Günümüzde tabelaları farklı olsa da içerik olarak birbirinin aynısı olan -biri hariç- bir o kadar partinin fazlalığı, yahut bunalımı aynı zamanda bir demokrasi bunalımıdır. Halk bugün, politik karar süreçlerinden kesin bir biçimde uzaklaştırılmış ve üstelik bu, demokrasi adına yapılmıştır. Oysa demokratik haklar, uzun mücadeleler sonucu siyasi demokrasinin ön koşulu olmuştu. Şimdi malesef siyasi demokrasi, bir bütün olarak denetim altında...Bugün, devlet ve toplum üzerinde etkili bir denetim kurulmuş, halkın sesi ve kulağı olacak partiler her türlü manipülasyonla halkın gözünden ırak tutulmaya çalışılmaktadır. Kitleler üzerine kurulan dolaylı dolaysız baskı ve etkileme öylesine yoğun ki, insanlar kendi hak ve çıkarlarını göremeyen, görse de birşey yapamayan kalabalıklar haline getirilmiş durumda bugün.İktidar gücünü elinde tutan günümüz global tefecileri, artık kendilerine hizmet eden partileri bile atamakta ve yönetime doğrudan sahip olma eğilimi içerisine girmişlerdir. Küresel işleyişin zorunlu hale getirdiği bu eğilim, özellikle azgelişmiş ülkelerdeki işbirlikçi partilerin bile güç yitirmesine yol açmaktadır. Azgelişmiş ülkelerin büyük çoğunluğu artık seçim kazanmış partilerce değil, görüntüsü öyle olsa da, küresel güç merkezlerinin belirlediği 'görevliler' tarafından yönetilmektedir. İşbirlikçi partiler artık küresel güç merkezleriyle bütünleşmiş, kuralsız ve devletsiz bir toplum biçiminin yerleştirilmesinde kullanılan aracılar haline gelmişlerdir.Günümüzdeki politik ve ideolojik öncelikler ne olursa olsun, partilerin her geçen gün daha çok birbirine benzeyerek aynı politikaları uygulayan örgütler haline gelmesinin nedeni, sermayenin partiler ve politik sistem üzerine kurmuş olduğu egemenliktir diyebiliriz. Bu gerçek doğal olarak, siyasi partilerin halkın gözünde saygı ve güvenilirliğini yitirmesine sebep olmaktadır. Partiler bugün malesef varlık nedenlerini ortadan kaldıran bir süreç içerisindedirler.Türk halkı Atatürk'ten bu yana tüm partileri denedi ve onları değişik oran ve sürelerde iktidara getirdi,ancak hiçbir dönemde sorunlarına çözüm bulamadı. İktidara gelen her parti söylediğinin tam tersini yaptı. Uyguladığı politikalarla halkın sorunlarına yeni sorunlar ekledi. Yukarıda da anlattığımız şekliyle bugünün partilerini -biri hariç- birleştiren ortak payda, artık her alanda belirleyici hale gelmiş olan ve karar süreçlerini yabancıların belirlediği küresel politikalardır. Bu anlamda şu an Türkiye'de bir tür tek parti rejimi yaşanıyor diyebiliriz.İşte geldiğimiz bu son noktada, bu bir tür tek parti rejimine son verecek ve merhum Atatürk'ten bu yana hiçbir zaman iktidar olamayan bu aziz milleti iktidar edecek olan 'Bağımsız Türkiye Partisi'dir. Partilerin tamamı bir tarafa Bağımsız Türkiye Partisi bir tarafadır. Tüm partiler dolaylı veya dolaysız AB, ABD ve İMF derken, BTP 'tam bağımsız Türkiye' demektedir. Demekle kalmayıp Türkiye'yi 'Kainat Devleti' yapacak modeli ortaya koymaktadır. BTP plan, program, proje partisidir ve heybesi çözüm doludur. Eşsiz bir Türkiye imanı ve sevdasıyla BTP ve Lideri Prof. Dr. Haydar Baş çözümün tek adresidir. Aziz milletimiz bu çözüm etrafında er veya geç birleşecektir, çünkü başka çözüm yolu yok ve de kalmamıştır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Adem Birinci / diğer yazıları
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- İmam Ali’nin dilinden Hz. Peygamber / 15.03.2025
- Gayretullah’a dokunmak… / 13.03.2025
- Ben vermekle emrolundum / 06.03.2025
- Her hususta zirve şahsiyet İmam Ali / 28.02.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- İmam Ali’nin dilinden Hz. Peygamber / 15.03.2025
- Gayretullah’a dokunmak… / 13.03.2025
- Ben vermekle emrolundum / 06.03.2025
- Her hususta zirve şahsiyet İmam Ali / 28.02.2025