Yarınların yarılanmış olduğu gerçeği çok çok iyimser bir tahmin, yarınların tamamen tüketilmiş olduğunu söyleyen uzmanlar da var.
Yeni dünyaya gelen bir yavrumuz, sevgili torunlarımızdan biri, hanlara ve saraylara borçlu, köprülere, havaalanlarına ve geçitlere borçlu doğuyor.
Bu söylenen yerleri, mekanları görmeden ve bir kez olsun kullanmadan, babasının-dedesinin kesesinden söz konusu borçları ödemeye başlıyor.
Bu ülkede dünyaya gelmek demek artık kucak kucak borçlara merhaba demek anlamına geliyor.
Burçlar merhaba merhaba/Borçlar merhaba merhaba.
Yeni dünyaya gelen bu yavrunun payına düşenlerin yenilmiş-yutulmuş olması bir tarafa, üstüne üstlük bir de boynuna kocaman bir borç halkası hazırlanmış.
Bu yavrunun payına düşenleri yiyenler ve bir de boynuna borç listesi asanlar lütfen tarih önünde, sabi-sübyan önünde hesap versinler.
Eskiden yeni doğan bebeklerin kundağına yakınları tarafından, onun doğmasını dört gözle bekleyen eş-dost akraba çevresinden hediye olarak altınlar takılırdı, şimdi tek-tük gram altın falan takılsa bile, onlar da borçlar hanesine yazılıyor.
Büyükleri, devlet büyükleri tarafından hazırlanan borç listesi ise doğar doğmaz büyük bir merasimle boynuna asılıyor.
Kurtlar, kuzuların başına kral seçilse bile bu kadar insafsızca bir taksimat yapmazlar.
Ülkenin getirildiği bu korkunç durumu bilgisizlik ve beceriksizlik ile izah etmek mümkün müdür?
Bu kadar cehalet onlarca üniversiteden mezun olmakla dahi tahsil edilemez.
Bu başka bir şey.
Özellikle geride bıraktığımız son çeyrek yüz yılda olup bitenleri yarının tarihçileri elbette yazacaklar.
Bulutlar kaybolup sisler dağıldığı zaman, belgeler bir bir ortaya serilip bilgilere rahatlıkla ulaşım sağlandığı zaman tarih; tüyü bitmemiş yetimlerin malını gasp edip oyuna gidenleri de, milletin hakkını heybesine doldurup koyuna gidenleri de elbette yazacaktır.
Yapıp-ettiklerimizi, yediklerimizi ve dediklerimizi bizden daha iyi bilen ve kayda geçiren "Kerim Katipler" çoktan yazdılar ve yazmaya devam etmektedirler.
Diyelim ki bu dünyada muhasebeden, hesap vermekten yırttınız, kantarın ayarı ile oynadınız ve tartılmaktan kurtuldunuz, yarın, ayarları ile asla oynayamayacağınız hassas kantarla karşılaşmanız mutlak mukadderdir.
Hassas kantarda tartılmaya ne kadar hazır olduğumuzu derin derin düşünelim lütfen.
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025