Lazio maçı, 1999-2000 sezonunda UEFA Kupası ile ve Süper Kupa'yı kazanmış, geçen sezon Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finale uzanmış; biraz da hepimizi derinden sarsan ekonomik krizle birlikte Taffarel'ini, defanstan Fatih ve Popescu'sunu, orta alandan Emre, Okan ve Hagi'sini, forvetten Jardel'ini yitirmiş bir Galatasaray'ın bu sezon "Devler Ligi"nde ne derece başarılı olabileceğinin göstergesiydi.
90 dakika sonunda şunu gördük: Galatasaray önemli oyuncularını kaybetmesine kaybetmiş ama 'Şampiyonlar Ligi'ndeki klasikleşmiş heyecanını" hiç yitirmemiş. Cami yıkılmış ama minare yerinde. Biraz daha yalın ifadeyle, iskelet yerinde.
Galatasaray, Fatih Terim'in kazandırdığı Avrupa'da zafere elde etme felsefesinden bir şey kaybetmemiş aynı zamanda. Yoksa 3 gün önceki Antalya maçındaki o 'etkisiz ve cılız' Cimbom'un Lazio gibi her oyuncusu süper yıldız olan bir takım karşısında 90 dakika boyunca koşan, pres yapan, pozisyon vermeyen; göbeği, sol kanadı takır takır işleten bir takıma dönüşmesi nasıl izah edilebilir?
Oyunun kader anı... Lucescu Sergen'i iyi bir zamanlamayla oyuna aldı. Kendi deyimiyle "Rakibin bir yandan gölü düşündüğü, öte yandan da güçten düştüğü" bir zamanda. Sergen gerçekten de orta alana büyük bir canlılık kattı. Gol pası da 'hem estetik hem de yerindelik' açısından mükemmeldi.
Galatasaray, maça oldukça diri başladı. Özellikle Suat-Hakan Ünsal ve Hasan Şaş üçlüsü sol kanattan Lazio 18'inin içine aktı. Sonuç alınamazsa da, bir kaç tane güzel pozisyon da bulundu.
Ancak 30. dakikadan itibaren Lazio kalemizde etkili olmaya başladı. Özellikle Simeone ve Crespo ikilisi. Ancak rakip, defansımızı aştığı durumlarda Mondragon'u geçemedi. Gerçekten de Kolombiyalı gazeteci, dünkü becerisiyle Taffarel'i aratmadı. Çizgi de çok iyiydi. Bire birde de. Kısaca Mondragon, çerçeveyi iyi koruyarak, galibiyetin gelmesinde hatırı sayılır payı oldu.
Hasan Şaş, takımı sırtlayan başlıca oyuncuydu. Hakikaten çok koştu, sahada basmadık yer bırakmadı. Bülent Korkmaz defansta sigorta görevini gördü. Yine Suat, Ergun ile birlikte orta alanda orkestra şefliğini başarıyla yerine getirdi. Capone, sahanın her yerinde görünmeye çabaladı.
Galatasaray'ın her elemanı dün iyi değildi. Milan'lı "Ümit Davala" tabiri caizse 'gelin' gibiydi. Sakatlanmaktan öcü gibi kaçtı. Bunda da haklı. O'nun bu maç için bekletilmesinin anlamını çözebilmiş değilim. Yönetimin taraftara son jesti olsa gerek.
Arif de iyi olmayanlardandı. Kendisi gelen pasları 'hovardaca' harcadı. Maç boyunca etkili tek bir pozisyona imza atamadı. Daha dikkatli olmalı, daha çok çalışmalı.
Öte yandan, kaliteli futbolculardan kurulmasına rağmen organizasyondan yoksun, formsuz Lazio'nun iki 'yürek hoplatan' pozisyon dışında kalemizde etkili olamayışı, bizi maç boyunca rahatlattı.
Son söz. Cimbom içerdeki 3 maçı da alır, deplasmanlardan da bir beraberlik koparırsa bu iş yiter biter, yine ikinci tura yükselir.
90 dakika sonunda şunu gördük: Galatasaray önemli oyuncularını kaybetmesine kaybetmiş ama 'Şampiyonlar Ligi'ndeki klasikleşmiş heyecanını" hiç yitirmemiş. Cami yıkılmış ama minare yerinde. Biraz daha yalın ifadeyle, iskelet yerinde.
Galatasaray, Fatih Terim'in kazandırdığı Avrupa'da zafere elde etme felsefesinden bir şey kaybetmemiş aynı zamanda. Yoksa 3 gün önceki Antalya maçındaki o 'etkisiz ve cılız' Cimbom'un Lazio gibi her oyuncusu süper yıldız olan bir takım karşısında 90 dakika boyunca koşan, pres yapan, pozisyon vermeyen; göbeği, sol kanadı takır takır işleten bir takıma dönüşmesi nasıl izah edilebilir?
Oyunun kader anı... Lucescu Sergen'i iyi bir zamanlamayla oyuna aldı. Kendi deyimiyle "Rakibin bir yandan gölü düşündüğü, öte yandan da güçten düştüğü" bir zamanda. Sergen gerçekten de orta alana büyük bir canlılık kattı. Gol pası da 'hem estetik hem de yerindelik' açısından mükemmeldi.
Galatasaray, maça oldukça diri başladı. Özellikle Suat-Hakan Ünsal ve Hasan Şaş üçlüsü sol kanattan Lazio 18'inin içine aktı. Sonuç alınamazsa da, bir kaç tane güzel pozisyon da bulundu.
Ancak 30. dakikadan itibaren Lazio kalemizde etkili olmaya başladı. Özellikle Simeone ve Crespo ikilisi. Ancak rakip, defansımızı aştığı durumlarda Mondragon'u geçemedi. Gerçekten de Kolombiyalı gazeteci, dünkü becerisiyle Taffarel'i aratmadı. Çizgi de çok iyiydi. Bire birde de. Kısaca Mondragon, çerçeveyi iyi koruyarak, galibiyetin gelmesinde hatırı sayılır payı oldu.
Hasan Şaş, takımı sırtlayan başlıca oyuncuydu. Hakikaten çok koştu, sahada basmadık yer bırakmadı. Bülent Korkmaz defansta sigorta görevini gördü. Yine Suat, Ergun ile birlikte orta alanda orkestra şefliğini başarıyla yerine getirdi. Capone, sahanın her yerinde görünmeye çabaladı.
Galatasaray'ın her elemanı dün iyi değildi. Milan'lı "Ümit Davala" tabiri caizse 'gelin' gibiydi. Sakatlanmaktan öcü gibi kaçtı. Bunda da haklı. O'nun bu maç için bekletilmesinin anlamını çözebilmiş değilim. Yönetimin taraftara son jesti olsa gerek.
Arif de iyi olmayanlardandı. Kendisi gelen pasları 'hovardaca' harcadı. Maç boyunca etkili tek bir pozisyona imza atamadı. Daha dikkatli olmalı, daha çok çalışmalı.
Öte yandan, kaliteli futbolculardan kurulmasına rağmen organizasyondan yoksun, formsuz Lazio'nun iki 'yürek hoplatan' pozisyon dışında kalemizde etkili olamayışı, bizi maç boyunca rahatlattı.
Son söz. Cimbom içerdeki 3 maçı da alır, deplasmanlardan da bir beraberlik koparırsa bu iş yiter biter, yine ikinci tura yükselir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Recep Bahar / diğer yazıları
- ABD harika bir ekonomiye mi sahip? / 14.08.2018
- Ne yapmalı? / 13.08.2018
- Komşunla kavga et uzaklarda pazar ara! / 02.02.2016
- Diyarbakır'da kilise-ev faktörü! / 01.02.2016
- Çin ekonomisi alarm mı veriyor? / 20.01.2016
- Büyük İsrail yolunda sıra İran'da / 19.01.2016
- Terör Sultanahmet bölgesini sıfırla çarptı / 15.01.2016
- Sultanahmet'in şifreleri / 13.01.2016
- Türkiye ile Suudi Arabistan ne zaman papaz olacak? / 09.01.2016
- Ekonomik çöküşü bir de buradan seyredin / 05.01.2016
- Ne yapmalı? / 13.08.2018
- Komşunla kavga et uzaklarda pazar ara! / 02.02.2016
- Diyarbakır'da kilise-ev faktörü! / 01.02.2016
- Çin ekonomisi alarm mı veriyor? / 20.01.2016
- Büyük İsrail yolunda sıra İran'da / 19.01.2016
- Terör Sultanahmet bölgesini sıfırla çarptı / 15.01.2016
- Sultanahmet'in şifreleri / 13.01.2016
- Türkiye ile Suudi Arabistan ne zaman papaz olacak? / 09.01.2016
- Ekonomik çöküşü bir de buradan seyredin / 05.01.2016