Yemen'in namı padişaha, dikeni halka!

Tarih, bazı kavimlerin diğer kavimleri işgal ettiklerini, tahakkümü altına aldıklarına şahitlik yapmıştır. Bu işgaller, hükmetme arzusu, zenginliğe ulaşma ve coğrafi konumu gibi birçok ana sebeplerle çok kanlı istilaları insanlara yaşatmıştır.İslam'ın fetih harekâtı ise Peygamber Efendimiz (s.a.a.) ve O'nun Ehli Beyt'inin uygulaması ile kıtalara İslam'ın nurlu hidayet güneşini inkişaf ettirmiştir. Arap kavimlerinin akıllarının ucundan dahi geçmeyen Allah-ü Teâlâ'nın bu ikramı karşısında maalesef iktidar olabilme uğruna, Allah'a Resulü'ne ve Ehli Beyt'ine karşı gelinmiş, dinimizin toplum için en önemli temel prensibi fetihler ve İslam'ın tebliği yanlış mecralara sürüklenmiştir. İktidarı elinde tutabilmek için emrindeki insanların hayatlarını hiç düşünmeyen, askerlerine, komutanlarına değer vermeyen, müminlikle karakteri ve düşüncesi bağdaşmayan İslam halifeleri ortaya çıkmıştır. Hatta kendi yakınlarından iktidarı için tehlikeli gördüklerini, gözlerini kırpmadan öldürebilmişlerdir.Muaviye İslam fetihlerini, iktidarının asıl amacı ve zenginliğinin ana kaynağı gördüğünden asıl derdi işgal ettiği coğrafyaları sömürmek olmuştur. Bu yanlış ve sapık görüş açısını kendinden sonra gelen iktidarlara miras bırakmış bu bidat-ı seyyieyle ahiret gününe kadar kendisine zünup kapısını açmayı başarmıştır. İslam'ın fetih ruhu diye Muaviye'nin yolundan gidenler ele geçirdikleri topraklardan gün gelmiş, sökülüp atılmışlardır.İslam'ın gerçek fetih hareketinin bir örneği, şanlı ecdadımızın Anadolu ve Balkanları İslam'la buluşturmasında kullandığı Hoca Ahmet Yesevi ve Hacı Bektaşi Veli eksenli Peygamberi model ve Ehli Beyt yoludur.Osmanlı imparatorluk olarak maalesef birçok defalarda Muaviye'nin sömürü yoluna girmiş ve büyük belalara muhatap olmuşlardır. Yemen de bu bölgelerden biridir. Pekâlâ, niçin Anadolu'nun kınalı kuzuları, nezir koyunları gibi bu coğrafyada katledildiler? 1833 yılında Kütahya Antlaşması ile Mısır'ın, Sudan'ın ve Cidde'nin Kavalalı Mehmet Ali Paşa'ya verilmesi ve İngilizlerin Aden'le beraber Sünni Yemen'i 1839 yılında İşgal etmelerinin ardından "müflis bakkal veresiye defterine bakar" düşüncesiyle Osmanlı Yemen'e girmeye çalıştı. Sağı, solu, üstü ve altı işgal edilmiş Kızıl Deniz'de bir liman ele geçirmeye çalıştı, bu da Tıhame şehri üzerinden Hudeyde liman şehri oldu (1848). Sorsanız, İslam toprağı yapmak için!Süveyş Kanalı'nın 1869 yılında İngilizler tarafından açılması neticesinde İngiliz gemilerine Akdeniz'de bir üs lazımdı. Orta Doğu'ya yakınlığı ile göz kamaştıran Kıbrıs adasını İngilizlere hiçbir bedel almadan 1878 yılında veren II. Abdülhamit, Yemen'e neden bu kadar önem vermiştir?Toparlarsak alt ve üst girişleri, sağı, solu, İngilizlerin elinde olan hatta padişah efendimiz(!) tarafından hediye olarak İngilizlere verilen Akdeniz'in yüzen gemisi Kıbrıs gitmişken Yemen'de ne işimiz vardı? Yemen'e tarihte en çok asker sevkiyatı II. Abdülhamit devrinde olmuş, 1889 yılında bir yıl, 1895 yılında iki yıl ve 1902-1911 yılları arasında olmak üzere üç büyük isyanla coğrafi ve iklimsel yapının değişikliğinden dolayı kuzularımızı adak vermişiz.  Kimse sizi Peygamber Efendimiz korumak diye kandırmasın. Haritaya bir bakın. Sakın ha sakalı uzun aklı İngilizlere bağlı kafasındaki kırmızı Rum fesiyle olanlara kulak vermeyin. Bilerek biri gözlerimizi kapatmış, bizi de duvara toslatmış. Şimdi birileri sanki arkamdan ?Jeopolitik konum der gibi. Düşünün Aden'i , Bab-ül Mendeb'i, Süveyş Kanalı'nı, Kıbrıs'ı bunları elin gavuruna, İngiliz'e vereceksin sonra dağların arasındaki kartal yuvası Sana şehrine gideceksin. Bu nasıl bir yalan? Bu nasıl bir nam alma uğruna heba edilen bir nesil!Zavallı Anadolu'nun kınalı kuzuları?Zavallı Yemen'in fakir halkı?