Eskiden Kurban Bayramı'nda, zengin fakir herkes kurban kesmeye çalışırlardı.
Mahalledeki çocuklar bayramdan evvel kurbandan bahsederken, kapılarının önüne kurbanlık koçu gezdirirken, evlatlarının bizim koynumuz nerede, ne zaman gelecek, almayacak mıyız sözlerini muhatap olmamak için vacip olmadığı halde borç harç kurban keserlerdi.
Ayrıca, insanlar bayram günü Kurban kesmemiş diye, kapılarının çalınmasını ve kendilerine et verilmesini zül sayarlardı.
Evler avlulu olduğu için öğleye doğru, herkesin evinden mangal dumanları çıktığı vakitte, kendi çocuklarının o kebap kokusu altında üzülmelerini istemezlerdi.
Tüm bunlara rağmen Kurban kesemeyenler de vardı. Onun için memleketimizde birçok insan geçmişlerinin adını aldıkları Kurbanı bayramdan bir gün evvel keserlerdi. Kesilen Kurban etleri fakirlere bir gün evvel dağıtılır, onların da bayramda komşularıyla aynı, anda mangal yapmalarını sağlarlardı.
Asgari ücretin 17.000 TL en düşük emekli maaşının 10.000 TL olduğu günümüzde artık milyonlar kurban kesemiyor.
İçimizde Kurban Bayramı'nı hakkıyla idrak edenler olmakla beraber, Sevgili Peygamberimizin "İnsanoğlu Kurban Bayramı'nda Allah'a kan akıtmaktan daha sevimli hiçbir amel yapamaz. Kurbanlık hayvan kıyamet gününde boynuzları, tüyleri ve tırnakları ile (Allah'ın huzuruna) gelir. Kurban kesilirken kan yere düşmeden Allah katında yüksek bir mevkie çıkar. Öyle ise kurbanı gönül hoşluğu ile kesiniz" hitabı varken, ülkemizde 15.000 liraya kurbanlık alma yerine, yurt dışına 5.000 TL yatırarak kurbanlarını yurt dışında kestirerek tatile çıkanlarda var.
"Hâli vakti yerinde olup da kurban kesmeyen, Namaz kıldığımız yere gelmesin!" diyen peygamberimiz aynı zamanda "Kurbanların en hayırlısı boynuzlu koçtur" demiştir.
Bir diğer rivayette peygamberimiz iki güzel (kusursuz ve semiz) koç Kurban etmiş ve onları kendi elleriyle keserek, "Bismillahi Allah-u Ekber! Bunlar, benim ve Kurban kesemeyen ümmetim içindir" buyurmuştur.
Cenab-ı Hak Kuran-ı Kerim'de: "Onlardan yiyin ve eli dar olana ve yoksullara yedirin." (Hac sures, 28); "Etinden yiyin ve ondan dilenen ve dilenmeyen yoksullara yedirin." (Hac suresi, 36) dediği, kesilen Kurban etinin üçte birini yoksullara, üçte birini misafirlere, üçte birini ise aile efradımıza bırakmak dinimizce uygun görüldüğü halde, kestiğimiz kurban etini hiçbir fakire fukaraya dağıtmadan buzdolabına basarak aylarca yemekte, Kurban Bayramının maksadını ve anlamını idrak edememek demektir.
Peygamberimiz (s.a.v), Hz Aişe'ye, "Kurban etini ne yaptınız?" diye sorduğunda, Hz Aişe (r.a.) validemiz, "Ya Rasulallah! Hepsini dağıttık, sadece ön ayakları kaldı" cevabını vermişler. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (s.a.v), "Bilakis ey Aişe! Hepsi kalmış, ön ayakları hariç" buyurmuşlar.
Velhasıl kelam kurbandan maksat Allah'ın rızasını kazanmak, fakiri yoksulu sevindirmek, çocuklarımıza örnek olarak, bayramı tam manasıyla yaşatmaktır.
- Üniversite mezunu işçiler / 29.07.2024
- Kurbandan maksat / 14.06.2024
- Herkes, şehrül-emin olabilir mi? / 16.01.2024
- Ömür sermayesi bitmeden / 11.01.2024
- Şafakta Savaşanlar -2- / 08.12.2023
- Şafakta Savaşanlar -1- / 07.12.2023
- Şimdi ekim zamanı / 25.10.2023
- Onlar hakikate inanmazlar / 19.07.2023
- Kurban kesmek / 26.06.2023