AKP hükümeti 14 yıl önce işbaşına geldiğinde halka "demokrasi, 3Y olarak tanımladığı yolsuzluk, yoksulluk, yasaklarla mücadele ve komşularla sıfır sorun" vaatlerinde bulunmuştu.
Bugün gelinen noktaya bakıldığında, bütün bunların bir aldatmacadan ibaret olduğu açıkça görülmektedir.
Gerçekten de yolsuzluk hiçbir dönemde bu kadar yaygın hale gelmemişti. Yasalarla bu denli oynanmamış, yayın yasağı ve benzer uygulamalar görülmemişti. Aynı şekilde, yoksulluk ve sosyo-ekonomik durum bu boyutlara ulaşmamıştı.
Evrensel bir temel hak olan ifade özgürlüğü ve ona bağlı olarak basın ve hak arama özgürlükleri bu denli kısıtlanmamıştı. Bu hakkı kullanmak isteyenlere bu denli şiddet uygulanmamıştı.
Diğer yandan, her seçim öncesi "Kürt Açılımı", "Alevi Açılımı" adı altında Kürt ve Alevi yurttaşlarımızın hak ve özgürlük taleplerinin karşılanacağı izlenimi verilmiş; ama seçim geçince konu unutulmuştu.
Hükümetin, siyasi partiler, seçim yasası, YÖK Yasası gibi 12 Eylül yasalarını değiştirme yönünde hiçbir girişimde bulunmaması, anayasa konusunu sonunda "Türk tipi başkanlık sistemine" bağlaması, ifade ve gösteri yapma özgürlüğünü sürekli ve ağır biçimde ihlâl etmesi, özgürlüklere ve hukuka bağlı demokrasi diye bir niyetinin olmadığını göstermektedir.
AKP'nin çoğunlukçu bir anlayışla otoriter bir rejim inşa etmekte olduğu açıktır.
Kuvvetler ayrılığının, bağımsız ve tarafsız yargının yok edilmesi devletin hukuk devleti niteliğini ortadan kaldırmış bulunmaktadır.
15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilân edilen OHAL (olağanüstü hal) süreci devam etmektedir. Bu süreçteki uygulamalar insanlarımızı bitmeyen bir olağanüstü hukuk iklimine sürmektedir.
Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK), kanunların ve dahi Anayasa hükümlerinin yerini almaya devem etmektedir.
Oysa Türkiye Cumhuriyeti, kararnameler değil, hukuk devletidir.
Hukukun üstünlüğü yoksa, adalet yok hükmündedir.
Bugün gelinen noktaya bakıldığında, bütün bunların bir aldatmacadan ibaret olduğu açıkça görülmektedir.
Gerçekten de yolsuzluk hiçbir dönemde bu kadar yaygın hale gelmemişti. Yasalarla bu denli oynanmamış, yayın yasağı ve benzer uygulamalar görülmemişti. Aynı şekilde, yoksulluk ve sosyo-ekonomik durum bu boyutlara ulaşmamıştı.
Evrensel bir temel hak olan ifade özgürlüğü ve ona bağlı olarak basın ve hak arama özgürlükleri bu denli kısıtlanmamıştı. Bu hakkı kullanmak isteyenlere bu denli şiddet uygulanmamıştı.
Diğer yandan, her seçim öncesi "Kürt Açılımı", "Alevi Açılımı" adı altında Kürt ve Alevi yurttaşlarımızın hak ve özgürlük taleplerinin karşılanacağı izlenimi verilmiş; ama seçim geçince konu unutulmuştu.
Hükümetin, siyasi partiler, seçim yasası, YÖK Yasası gibi 12 Eylül yasalarını değiştirme yönünde hiçbir girişimde bulunmaması, anayasa konusunu sonunda "Türk tipi başkanlık sistemine" bağlaması, ifade ve gösteri yapma özgürlüğünü sürekli ve ağır biçimde ihlâl etmesi, özgürlüklere ve hukuka bağlı demokrasi diye bir niyetinin olmadığını göstermektedir.
AKP'nin çoğunlukçu bir anlayışla otoriter bir rejim inşa etmekte olduğu açıktır.
Kuvvetler ayrılığının, bağımsız ve tarafsız yargının yok edilmesi devletin hukuk devleti niteliğini ortadan kaldırmış bulunmaktadır.
15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilân edilen OHAL (olağanüstü hal) süreci devam etmektedir. Bu süreçteki uygulamalar insanlarımızı bitmeyen bir olağanüstü hukuk iklimine sürmektedir.
Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK), kanunların ve dahi Anayasa hükümlerinin yerini almaya devem etmektedir.
Oysa Türkiye Cumhuriyeti, kararnameler değil, hukuk devletidir.
Hukukun üstünlüğü yoksa, adalet yok hükmündedir.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023