19 Mayıs 1919 Samsun'da başlayan kurtuluş mücadelesi, Sakarya'da Yunan ordusuna karşı 22 gün 22 gece süren meydan savaşının kazanılmasından sonra, artık bu şanlı direnişin ve dirilişin büyük bir taarruzla taçlanması lazımdı.
Nitekim Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün Başkomutanlığında, 26 Ağustos 1922'de Afyon-Kocatepe'de başlayıp, 30 Ağustos'ta 1922'de Dumlupınar'da, emperyalist devletlere karşı kazanılan, "Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile taçlanmıştır.
30 Ağustos 1922, yok edilmek, tarihten silinmek istenen Türk milletinin, Mustafa Kemal Atatürk ve kahraman silah arkadaşları tarafından, şanlı bir direniş ile bu milletin asla esir alınamayacağının dünyaya haykırılmasıdır Büyük Taarruz.
1. Dünya Savaşından mağlup olarak çıkmış, yokluk kıtlık içerisinde emperyalist devletler tarafından işgal edilmiş, bağımsızlık ümidini yitirmiş bir milletin Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde tekrar şahlanışının adıdır Büyük Taarruz.
Ömrünün 17 yılını emperyalist devletlerle savaş meydanında geçiren ve hiçbir savaşta mağlup olmayan, Büyük Taarruzun Başkomutanı Mustafa Kemal Atatürk savaş sonrası bakın nasıl mütevazı bir konuşma yapıyor:
"Bu zaferi kazanan ben değilim. Bunu asıl, tel örgüleri hiçe sayarak atlayan, savaş meydanında can veren, yaralanan, kendini esirgemeden düşmanın üzerine atılarak Akdeniz yolunu Türk süngülerine açan kahraman askerler kazanmıştır. Ne yazık ki onların her birinin adını Kocatepe'nin sırtlarına yazmak mümkün değildir. Fakat hepsinin ortak bir adı vardır: Türk askeri. Tebriklerinizi onların adına kabul ediyorum."
Falih Rıfkı Atay ise "Nemiz varsa, bağımsız bir devlet kurmuşsak, hür vatandaş olmuşsak, şerefli insanlar gibi dolaşıyorsak, yurdumuzu Batı'nın, vicdanımızı Doğu'nun pençesinden kurtarmışsak, şu denizlere bizim diye bakıyor, bu topraklarda ana bağrının sıcağını duyuyorsak, belki nefes alıyorsak; hepsini, her şeyi 30 Ağustos Zaferi'ne borçluyuz" sözleri ile belirtmiştir.
Anadolu'da yakılan bağımsızlık ateşi, dünyada ezilen, sömürülen mazlum milletlere ışık olmuştur. Birçok devlet sömürgeci ülkelerinde mağlup olacağını görmüştür ve bu moralle düşmana üstünlük sağlayaraktan bağımsızlıklarına kavuşmuştur.
Bu bağlamda, Hindistan Bağımsızlık Hareketi'nin siyasi ve ruhani lideri Mamatha Ghandi şunları söylemiştir:
"Türkiye orduları bir devir kapatmıştır. Şimdi mazlum ve tutsak devletler ve uluslar artık vazgeçilmez bir reçeteye sahiptirler. Mustafa Kemal'in utkusu, dünya için özgürlük ve bağımsızlık sancağıdır" demiştir.
Son söz, Büyük Taarruz'un Başkomutanının olsun: "Zafer, zafer benimdir diyebilenindir. Başarı ise başaracağım diye başlayarak sonunda başardım diyenindir." (Mustafa Kemal Atatürk).
- Vergi, ceza, zam / 17.09.2024
- Üniversite mezunu işçiler / 29.07.2024
- Kurbandan maksat / 14.06.2024
- Herkes, şehrül-emin olabilir mi? / 16.01.2024
- Ömür sermayesi bitmeden / 11.01.2024
- Şafakta Savaşanlar -2- / 08.12.2023
- Şafakta Savaşanlar -1- / 07.12.2023
- Şimdi ekim zamanı / 25.10.2023
- Onlar hakikate inanmazlar / 19.07.2023