Makalenin başlığı Kilisli duayen gazeteci Sayın Ahmet Barutçu'nun Kilis'in düşman işgalinden kurtuluşunu anlatan "Şafakta Savaşanlar" isimli kitabından esinlenerek belirledim. Ahmet Bey'in bana da hediye ettiği kitabı okumakla birlikte, makaleyi yazarken de istifade ettim.
7 Aralık Kilis'in düşman işgalinden kurtuluşunun 102. kurtuluş yıldönümü.
Bayramlar, milli şuurun genç nesillere aktarılması ve bilinçlenmesine vesile olmalı, vatanımızı kurtaran ecdada minnet, şükran ve coşkuyla kutlanmalıdır.
Zira Prof. Dr. Haydar Baş'ın dediği gibi "Milli bayramlarını kutlamayanlar, dini bayramlarını kutlayacak vatan bulamazlar." Kutlanan bayramlar vesilesiyle genç nesil bu vatanı ecdadının canı pahasına koruduğunu ve bizlere emanet ettiğini idrak edecektir.
Konuya gelecek olursak, 7 Aralık vesilesiyle, Kilis'in Milli Mücadele'de yeri ve Kilisli mücahitlerin kahramanlığını hatırlayalım.
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, "Ulusal Kurtuluş Mücadelesi" ile ilgili anılarını naklederken Kilis'le ilgili olarak şu bölümlere yer verir:
"Suriye cephesinde bir isim, bir unvandan ibaret kalan 7. Ordu kırık-dökük bölükler halinde darmadağın bulunuyordu. Mecburen orduya Halep'e çekilme emrini verdim.
Böylelikle dağınık kuvvetleri toplayarak, onları düzene koyup, Halep'i savunacaktım. Halep'i, sokak sokak, ev ev savunmak için tertipler düşünürken, bir grubun bizim karargâha saldırmayı plânladığını öğrendim. Çok yakın bir tehlikeyi işaret eden bu haberi tahkik için, bizzat o istikamete gitmeyi tercih ettim. Otomobilimde Tahsin Bey, yaverim Cevat Abbas Bey'den başkası yoktu. Şehrin şark methalinde kalabalığın içine girdik. Bunlar askerî kıyafet taşıyan Urban ve Bedevilerdi. Esir olmuştuk. Yanımda kuvvet olarak tek bir nefer yoktu. Bedeviler, etrafımızı sardı. Ve otomobilin her tarafına yüklendiler. Saldırı hazırlığını görünce şoföre, "Dur" emrini verdim. Elimde yalnızca Tahsin Bey'in verdiği kırbaçla ayağa kalkarak, onlara anlayabilecekleri bir lisanla sordum; "Reisiniz nerededir?" "Hepimiz reisiz" diye bağırdılar.
Derhal karar vermek lazımdı. Kırbaçla vurmaya başlayarak, "Çekilin!" diye bağırdım. Gayri ihtiyari çekildiler. Emrettim: "Derhal reisiniz karşıma gelsin." Reisleri karşıma geldi. Ona dedim ki: "Ben sizin yardım ettiğiniz vaziyete galebe çaldım. Herkes mağluptur. Fakat sizin iştirakinizi mazur görüyorum. Bu akşam yanıma geliniz. Sizinle görüşeceklerim var. O gece karargâha geldi. Esas niyetini öğrenerek kendisine 2 bin altın verdim. Ertesi gün ise beni öldüreceklerini öğrendim. Bunun üzerine Halep kumandanına emirlerimi ve talimatımı şu şekilde verdim:
"Bu akşam Halep'in ilerisindeki kuvvetleri geriye çekeceğim. Yarın Halep'in garbı şimalinde İngiliz ve Araplarla mücadele edeceğim. Buna göre hareketlerinizi tanzim ediniz. Ertesi gün kuvvetlerimizin ricat ettiğini zanneden Arap ve İngilizler, meserretle taarruza başladılar. Ancak tarafımızdan alınan tertibatla mağlup ve münhezim oldular.
Ertesi gün Kilis Kaymakamı İbrahim Bey'e bir telgraf göndererek oraya geleceğimi bildirdim. Ayağımızı sağlam bir Türk toprağına basmadıkça düşmana karşı mukavemet hattı oluşturamayacağımızı düşünüyordum.
Kilis'e hareket etmeden önce birliğimizde görevli Kilisli Kenan oğlu Kara Mehmet'ten gerekli malumatı almıştım. Otomobilime Tahsin Bey'le Yaverim Cevat Abbas'ı alarak yola çıktık. Kilis'in girişinde Çanakkale Cephesindeki çavuşum Saraç Mehmet ve arkadaşlarının aldığı tertibatı görünce Kaymakam İbrahim Bey'in yerinde olmadığını öğrendik. Postaneye giderek çektiğim telgrafın Kaymakam İbrahim Bey'e verilip verilmediğini sordum. Telgraf memuru Hamdi Bey, Halep-Kilis arasındaki hattın savaş nedeniyle tahrip olması yüzünden telgrafı ben Kilis'e ulaştığım sıralarda Osmaniye üzeri aldığını ve hemen Kaymakam İbrahim Bey'e iletilmek üzere olduğunu bildirdi. Kaymakam İbrahim Bey'in Hükümet Konağına gelmesi ve Kilislilerle toplanmamız uzun sürmedi.
Kilisli gençlerin, "Paşam, Ordumuz ne halde? Halimiz ne olacak?" sorusana, "Ordumuz şu anda düşmanla temas halindedir. (Eliyle Kilis'in kuzeyindeki dağları göstererek) Sırtımızı verip savunmaya devam edeceğiz. Kilis'te savunma hazırlığı içinde inançlı gençler gördüm…" diye cevap vermiştir.
Bu yanıt, sonradan gerçekleştirilen ve destanlaştırılan Antep savunmasının, Maraş direnmesinin ve Kilislilerin başlattığı onurlu büyük savaşın da habercisidir.
Ayrıca Kilis Kaymakamlığı'nda o gece yapılan toplantıda, bizzat Mustafa Kemal'in verdiği emirle Kilis Garnizonunda bulunan silahla cephaneler Yüzbaşı Ziya Bey tarafından sivil halka dağıtılır. Kilisliler daha sonra tarihe Kuvâ-yi Milliye olarak geçecek bu örgütün kurulmasını sağlayan ilk kent olarak ne kadar gururlansa yeridir.
(devam edecek…)
- Üniversite mezunu işçiler / 29.07.2024
- Kurbandan maksat / 14.06.2024
- Herkes, şehrül-emin olabilir mi? / 16.01.2024
- Ömür sermayesi bitmeden / 11.01.2024
- Şafakta Savaşanlar -2- / 08.12.2023
- Şafakta Savaşanlar -1- / 07.12.2023
- Şimdi ekim zamanı / 25.10.2023
- Onlar hakikate inanmazlar / 19.07.2023
- Kurban kesmek / 26.06.2023