Yolsuzluk ve yoksulluk

Araştırmalara göre, bir ülkede ne kadar çok yolsuzluk varsa sefalet de o kadar çoktur. Yolsuzluk ile tepedekiler zenginleşirken halk fakirleşir. Ülkeler için yolsuzluk, en tehlikeli hastalıktır. Adeta kanserli hücre gibi devlet bünyesini sarar ve sağlıklı tüm hücreleri kendisine benzetir. Yolsuzluk, halkın kendi yöneticileri tarafından sömürülmesidir. Bu manada yolsuzluk, devletler ve milletler için başka bir ülkenin sömürgesi olmaktan bile kötü, daha büyük yıkımlara yol açan büyük bir tehdittir. 

1968 yılına kadar İspanya sömürgesi olan Batı Afrika ülkesi Ekvator Ginesi, bağımsızlığını kazandığında Afrika'nın en zengin ülkelerinden biriydi. Okuma yazma oranı yüzde 100'e yaklaşmış, hem kakao hem de meyve üretiminde dünyada önemli bir yerdeydi. 

Ülkede yapılan son demokratik seçimlerde iş başına gelen Nguema, hem psikopat hem de birçok ülke yöneticisi gibi 'kleptokrat' idi. 

Kleptokrat kavramı, çağımızın en önemli sorunlarından birine denk geldiğinden, bir parantez açalım. Kleptomani; psikolojik bir rahatsızlık olup gerçekte gerek duyulmayan maddeleri çalma dürtüsü, çalma hastalığı olarak tarif edilir. Kleptokrat ise, ülkesini çalmayı meslek edinmiş, çaldıkları bir ömür boyu ona ve 7 sülalesine yetecek olmasına rağmen çalmaya devam eden, çalma hastası devlet yöneticilerini tanımlar. 

Nguema, 1979'da yeğeni Teodoro Obiang tarafından düzenlenen darbe ile başkanlıktan indirildi ve idam edildi. Obiang, halen Ekvator Ginesi Cumhurbaşkanı. Ülkeyi kendi çiftliği gibi Ortaçağ anlayışı ile yöneten Obiang, çaldıklarından ve yaptıklarından dolayı hesap vermemek için gücünü koruması gerekiyordu. Gücünü korumak için amcasından daha da baskıcı bir yönetim oluşturdu. Ülkede seçim yapılıyor. Ancak Obiang yüzde 90 - yüzde 95 oy ile tekrar seçiliyor. Obiang, kraliyet ailesi üyeleri dışında dünyanın en uzun süre devletin başında duran devlet başkanı unvanına sahip. Son dönemde ülkemizi de ziyaret eden T. Obiang, Vahdettin Köşkü'nde Cumhurbaşkanı tarafından ağırlandı. 

Ekvator Ginesi'ni zengin ve istikrarlı bir ülke haline getirmek için çalışan vatanperver bürokratlar da vardı. Fakat siyasetçilerin niyeti ve kafası çalmaya odaklı olduğu için yapılan her bir proje, atılan her bir adım çalmaya yarıyordu. Akıl almaz bir açgözlülük ile teklif edilen her türlü reformu ve iyileştirmeyi kendi ceplerini dolduracak hale sokuyorlardı. Dünya Bankası, ülkedeki kakao endüstrisini destekleme girişiminde bulunduğunda devlet bakanları en iyi çiftlikleri devletleştirmiş, devletleşen çiftlikleri kolaylıkla soymuşlardı. Yabancı bağışçılar beslenme yetersizliği çeken halka yumurta sağlayacak bir program oluşturmaya çalıştıklarında siyasetçiler program için alınan tavukları aralarında paylaştıkları için ortada tavuk kalmamıştı. 1990 yılında zengin bir petrol yatağı bulundu ve kayda değer bir petrol çıkarılmaya başlandı. Ülkeye para akıyordu. Anacak bu zenginlikten de halk hiç nasiplenmedi. Ekvator Ginesi Cumhurbaşkanı Obiang ve ailesi servetine servet kattı. Forbes dergisine göre 2006 yılında dünyanın en zengin cumhurbaşkanı sıralamasında 8. sıraya yükselmişti. İngiltere Kraliçesi'nden bile daha zengindi. Oğlu Teodorin'nin 1997 yılından itibaren ABD bankalarında açtığı hesaplara servetinin 110 milyon dolarının yollamıştı. Akıl almaz fiyat etiketli evler alması, lüks araçlar ve eşyalar satın alması, partiler düzenlemesi ve kız arkadaşlarına bonkör davranması ile Teodorin ABD'de ün yapmıştı. 

Ekvator Ginesi'nde; baskılar, bitmeyen salgınlar, açlık ve yoksulluk adeta ülkenin kaderi haline geldiği için son 50 yıl içinde nüfusunun büyük bölümü ülkeden kaçtı. Birçok veri açısından dünya sıralamasına dahi giremiyor çünkü sağlıklı bir veriye dahi ulaşılamıyor. Ancak ülkeyi yönetenler ve aileleri ise ciddi bir zenginlik içinde.

Dünyada yoksul insanların bulunduğu hangi ülkeye bakarsanız bakın Ekvator Ginesi'ne benzer bir fotoğrafı görürsünüz. Yoksulluk varsa orada muhakkak büyük çaplı yolsuzluk yani hırsızlık vardır. Ve yine o ülkelerde muhakkak zengin kleptokrat yöneticiler vardır. Yani büyük oranda yoksulluğun sebebi 'ulusal ve uluslararası yolsuzluklardır' diyebiliriz. 

Yarın bu konuyu işlemeye devam edeceğiz.