrail’in özrünün bireysel olarak açılan bu davaları düşürmeyeceğini ifade ediyor. Araya Erdoğan faktörü girerse bilmem!  
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, dönemin İsrail komutanları hakkında; “Canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme suçuna azmettirmek” suçundan 9 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis isteniyor.
Ayrıca mala zarar vermeye azmettirmek, yağma suçuna azmettirmek, eziyet suçuna azmettirmek, haberleşmenin engellenmesine azmettirmek, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçuna azmettirmek, yaralama suçuna azmettirmek ve silahla yaralama suçuna azmettirmek suçlarından toplam 18 bin 32’şer yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Tazminat miktarları konusunda ise İsrail basınına göre… Türkiye, 1’er milyon dolar tazminat istiyormuş, İsrail 100’er bin dolar teklif ediyormuş. Tabi hepimiz bu sürecin sonunu merak ediyoruz.
Bu noktada tazminat miktarları ne olmalı? Sorusuna emsal teşkil edecek bir olay aktaralım. 991 yılında PKK, beş arkeologu kaçırmıştı. Bunlardan ikisi Amerikalı idi. 21 gün rehin kaldıktan sonra askerimizin operasyonu ile kurtarıldılar. İki askerimiz şehit oldu, anaları ağladı…  
Sonraki süreci ise Yılmaz Özdil’in 28 Mart tarihli köşesinden izleyelim…
“… Gel zaman git zaman… Amerikalı arkeolog Ronald Wyatt, 1999’da kanserden öldü. Öbür arkeolog Marvin Wilson, rahmetli (!) Ronald’ın dul eşiyle beraber mahkemeye başvurdu,
“PKK’lılar bizi yağmurun altında 18 saat yürüttü, hastalandık, mağaralarda kaldık, çok korktuk, Ronald bu stresten kanser olup öldü, benim de sinir sistemim mahvoldu, ailelerimiz perişan oldu, bunların sorumlusu kimse, tazminat ödesin kardeşim” dedi.
Dava, 2001’de açıldı. Üç ay önce sonuçlandı. Columbia Federal Bölge Mahkemesi şu kararı verdi:
“PKK örgütü, ABD ve Türkiye’ye göre resmen terörist örgüttür. Bu terörist örgüt, kaçırılma olayı sırasında, Suriye tarafından himaye ediliyordu. PKK lideri Abdullah Öcalan, Suriye’de barınıyordu. Dolayısıyla, Suriye devleti bu işin sorumlusudur.”
Ve Suriye hükümeti 338 milyon dolar tazminat ödemeye mahkûm edildi!
Yanlış okumadınız… 338 milyon dolar! Arkeologların eşleri ve çocuklarıyla birlikte, torunlarına bile ayrı ayrı tazminat verilmesine hükmedildi.
Şimdiiii… Gelelim zurnanın zırt dediği yere.
Arkeologları temsil eden avukatlar kimdi? İnsan hakları konusunda hukuk mücadelesi veren sivil toplum kuruluşu, Shurat HaDin Law Center… Nereli bu arkadaşlar? İsrailli. Merkezi Tel Aviv’de.
Özetle…
“Olanları unutun, helalleşin” diyerek, bizi PKK’yla masaya oturtan ABD… Aynı PKK, iki vatandaşını rehin tuttu diye Suriye’den 338 milyon dolar isteyecek… İki Amerikalı korktu diye 338 milyon dolar isteyen İsrail… Silahsız insanlarımızı takır takır katledip, 100’er bin dolarla helalleşecek öyle mi?
Sen de zafer kazanmışsın gibi, 1’er milyon dolara fit olacaksın öyle mi? E hani van münüts demezler mi?”
Evet, meşhur ABD adaleti vatandaşının ölüm sebebini 21 gün rehin kaldığı için kanser olduğunu, diğer vatandaşının ise psikolojisinin bu kaçırılma neticesinde bozulduğuna hükmediyor. Tabi bu iddiaları da İsrailli avukatlar yapıyor. Ayrıca o dönem PKK’nın başı Öcalan’a ev sahipliği yaptığı için Suriye’nin suçlu olduğu ve bu bedeli Suriye’nin ödemesine karar veriyor.
Şimdi! 9 vatandaşımızı İsrail direk öldürdü. Yani kişi başı 338 değil en az 500 milyon dolar istenmesi lazım. İsrail’i bu bölgede koruyup, kollayan, vahşileştiren ABD olduğuna göre toplamda 4.5 milyar dolarlık tazminatı da ABD’nin ödemesi lazım gelir diye hükmediyorum.
Ha! Aynen özür gibi tazminatı da, milletimiz adına Erdoğan kabul ederse yine karışmam…