Guantanamo'da esir tutulan değişik ülkelerden insanların içler acısı dramı sürüyor. Amerikan Savunma Bakanlığı yetkilileri şüpheli (!) olarak gördükleri ve uluslararası statülerini dahi belirleyemedikleri bu insanların yargı sürecini devamlı uzatıyor. Tüm bastırmalara rağmen uluslararası hukuk kurallarını kafasına göre yorumlayan Amerikalılar, Avrupa'da faaliyet gösteren insan hakları örgütlerinin seslerini duymazdan geliyor.
Küba topraklarındaki tek Amerikan toprağı olan askeri deniz üssü Guantanamo'da Amerikan adaleti iflas etmiş bulunuyor. Bu üste yabancı esirlere insanlık dışı muameleler uygulanmakta. Müslüman esirlerin büyük bölümünün ibadetleri dahi engellenmeye çalışılırken, Alman ve İngiliz orijinli diğer tutukluların bir bir salıverilmesi ne derece bir oyun oynandığının kanıtı.
Afganistan, Pakistan, Mısır, Yemen ve Libya gibi kimi ülkelerin diplomatik misyon temsilcilerinin gücü yetersiz kalınca, o ülke mensubu tutukluların işi de zora giriyor. Ülkeniz güçlü olursa tecritten kurtulabilme imkanınız var, aksi halde köpeklere bile yapılmayan uygulamalardan nasibinizi almaktasınız.
Son aylara doğru Guantanamo'da intihara kalkışan tutukluların sayısında artış yaşanmaya başladı. Bakanlık yetkilileri olayı örtbas etmeye çalışsalar da esir avukatlarının girişimleri konuyu gündemde tutuyor.
Kendilerine uygulanan aşırı şiddetten bunalarak psikolojik rahatsızlığa giren esirler bir bir canlarına kıymaya başladılar.
Irak ve Afganistan'a düzenlediği illegal operasyonlar sonrası bu ülkelerde esir veren Amerikan yönetiminin sözkonusu kendi askerleri olduğunda Cenevre Sözleşmeleri'ni gündem etmesi işin komikliğini ve ikiyüzlülüğü net olarak vermiyor mu?
ABD, İspanya, İngiltere ve Hollanda ağırlıklı işgal gücünün Afganistan ve Irak'ta başlattıkları ve halen devam ettirmekte oldukları gayrimeşru askeri operasyonlar sorgulanmadan atılan hukuki adımlar netice vermeyecek.
Hukuk haksızı değil haklıyı; güçlüyü değil güçsüzü kollama durumunda.
Daha dün Hollanda mahkemeleri, Irak'ta bir sivili vahşice vuran askeri beraat ettirdiler.
Hollandalılar bu kararı zafer çığlıkları atarak kutladılar.
Birilerinin gözyaşları, birilerinin akıttığı kan diğer birilerinin sevincine dönüşüyor.
Böyle bir uygulama.. öylesine bir hukuk anlayışı..
Irak'ta öldürdüğü Amerikan ya da İngiliz askerini öve öve anlatan bir Iraklı'ya ne cevap verebilirsiniz...?
Şiddetin bumerang etkisi vardır.Önce siz vurursunuz sonra o sizi.
Adalet yokken bir yerlere sığınmak kolay belki; ama var olan adaletin bir yerlere saklanmaya çalışılması işin vahim tarafı.
Afrika'ya, Asya'ya adalet(!) enjekte etmek adına demokrasi ihracı gayretindeki ülkelere ne demeli?
Guantanamo'da Amerikan adaleti batağa saplanmış durumda.
Guantanamo askeri kampında tutuklular kendi canlarına kıyıyor, Irak çöllerinde de Amerikan askerleri can veriyor.
Uluslararası hukuk can çekişiyor.
Küba topraklarındaki tek Amerikan toprağı olan askeri deniz üssü Guantanamo'da Amerikan adaleti iflas etmiş bulunuyor. Bu üste yabancı esirlere insanlık dışı muameleler uygulanmakta. Müslüman esirlerin büyük bölümünün ibadetleri dahi engellenmeye çalışılırken, Alman ve İngiliz orijinli diğer tutukluların bir bir salıverilmesi ne derece bir oyun oynandığının kanıtı.
Afganistan, Pakistan, Mısır, Yemen ve Libya gibi kimi ülkelerin diplomatik misyon temsilcilerinin gücü yetersiz kalınca, o ülke mensubu tutukluların işi de zora giriyor. Ülkeniz güçlü olursa tecritten kurtulabilme imkanınız var, aksi halde köpeklere bile yapılmayan uygulamalardan nasibinizi almaktasınız.
Son aylara doğru Guantanamo'da intihara kalkışan tutukluların sayısında artış yaşanmaya başladı. Bakanlık yetkilileri olayı örtbas etmeye çalışsalar da esir avukatlarının girişimleri konuyu gündemde tutuyor.
Kendilerine uygulanan aşırı şiddetten bunalarak psikolojik rahatsızlığa giren esirler bir bir canlarına kıymaya başladılar.
Irak ve Afganistan'a düzenlediği illegal operasyonlar sonrası bu ülkelerde esir veren Amerikan yönetiminin sözkonusu kendi askerleri olduğunda Cenevre Sözleşmeleri'ni gündem etmesi işin komikliğini ve ikiyüzlülüğü net olarak vermiyor mu?
ABD, İspanya, İngiltere ve Hollanda ağırlıklı işgal gücünün Afganistan ve Irak'ta başlattıkları ve halen devam ettirmekte oldukları gayrimeşru askeri operasyonlar sorgulanmadan atılan hukuki adımlar netice vermeyecek.
Hukuk haksızı değil haklıyı; güçlüyü değil güçsüzü kollama durumunda.
Daha dün Hollanda mahkemeleri, Irak'ta bir sivili vahşice vuran askeri beraat ettirdiler.
Hollandalılar bu kararı zafer çığlıkları atarak kutladılar.
Birilerinin gözyaşları, birilerinin akıttığı kan diğer birilerinin sevincine dönüşüyor.
Böyle bir uygulama.. öylesine bir hukuk anlayışı..
Irak'ta öldürdüğü Amerikan ya da İngiliz askerini öve öve anlatan bir Iraklı'ya ne cevap verebilirsiniz...?
Şiddetin bumerang etkisi vardır.Önce siz vurursunuz sonra o sizi.
Adalet yokken bir yerlere sığınmak kolay belki; ama var olan adaletin bir yerlere saklanmaya çalışılması işin vahim tarafı.
Afrika'ya, Asya'ya adalet(!) enjekte etmek adına demokrasi ihracı gayretindeki ülkelere ne demeli?
Guantanamo'da Amerikan adaleti batağa saplanmış durumda.
Guantanamo askeri kampında tutuklular kendi canlarına kıyıyor, Irak çöllerinde de Amerikan askerleri can veriyor.
Uluslararası hukuk can çekişiyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005