Ülkemiz öyle bir noktaya geldi ki her konuda bir yıkım yaşıyoruz. Maalesef yoldan çıkmış bir iktidara sahibiz. Bu yıkımın en büyük suçlusu milli yoldan değil AB’nin, ABD’nin yolundan giden bu iktidardır.
Aslında milli menfaatlerimizi düşünüyorlardı da bundan vaz mı geçtiler derseniz hayır, zaten AB diye inleye inleye iktidara gelmişlerdi. Hala daha inliyorlar.
Haydar Baş kainat devletimden bahsederken, onlar krizdeki AB’nin kapısında evcilik oynuyorlardı.
Başbakan bir de dizileri eleştirip “bizim tanıdığımız Kanuni Sultan Süleyman at sırtında seferden sefere koşardı” diyor.
Madem o kadar tarihimize bağlısınız topraklarımızı toprakları mızı NATO toprağı olarak göstermekten vazgeçin. Çünkü bizler o NATO askerleriyle mücadele eden o düşmanı ülkemizden çıkarmak için kan döken bir ecdadın evlatlarıyız.
Ecdadımızın görüşü ile bugünkü iktidarın görüşü birbirine ne kadar zıt bir göz atalım.
Mondros Antlaşması sonrası Atatürk’ün Haydarpaşa rıhtımına ayak bastığında karşılaştığı manzara şudur: 55 düşman gemisi zafer bayraklarını açarak İstanbul limanına girmektedirler. Bütün karşı sahiller Rumların, Yahudilerin sarhoş çığlıkları ve palikarya naraları ile çınlar.
Ama Atatürk bu manzara karşısında, “geldikleri gibi giderler” diyerek, onları gönderecek bilinci uyandırmaya başladı.
Atalarımız her cephede başarılı savaşlar yaptılar, en son Dumlupınar’da Başkomutanlık Meydan Savaşı ile düşmana son ve kesin darbe vuruldu. Nitekim o düşman gemileri geldikleri gibi gittiler, hem de bizim askerimizi selamlayarak.
Bugün ülkenin 40 noktası iktidar eliyle NATO üssü yapılırken Kahramanmaraş’a patroit yerleştirip, Atatürk’ün vatandan kovduğu düşman askerlerini bu patroitları kumanda etmek için çağıran iktidarın ecdadımızla bir alakası var mı?
Onlar kovdu, bunlar devlet etti.
Bir de mütareke basını iktidarın yaptıklarını sevimli gösteren medyamız var. Neymiş efendim bu alman askerlerinin içinde 5 tanesi Türk asıllıymış.
Görünen o ki Başbakan Almanya ziyaretinde oradaki vatandaşlarımıza entegre olmaktan bahsederken ileri görüşlülüğünü ortaya koymuş, zira o derece entegre olmuşlar ki para karşılığı Alman askerliği yapıyorlar ve ülkemize haçlı safında geliyorlar.
Nereden nereye?
Nerede Atatürk’ün düşmandan kurtardığı Türkiye ve Türk Milleti, nerede başbakan ve onun haçlı safındaki Türk asıllı Alman askeriyle övünen Türk Milleti.
Aslında milli menfaatlerimizi düşünüyorlardı da bundan vaz mı geçtiler derseniz hayır, zaten AB diye inleye inleye iktidara gelmişlerdi. Hala daha inliyorlar.
Haydar Baş kainat devletimden bahsederken, onlar krizdeki AB’nin kapısında evcilik oynuyorlardı.
Başbakan bir de dizileri eleştirip “bizim tanıdığımız Kanuni Sultan Süleyman at sırtında seferden sefere koşardı” diyor.
Madem o kadar tarihimize bağlısınız topraklarımızı toprakları mızı NATO toprağı olarak göstermekten vazgeçin. Çünkü bizler o NATO askerleriyle mücadele eden o düşmanı ülkemizden çıkarmak için kan döken bir ecdadın evlatlarıyız.
Ecdadımızın görüşü ile bugünkü iktidarın görüşü birbirine ne kadar zıt bir göz atalım.
Mondros Antlaşması sonrası Atatürk’ün Haydarpaşa rıhtımına ayak bastığında karşılaştığı manzara şudur: 55 düşman gemisi zafer bayraklarını açarak İstanbul limanına girmektedirler. Bütün karşı sahiller Rumların, Yahudilerin sarhoş çığlıkları ve palikarya naraları ile çınlar.
Ama Atatürk bu manzara karşısında, “geldikleri gibi giderler” diyerek, onları gönderecek bilinci uyandırmaya başladı.
Atalarımız her cephede başarılı savaşlar yaptılar, en son Dumlupınar’da Başkomutanlık Meydan Savaşı ile düşmana son ve kesin darbe vuruldu. Nitekim o düşman gemileri geldikleri gibi gittiler, hem de bizim askerimizi selamlayarak.
Bugün ülkenin 40 noktası iktidar eliyle NATO üssü yapılırken Kahramanmaraş’a patroit yerleştirip, Atatürk’ün vatandan kovduğu düşman askerlerini bu patroitları kumanda etmek için çağıran iktidarın ecdadımızla bir alakası var mı?
Onlar kovdu, bunlar devlet etti.
Bir de mütareke basını iktidarın yaptıklarını sevimli gösteren medyamız var. Neymiş efendim bu alman askerlerinin içinde 5 tanesi Türk asıllıymış.
Görünen o ki Başbakan Almanya ziyaretinde oradaki vatandaşlarımıza entegre olmaktan bahsederken ileri görüşlülüğünü ortaya koymuş, zira o derece entegre olmuşlar ki para karşılığı Alman askerliği yapıyorlar ve ülkemize haçlı safında geliyorlar.
Nereden nereye?
Nerede Atatürk’ün düşmandan kurtardığı Türkiye ve Türk Milleti, nerede başbakan ve onun haçlı safındaki Türk asıllı Alman askeriyle övünen Türk Milleti.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Fatma Berk / diğer yazıları
- Stalin'in tavuğu ve Türk Milleti / 15.01.2015
- Ne hainler geldi geçti / 07.05.2014
- Taş olsa çatlardı / 07.06.2013
- Milli dertlerimize deva bulmak için / 07.05.2013
- Siyaset ehliyle olur / 09.04.2013
- Gözün aydın Türkiye, barış geldi / 01.04.2013
- Peygamber müjdesi Kıbrıs / 30.03.2013
- Gururumuz İcmal gençliği / 21.03.2013
- Şehitler aşkına bayrağımızdan ellerinizi çekin! / 17.03.2013
- Çifte hesap vereceksiniz! / 11.03.2013
- Ne hainler geldi geçti / 07.05.2014
- Taş olsa çatlardı / 07.06.2013
- Milli dertlerimize deva bulmak için / 07.05.2013
- Siyaset ehliyle olur / 09.04.2013
- Gözün aydın Türkiye, barış geldi / 01.04.2013
- Peygamber müjdesi Kıbrıs / 30.03.2013
- Gururumuz İcmal gençliği / 21.03.2013
- Şehitler aşkına bayrağımızdan ellerinizi çekin! / 17.03.2013
- Çifte hesap vereceksiniz! / 11.03.2013