11 Aralık Pazartesi günü Asgari Ücret Tespit Komisyonu 2024 yılının asgari ücretini belirlemek için toplantılara başlıyor. Asgari ücret endişeyle bekleniyor dedik, çünkü hükümet cenahından yapılan açıklamalar hep bu yönde…
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hafta başında yaptığı açıklamada "Asgari ücret artışı yıl içinde bir kezdir. Bir kez verilecek zamla bu iş biter" demişti.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan en son yaptığı açıklamada, "Tek zam olacak, çünkü yönetmeliğimizde de öyle" ifadelerini kullanmıştı.
Ayrıca hükümet yetkililerinin açıklamalarında asgari ücret zammının mevcut enflasyona göre değil, önümüzdeki yıl için tahmin edilen enflasyon oranı üzerinden yapılacağı da belirtilmişti.
Ve önümüzdeki yılın tahmini enflasyonunun da yüzde 36 olduğu açıklanmıştı.
Tek zam ve tahmini enflasyon… Çalışanların gerçekten endişelenmemesi mümkün değil. Mevcut asgari ücret net 11 bin 402 TL. Eğer tahmini enflasyona göre zam yapılacaksa yeni asgari ücret 15 bin 506 TL olacak demektir.
Eğer TÜİK'in mevcut enflasyonuna göre bir zam olursa, TÜİK'in en son açıkladığı kasım ayı enflasyonu yüzde 61.98 idi, bu durumda asgari ücret 18 bin 469 TL oluyor. Ama hükümete yakın kaynaklarda böyle bir asgari ücret de hiç konuşulmuyor. En fazla telaffuz edilen rakam 17 bin TL civarında…
Cumhurbaşkanı da, Bakan da hep "yılda bir zam"dan bahsediyor. Hatta Bakan Işıkhan bunun yönetmelikte olduğunu belirtiyor. Ama uzmanlar yönetmelikte böyle bir ifadenin olmadığını söylüyor. Yönetmelikte olan asgari ücret tanımı şöyle:
"İşçilere normal bir çalışma günü karşılığı ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücret."
Yönetmelikte Asgari Ücret Komisyonu'nun vazifesi hakkında da şu belirtiliyor:
"Komisyon, ücretin belirlenmesinde; ülkenin içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik durumu, ücretliler geçinme indekslerini, bu indeksler yoksa geçinme indekslerini, fiilen ödenmekte olan ücretlerin genel durumunu ve geçim şartlarını göz önünde bulundurur."
Ama maalesef ne mevcut asgari ücret, ne de yeni asgari ücret tahminleri maalesef yönetmelikte ifade edilen bu kriterlere uygun değil.
20 yıllık AKP iktidarı boyunca da asla olmadı.
Komisyonda milyonlarca işçiyi temsil eden Türk-İş'in kasım ayı verilerine göre, 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 14 bin 25 TL, yoksulluk sınırı ise 45 bin 686 TL olarak hesaplandı.
Yönetmelikte tanımlanan asgari ücret dikkat ederseniz "yoksulluk sınırı"na karşılık geliyor. Ama Türkiye'de ne iktidar, ne muhalefet, ne de işçi sendikaları yoksulluk sınırı seviyesinde bir asgari ücreti konuşmuyor.
Hep açlık sınırının biraz üstü talep edildiği için de asgari ücret dönüyor dolaşıyor günün sonunda yine açlık sınırının altına düşüyor. Açlık sınırına konumlanmış bir asgari ücret ve fazlasını hayal bile etmeyen bir toplum… İşte Türkiye'nin durumu bu.
Merkez Bankası'nın enflasyon tahminlerine göre, açlık sınırının 2024 yılı sonunda 21 bin lirayı aşacağı ifade ediliyor. Diyelim ki, en iyimser rakamla asgari ücret 17 bin lira oldu. Yıl sonuna doğru açlık sınırının oldukça altında kalmış olacak.
Hükümetin ve ana muhalefetin bir diğer handikabı şu: Enflasyonun talebin baskılanmasıyla düşeceğine inanıyorlar. Yani hala kafaları talep enflasyonunda.
Halbuki Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş yıllarca bu ülkede enflasyonun "maliyet enflasyonu" olduğunu söyleye söyleye dilinde tüy bitti.
Deve kuşu gibi başımızı kuma gömmüşüz, doğruları hiç görmüyoruz.
Eğer enflasyon talep kaynaklı olsa, o zaman Türkiye'nin en düşük enflasyona sahip olması gerekirdi. Örneğin Avrupa ülkeleri içinde en düşük asgari ücret veren ülkelerden biriyiz. Talep yerlerde sürünüyor ama enflasyon yüzde 62.
Almanya'da ise asgari ücret 2000 euro civarında, yani yoksulluk sınırı seviyesinde, üstelik ücretler asgari ücretin çok üstünde konumlanmış vaziyette ama enflasyon yüzde 3,2…
Almanya'da Türkiye'nin kat kat üstünde talep var ama enflasyonları çok düşük.
Talebi baskılayarak enflasyonu düşüreceğimiz yalanına artık aldanmayın.
Bu politikalar, Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın ifade ettiği gibi, "bilinçli fakirleştirme politikalarıdır".
BTP'nin parti programında olan Milli Ekonomi Modeli'ni uygulayalım, hem halk zenginleşsin, hem de enflasyon düşsün. Bu, bilimsel bir gerçektir.
- ‘Bugün ithal ettiğin et, yarını yok eder’ / 22.11.2024
- ABD’nin ‘balistik füze’ kararı ne anlama geliyor? / 20.11.2024
- Sıkıştıkça laikliğe saldırıyorlar! / 19.11.2024
- Daron Acemoğlu’nun zamanlaması manidar! / 16.11.2024
- Kötü ekonomi, ölümcül sonuçlar doğuruyor / 15.11.2024
- İşsiz, çalışan ve emekli, hepsi mağdur / 13.11.2024
- Beklenen enflasyona göre belirlemek büyük adaletsizlik! / 12.11.2024
- Atatürk, son anlarında çokça 'Allah' demiştir / 09.11.2024
- Trump’ın dönüşü, dünyayı ve Türkiye’yi nasıl etkiler? / 08.11.2024