Yarın 10 Kasım… Atatürk'ü anmak için programlar yapılacak.
Ölümünün üzerinden 85 yıl geçti. Her geçen yıl bizleri, O'nu anmaktan ileri bir duruma getiriyor. Anma, yerini aramaya, neredesin demeye bırakıyor.
Genç kuşak bilmeyebilir, 10 Kasımlar ülkemizde uzun yıllar yas günü olarak yaşandı. Eğlence yerleri, sinemalar kapalı, radyolar matem havasına uygun programlar yapardı. Yapılan toplantılarda da O'nun büyüklüğünü anlatan konuşmalar yapılı, duygu yüklü şiirler okunurdu. Sonra yas günü olması kaldırıldı. "Atatürk'ü Anma Günü ve Haftası" yapıldı. Ancak toplantılarda içerik değişmedi.
Fakat son çeyrek yüzyılda, rejime yoğun saldırılar üzerine, ismi Anma Günü ve Haftası olarak devam ettiği halde, "Atatürk'ü anlama" içerikli etkinlikler düzenlenmeye başlandı.
Son yılarda da, O'nun kazandırdıklarının tek tek elden gittiği, bu sürecin hızlandığı anlaşılınca, yaygın olarak değil ama bazı kurumlarda, 10 Kasımların bir hesaplaşma günü olması gerektiği dillendirilmeye başlandı. Bunların başında kamuoyu oluşturan STK'lar (sivil toplum kuruluşları), bazı üniversiteler ve bir kısım muhalefet gelmektedir.
Sadece 10 Kasım'da değil, 23 Nisan'ın, 19 Mayıs'ın, 30 Ağustos'un ve 29 Ekim'in de bu anlayışla anılması, kutlanması gerekmektedir.
Atatürk'ü Anma Günü ve Haftası'nda, Atatürk'ün bize kazandırdıkları tek tek ortaya konulmalı, kazandırdıklarının üzerine bir şey koyup koyamadığımız, koruyup koruyamadığımız irdelenmeli; geliştiremememizin ve daha önemlisi koruyamamamızın nedenleri belirlenmeli, çözüm yolları üretilerek geri besleme yapılmalıdır. Bunu sağlayıcı her alana, konuya yönelik paneller düzenlenmelidir.
Böyle bir uygulama, halkın önemli bir bölümünün, ülkesinin günü ve geleceği için düşünür olmasını, duyarlı olmasını, yönetime ortak olmasını, gerektiğinde ses vermesini, toplumsal tepkisini göstermesini ve böylelikle Türkiye'nin geleceğinin güvenceye alınmasına katkı sağlayacaktır.
Çünkü, görecektir, bilecektir, gerçeği anlayacaktır.
Çünkü, Atatürk'ü sevmek demenin, Atatürk'e bağlı olmanın, O'nun kazandırdıklarını korumak, geliştirmek demek olduğunu; buna yönelik davranış ve uygulama içerisinde olmanın da anayasal bir görev olduğunu, yurttaşlık yükümlülüğü olduğunu anlayacaktır.
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023