Ülkelerin bütün verilerini etkileyen unsur hiç şüphesiz ekonomidir. Bir ülkenin ekonomisi kötü olursa bütün unsurlar buna bağlı olarak kötü olur. Ülkemiz ekonomik açıdan maalesef yıllardan beri küresel dünyanın esareti altında. İşin en üzücü yanı siyasilerimiz bu durumu ya görmüyor, ya da görmek istemiyor.
Ekonomik göstergede en önemli unsur borçlanma hususudur. Borçlandırma ile ülkeler batırılır ve esir alınır. Ülkemiz ekonomisine bu yönü ile baktığımız zaman tablo çok vahim.
Ülke hazinesi borçlu, KİT'ler borçlu, belediyeler borçlu, özel sektör borçlu, hane halkları borçlu ve tarım kesimi borçlu. Her yıl cari açık veren bir ülkeyiz. Ülkemizin finans kaynakları bankalar, büyük oranda yabancı sermayenin elinde. Para politikamız, paramız küresel anlayışlara bağlı.
Adeta hazinemiz, özel sektörlerimiz, belediyelerimiz ve hane halklarımız borç bulamadan ayakta duramaz haldeler. Borçlanacak kapı maalesef yabancı sermaye kaynaklı bir yapı.
Yerli üretim yapan bir çok kesim borçlanarak üretim yapma mücadelesi veriyor. Gittikçe ya yabancı sermayeye teslim oluyor, ya da üretimden soğuyor. Ülkemiz, özel sektörümüz, hane halklarımız, üretimimiz, tüketimimiz velhasıl her şeyimiz yabancı sermaye sarmalında.
Türkiye'de milletin önüne pompalanan siyaset anlayışına baktığımız zaman bu sarmaldan ülkeyi kurtaracak bir fikir ve söyleme rastlamıyoruz. Bu sarmaldan rahatsızlık duyan bir söylem de maalesef duyulmuyor. Milletin önüne pompalanan anlayışlar, çözümü olmayan siyasiler. Sistemin önünün tıkandığı noktada çözümü olmayan bir başka siyasi anlayışın servis edildiği bir siyaset. Çözümsüzlükten çözüm bekleyen milletimiz sadece oyalandırılıyor.
İşsizler ordusu ve açlık sınırında olan milyonlar ve borçlulukla tıkanan bir sistem. Büyük bir algı operasyonu ile karşı karşıya milletimiz.
Geliri sadece vergi ve cezadan ibaret ve finansını sadece yabancı kaynaktan karşılama anlayışı olan bir devlet ekonomisi ayakta durma şansı yoktur. Bu sistemin yürüme şansı yoktur. Sistem tıkanmıştır.
Artık yeni bir bütçe anlayışı lazım, yeni bir para anlayışı lazım, yeni bir kaynak anlayışı lazım, milli para anlayışı lazım, hülasa kapitalizmi tarihe gömen Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın Milli Ekonomi Modeli lazım.
Bu durumda ne yapılmalı;
Bir kere yukarıdaki tabloyu fark edecek bir millet olmalıyız. Algı ve oyalanma senaryolarını aşmalıyız. Çözümü olan adres aramalıyız. O zaman çözümü olan tek bir adres olduğunu görürüz.
O adres; Haydar Baş hocamızın tam bağımsız Türkiye vizyonuna sahip ve bu misyonu yüklenen Bağımsız Türkiye Partisi ve lideri Hüseyin Baş'tır.
Gelin hep beraber bağımsız Türkiye'yi inşa edelim, Milli Ekonomi Modeli'ni iktidara taşıyalım.
Var mısınız?
- Büyük oyunu görmek / 07.08.2019
- Nasipsiz siyaset ve milletin sorumluluğu / 10.01.2016
- Çare aramayan siyasiler / 16.11.2013
- Mısır'daki olaylar ABD ve İsrail projesidir / 24.08.2013
- Çözüm istemeyen iradeler / 29.05.2012
- Bağımsız Türkiye düşüncesi, devlet ve milletin kurtuluş reçetesidir / 19.12.2011
- Ülke ve millet bütünlüğümüz tehlike altındadır / 29.11.2011
- Sözün bittiği yere doğru / 26.11.2011
- Ey büyük millet, artık uyan! / 30.10.2007