Üniversite öğrenci sayısı ve öğrenim kadroları Yüksek Öğretim istatistiğinde 2004-2005 yıllık verilerine göre halen yüksek öğretimdeki öğrenci sayısı 1.969.089'dir. Üniversite öğretim elemanları toplam öğretim üye sayısı ise 82.096'dir. Bunların: A - 31.434'ü bayan, B - 50.662'si ise erkektir. Bu elemanların arasında: 1 - Araştırma görevlisi: 28.271 kişi, 2 - Profesör: 11.381 kişidir. Bunların: a - 3020'si bayan, b - 8.361'i erkektir. C - Diğerleri ise doçent ve yardımcı doçenttir. Böylece yaklaşık olarak 200 öğrenciye bir profesör isabet etmektedir. YÖK idaresi 1981 yılından beri çalışmaktadır. Daha doğrusu adeta saltanat sürmektedir. Bu zaman zarfında ne medyada ne radyo ve TV'lerde yeni kadroların yetiştirilmesi ve planlamasıyla ilgili hiçbir esaslı toplantı tertip edilemedi. Yeni üniversitelerin açılması ve onlara kadro temini hakkında tam manasıyla tatmin edici ve doyurucu konferansların yapıldığını ne duydum ne de gördüm. Hadi diyelim ben duymadım, duyan varsa gelsin söylesin. Zaten planlı hareket edilseydi YÖK de memleket de bu durumlara düşer miydi? Şimdi durumlara bir bakalım. Ona göre karar verelim. Üniversitelerimiz ve idarecilerimiz milletin daima arkasından yürümektedir. Yani olayların önünden değil arkasından gitmektedir. Üniversiteler, bu yeni kurumların açılmaları hakkında ön etütler yapması, onların planlamasını, dikkatlice yerine getirmesi ve özel toplantılarda ortaya koyması gereken kurumlardır. Yeni kurulan birçok kurumlar hakkında bilgi verilmesi ve planlamasının yapılması gerekirken, üniversitelerimiz bu konuya sessiz kalmayı tercih etmektedir. Millet ve siyasilerimiz ise bunları kendi başlarına yapmaya kalkışmakta ve böylece üniversitelerimiz ve YÖK ile halk, hatta siyasiler arasında büyük polemikler husule gelmektedir. Orta öğretim ve üniversiteye girme başarıları Türkiye'de ilk Öğretim ve orta öğretim de, üniversiteler kadar sahipsiz görülmektedir. Bu sene de ilk öğretim okullarından çıkan öğrenicilerin seçkin okullara girme sınavlarında sıfır puan alan öğrencilerin sayısı 65.000 olmuştur. Geçen yıl bu oran 45.000 kadardı. Bu yıl ise 20.000'lik bir artış göstermiştir. Demek ki eğitimdeki kalite düzeleceğine gittikçe kötüye gitmektedir. Diğer taraftan tam puan alan 5 öğrenci bulunmaktadır. Kız öğrenciler bu yıl da daha başarılı olmuşlardır. Üniversite sınavları bir nevi öğrencilerin elenmesi şeklinde geçmektedir. Kısacası sadece 400.000 kişinin alınması, bir milyon gencin elenmesi ve dışarıda kalması için yöneticiler sınavlarda, adeta ellerinden geleni yapmaktadır. Bununla beraber bazı okullar çok başarılı, bazıları ise feci şekilde başarısız olmaktadır. Alınan bazı bilgilere göre bazı süper liselerin bile üniversiteye hiç öğrenci sokmadıkları gözlenmektedir. Bu durumdan tabii ki öğrenciler değil yöneticiler sorumludur. O sebeple Milli Eğitim Bakanlığı tarafından onların üzerinde durulması gerekmekte ve bazı tedbirlerin alınması düşünülmektedir. Aksi takdirde isimleri "Süper Lise" olması yerine "Sıfır Lise" olmaları gerekmektedir. Fakat yine de tekrarlıyorum, liselerin öğretim kadrosu bu durumundan sorumludur. Öğrenciler ise bundan kesinlikle sorumlu olamaz! Çünkü tüm öğrencilerin yetersiz olması mümkün değildir! Öğrenci gönderemeyen okullar arasında yaklaşık 81 lise mevcuttur. Bu 81 lisenin 4'ü ise Süper Lise ünvanını taşımaktadır. Alınacak tedbirlerin sayesinde Süper Liselerin kalitesini Anadolu Liselerin kalitesine eriştirilmesi düşünülmektedir. Genel kıstaslar da Anadolu Liselerine uygulananların paralelinde olacaktır. Böylece bunlarda bir nevi eşitlenme sağlanmış olacaktır!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006