Maliye Bakanlığı 5 bin büyük mükellefi elektronik takibe hazırlanıyormuş. Bu proje için Avrupa Birliği'nin de hibe şeklinde 2 milyon 320 bin Euro'luk desteği olacak ve proje Alman, İngiliz vergi denetim teşkilatlarıyla birlikte hayata geçirilecekmiş. Bugün zaten bitmiş olan sanayici, üretici, esnaf binlerce işçi çıkartmakta, fabrikalarını satışa sunmakta iken bir de "Alman ve İngiliz'' vergi denetim teşkilatları ile iyice boğulacak. Neden çünkü artık 220 milyar dolar borçtan, 380 milyar dolarlara çıkan borçların faizini bile ödeyemez duruma geldik. Aynı Osmanlı'nın son dönemleri gibi yani! Cebren ve hile ile aziz vatanın tüm değerleri özelleştirme adı altında satışa çıkartılmış, Haçlı ordusuna destek için üsler tahsis edilmiş, milleti bölüp parçalayacak fitne tohumları ekilmiş iken bir de bunun yanında alacaklarının tahsili için kendi adamlarını ülkemizin vergi gelirlerinin başına getiriyorlar. Duyuni Umumiye yeniden devreye sokuluyor anlayacağınız. Bu yıllardır oynanan oyunun bir mahsulü aslında; batı kendi yörüngesindeki kişileri ülkenin başına getirerek istediğini yapıyor. Bakın mesela büyük umutlarla ekonominin başına getirilen Derviş'in, dedesinin dedesi olan Halil Hamid de bundan 200 yıl kadar önce ekonomiyi kurtarması için yine büyük umutlarla yetki almış. (Daha sonra da asılarak öldürülmüştür.) Bunun yanında cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana ülkemizin başına getirilen insanların birçoğunun soyağaçlarına, bağlı bulundukları derneklerin özelliklerine bakıldığında bu durum daha iyi anlaşılacaktır.
Batı açlık ve sefaletin bir ülkeye getirdiği olumsuzlukların çok iyi farkında. İşte bu yüzden hedef aldığı kitleleri "aç bırakyönet'' stratejisi ile istediği noktaya getiriyor. Sonra da basit para politikaları ile iyice kendine bağlayıp, istediği gibi sömürüyor. İşte yukarıda da bahsettiğim gibi 200 yıldan fazla süren bu düzene dünyada sadece birisi çıkıyor ve dur diyor. O da Prof. Dr. Haydar Baş'tır. Zekâsıyla, firasetiyle, gönlüyle ve yapacağı projelerle, değil Türkiye'ye, dünyaya, ancak bin yılda bir gelebilecek bir değerdir Prof. Dr. Haydar Baş. Bu milletin başka çaresi, başka adresi kalmadı.
Batı açlık ve sefaletin bir ülkeye getirdiği olumsuzlukların çok iyi farkında. İşte bu yüzden hedef aldığı kitleleri "aç bırakyönet'' stratejisi ile istediği noktaya getiriyor. Sonra da basit para politikaları ile iyice kendine bağlayıp, istediği gibi sömürüyor. İşte yukarıda da bahsettiğim gibi 200 yıldan fazla süren bu düzene dünyada sadece birisi çıkıyor ve dur diyor. O da Prof. Dr. Haydar Baş'tır. Zekâsıyla, firasetiyle, gönlüyle ve yapacağı projelerle, değil Türkiye'ye, dünyaya, ancak bin yılda bir gelebilecek bir değerdir Prof. Dr. Haydar Baş. Bu milletin başka çaresi, başka adresi kalmadı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012